Öncelikle merhaba. Yeni bölümü yarın yayınlamaysa çalışacağım ama ondan önce söylemek istediğim bir şey var. Öncelikle karakterleri ekledim bakabilirsiniz. Bundan sonra bölümlerin uzun olmasına özen göstereceğim. Yorum yaparsanız sevinirim. İyi okumalar.
# # # #
Multimedya:Derin
Müziğimiz:Lorde- Tennis Court# # # #
Ayaklarımı yataktan sarkıttım ve sırtımı babamın göğsüne yasladım. Ne olursa olsun bunu yaptığımda rahatlıyordum. Bunu yapmam beni rahatlatıyordu. Babamın kokusu rahatlatıyordu ama önemli olan bu değildi.
Önemli olan sırtımın altında hissettiğim kalp atışlarıydı. Sahip olduğum bir kişiyi daha kaybetmemiş olmanın huzuruydu.
"Hani sürekli sorardın ya ' Neden bunları yapıyorum? ' diye. Bende sana daha sonra söyleyeceğim derdim. Hatırladın mı?"
Babama 'Ben bunları hiç unutmadım baba bunlarla yaşadım.' demeyi istedim ama onun yerine konuşmaya başladım.
"Evet. Hatırlıyorum." dedim ve cephaneliğime atılan ilk bombanın dehşet verici bir yıkımla patlamasını bekledim.
"Onları yapmasaydın neden yaptığını öğrenmek için gerekli zamana sahip olamayacaktın,kızım."
Cümlenin sonuna koyduğu kelime cümleyi yumuşatmış mıydı? Koca bir 'hayır'. Ama ilk bomba sandığım kadar büyük bir yıkıma sebep olmamıştı. Bu beklediğimden değildi. Sadece daha bu sabah kaybettiğim annemin üzüntüsü daha ağırdı.
Başımı kaldırıp yüzüne bakmak istedim bunları söylerken ki yüz ifadesine bakmak istedim. Eliyle engelledi. Sessiz kaldım. Bir kez daha...
" Şimdi,sus ve beni dinle tamam mı? Konuşmam bittiğinde omuzlarındaki yük artmış olacak. Bu konuşma bittiğinde... bir anlaşmayla yaşamayı öğreneceksin."
Beni kesme demişti ,değil mi? İşin aslı hiç sanmıyorum!
"İstemiyorum, baba. Ne hayatımda ne de omuzlarımda daha fazla yük istemiyorum. Hepsinin getirdikleri oluyor ve ben..ben daha ne kadarını kaldırabilirim bilmiyorum."
Bunlar doğruydu. Sadece daha ne kadar böyle giderdi bilmiyorum. Kalbim çürümeye başlamıstı.
"Böyle söylememelisin,kızım."
Bu gece bu kelimeyi ne kadar da fazla kullandı.
"Burada benim hayatımdan bahsediyoruz değil mi? Benim hayatımdan ve belkide ölümümden. O yüzden bırakta istediğimi söyleyeyim!"
Bu ani çıkışlarımın bir nedeni olduğunu sanmıyorum.
"Acımız henüz taze ama bunları söylemeliyim. Abin ve annen bir tesadüf değildi,Derin."
Belki de sadece sabah geçirdiğim krizin etkisinin devam edip etmediğini kontrol ediyordu. Bunlara alışıktı.
Beni sonunda duygusuz bir canavar mı yapmıştı? Yoksa sadece tepkilerim mi gecikecekti?
Bekledim. Sadece devamını bekledim.
"Bunu al." dediginde yavaşça başımı kaldırdım. Yüzüne baktım. Gözleri dolmuştu. Bakışlarımı elindeki zarfa indirdiğimde üstündeki 'Kızıma' yazısını fark ettim. Konuşmaya başladığında ona döndüm.
"Aradığın birçok yanıt bu zarfın içinde. Ama bu zarfı bir banka kasasina koyacağım. Şu özel mülk için olanlardan birisine. Bende ölmeden bu zarfı ve banka kasasını açmayacaksın.
Banka anahtarını nereye koymamı istersin? "
Şaka mı yapıyor diye yüzüne bakmaya devam ettim.
Gayet ciddiydi. Bir oyun oynuyora benziyordu. Sanki benden uzaklaşmak için yapıyordu. Kafamdaki soruları bırakmıştım. Tamamen şu ana yönelmiştim. Anlaşması bu muydu yani?
"Bahsettiğin anlaşma nedir,baba?" diye sordum. Cevabını istemiyordum. Bir anlaşma istemiyordum! Hayatimda yenilikler ya da sınırlar istemiyordum!
"Bundan sonra biraz daha mesafeli olmalıyız." ayağa kalkıp kapıya doğru giderken durdu ve devam etti. "Bana 'bey' demen daha iyi olacak."
Çıktı ve gitti.
Birkaç dakika daha boş boş kapıya baktım. O saniyelerde içimde anlam veremediğim bir boşluk ve yanı sırada garip bir duygu vardı. Neydi bu? Adını bilmiyordum ama düşünmemi engelliyordu. Tepki vermemi de engelliyordu. Bir tür uyuşturucu gibi ama hislerimi kapatmaya gücü yetmiyordu. Boşluğu hissetmemi engellemiyordu. Akimin kaçırılması ve annemın vefatından sonra babamın bu sözleriyle yanardağa dönen kalbimde ki derin boşluğu hissetmemi engelleyemiyordu.
Babam dozu ayarlayamamıştı.
**
Kapının çarpma sesiyle kendime geldim ve arabadan aşağıya indim.
Vay canına! Burası gerçekten de çok güzeldi.
Çınar'a döndüm ve "Kedi olalı bir fare tutmuşsun Çınar. Bravo!"
Dışarıdan küçümser gibi görünüyor olabilirim ama kesinlikle öyle değildi. Çınar daha çok 'playboy' havasında dolaşırdı ve onlar ağaçlar ile çevrili bir gölü değilde barları tercih ederlerdi.
"Hadi hadi çok konuşma. Taşınacak malzemeler var. Ellerinizden öper. Ben çok yoruldum arabada kestirecegim biraz."
Hiçbir şey demedim ve Beste'ye seslendim.
"Beste duydun mu Çınar arabada ne yapacakmış? "
Beste de elini kulağının arkasına götürüp imalı bir şekilde "Duyamadım. Ne yapacaksın Çınar? 'Mal'zemeleri mi taşıyacaksın yoksa?" Özellikle vurgu yapmıştı.
Çınar'dan gelen 'hıı' sesiyle birlikte ikimizde kahkaha atmaya başladık. Arada Beste'nin bu cazgırlığı işime yarıyordu. Aleyhime kullanmadığı sürece tabi ki.
**
Yemeğimizi yedikten sonra salıncakta sallandık ve biraz da ormanda yürüdük. Beste'nin ayağını burkmasıyla da geri döndük.
İyi ki çok uzaklaşmadan burkmuştu ayağını da uzun bir yol boyunca taşımak zorunda kalmadık.
Eşyalarımızı topladıktan sonra eve doğru yola çıktık. 'Eve' diyorum çünkü babamla o konusmadan iki gün sonra yeni bir eve taşınmıştım. Evimiz gayet normal ve biraz da kalabalık bir sokaktaydı. Aslında büyük ve villa tarzı bir ev alabilirdik ama istemedik. Hepimizin odası fazla büyük değildi. Aslında odalarımıza sadece uyumak için gidiyorduk. Genelde salonda oluyorduk.
Salonumuz fazla büyüktü. Aslında bizde tam böyle bir ev istiyorduk. Salonu ikiye bölmüştük. Yarısını enstrümanları koyup diğer yarısında oturma odası gibiydi.Canımız sıkıldığında ve Venüs'e gitmeden önce burada çalışırdık. Birden dikkatimi başka bir şey çekti. Ağaçlardan birisinin gövdesinde bir balta vardı ve simsiyahtı. Biraz daha dikkatli baktım ve üstünde yazanı okudum.
'ÖLÜM'
Büyük ihtimalle son üç aydır gelen içi boş tehditlerden birisiydi. Boş tehdit olup olmadığını bildiğim yok. Sadece bekle ve gör. Umursamadım. O an için bu daha iyiydi. Beste ve Çınar için endişeliyim. Onlara bir şey olmasına dayanamam. Her zaman benim yanımdaydılar ve boslukları kaldırabileceğim bir durum değildi.
Güzel bir piknik sonrası eve geldik ve biraz uzandık. Yaklaşık yarım saat sonra hep birlikte salona geçip bu gece Venüs'te çalacağımız şarkıya odaklandık.
# # # #
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SOYUT
Teen Fictionİlk önce 'hıh' dedi genç kız ,hala kız olduğu için şanslıydı, sonra devam etti: "Bugün için bu kadar yetmez mi sence de?" "Bana bak. Ögrenmek istediğimi biliyorsun." "Bilmene gerek yok." dedi ilk önce ve genç adamın gözlerinin içine bakarak devam...