-1-

442 15 0
                                    

   

- Medyada Diyar'ın yani Kaçak Kız'ın fotoğrafı var. Kesin bir karakter olsun istemiyorum. Okudukça hayallerinizde gelişen karakter, benim belirlediğim karakterden daha çok zihninizde yer edecektir diye düşünüyorum.

   Nezarethaneden kaçma çabalarım olumsuzlukla sonuçlanırken ertesi günün sabahında mahkemeye çıkacağımı ve ailemin bir an önce buraya gelmesi gerektiğini söylenmişti. Gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım. "Ciddi misiniz ? Lösemi ve ölmek üzere olan annem mi yoksa bize para göndermek için şehirdışında çalışan babam mı veya bir trafik kazasında kaybettiğim amcam mı gelsin ? Çünkü başka bir yakınım yok." demek istesem de sadece onlara bakmakla yetindim. Ne, konuşmama hakkımı kullanıyorum sadece. Mahkemeden sonra suçsuz olduğum anlaşılınca hiçbir şey olmamış gibi bu tuvalet kokan yerden kurtulacaktım.

   "Sayın Diyar Karan, bu cinayetle ilgili hiçbir bilginiz olmadığını ve Çağan Atasoy'u daha önce hiç görmediğinizi iddia ediyordunuz. Fakat evinizin yakınlarındaki bir marketin güvenlik kameralarını incelediğimizde Çağan Bey'in sizden 10 dakika sonra apartmana girdiğini ve sizin evinize geldiğini düşünüyoruz." Lanet olsun size ve düşüncelerinize! Atasoylar kesinlikle bu hakime rüşvet vermişler. Benden 10 dakika sonra apartmana girdi diye benim evime de gelmek zorunda mı? Neyse ki yakın bir aile dostumuz -annemin eski bir arkadaşı- avukatım olmayı kendi isteğiyle kabul etmişti. "Müvekkilim, Çağan Bey'in başka bir daireye girdiğini ve onu hayatında ilk defa gördüğünü söylüyor. Bu yüzden yeterli delilleri bulmamız için sizden zaman istiyorum sayın hakim." Üzgünüm delil falan bulamayacaksınız, bulsanız bile Atasoylar tarafından yok edilecek. Büyük bir ihtimal cinayetten suçlanacağım. Bunun yanında annem de üzülecek. Onun üzülmesine dayanamazdım bu yüzden annemi de alıp bir şekilde buradan kaçmalıydım. Tarık amcaya -avukatım- annemi bu gece yarısı hazırlamasını ve nedenini sormamasını istedim. Onu bu işe karıştıramazdım. Bundan daha büyük bir problemim vardı, bu iğrenç yerden nasıl kaçacağım ?

   Saatler geçiyordu fakat burada bekleyen polisler bir türlü azalmıyordu. Planım hazırdı, basit bir plan olsa da buradan kaçacağıma emindim. Sonunda devriye saati geldi ve emniyet merkezinde çok az sayıda polis kaldı. Birden kendimi yere atıp titremeye başladım. Boşu boşuna 2 yıl boyunca tiyatro kulübüne gitmedim değil mi ? Dışarıda bekleyen genç polis hemen yanıma gedi ve beni kaldırmaya çalıştı. Zorlukla "Hastaneye gitmeliyim kriz geçiriyorum!" diyerek tekrar titremeye devam ettim. Genç polis hemen 112'yi arayıp yardım istedi fakat durumu abartarak onu endişelendirdim. Planım işliyordu. Anahtarları alıp kapıyı açacaktım ve bir şekilde kaçacaktım. Yanıma eğildi ve sakin olmam gerektiğini söyleyip durdu. Ona farkettirmeden cebindeki anahtarı aldım ve kafasını duvara sert bir şekilde çarparak bayılmış olmasını umdum. "Özür dilerim genç polis."

   Acele etmem gerekiyordu. Tam kapıdan çıkacağım sırada birisi ağzımı kapatıp "Bu şekilde kaçamazsın küçük kız. Tuvalete doğru koşup tuvaletin hemen yanındaki pencereden aşağı atlaman gerekecek. Ve sonra ödeşeceğiz Karan bunu unutma." diyerek beni serbest bıraktı. Dediklerini yaptım ve pek de uzak olmayan evimize doğru koştum. Apartmana girip direkt 2. kata çıktım ve kapıyı bir kere çalmamla Tarık amca kapıyı açtı. Hiçbir şey söylemeden annemi kucağına aldı ve merdivenlerden inip arabasına doğru koştu. Annemi arka koltuğa yatırıp arabanın anahtarını bana fırlattıktan sonra koşarak uzaklaştı. "Tarık amca ! Tarık amca dinle beni ! Araba sürmeyi bilmiyorum Tarık amca!"

KAÇAK KIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin