Bölüm 3-Sihirli Diyar

506 32 0
                                    

Kitaplarda basit numaralar vardı.Ama hiçbiri ilgimi çekmemişti.Biri hariç...Bu büyüye ışınlanma deniyordu.Dış dünya ile Sihirli diyar adlı yere ışınlanmak için kullanılıyordu.Belki yardımı olur,diye düşünerekten kitaptaki sembolu masanın üzerinde bulduğum tebeşirle odanın ortasındaki boş alana çizmeye başladım.Belli ki başka kişiler de ışınlanmayı yapmış yada hiç olmazsa denemişti.Fazla üstünde durmadan sembolu çizmeye devam ettim. Semboldeki her şekli çizdiğimde

mavi kıvılcımlar çıkıyordu.Son olarak şekli bitirdiğimde şeklin ortasına gelip,sihirli sözcükleri söyledim (Söylemesi bile zordu).Birden etrafımı sarı ve mavi renkler kaplamaya başladı.Midem altüst olmuştu.Başım dönüyordu.Vücudum sanki artık bana ait değil gibiydi.Hiçbir yerimi hissetmiyordum.Bir an düşüyor gibi olmuştum.Aslında evet düşüyordum.Aşağı baktığımda yeşil bir alan gördüm ve hiç olmadığı kadar hızlı bir şekilde yeşil alana doğru düşmeye başladım.Resmen gökyüzünden aşağı düşüyordum

Gözlerim kapattım.Neden hala düşmemiştim.Yavaşça gözlerimi araladım.İnanmıyorum.Saniyeler önce tepeden baktığım yeşil alan,şimdi ayaklarımın altındaydı.Bu nasıl olur? diye kendime soracaktım ki sihirli biryerde olduğumu son anda farkettim.Herşey çok güzeldi ve kusurlu en ufak birşey yoktu.Kısacası fevkalade bir yerdeydim.Biraz yürüdükten sonra büyük bir meydana gelmiştim.Meydanın tam ortasında birinin heykeli vardı.adam elinde kocaman ve yaklaşık 3 metre boyundaki,altın renkteki bir kılıç vardı.Omzunda maymuna benzeyen kanatlı bir yaratık taşıyordu.Fazla anlamasam da yürümeye devam ettim.Burada herkes yabancı olduğumu anlamıştı.Çünkü gideceğim yolu bile bilmiyordum.İleride büyük bir dağ,dağın eteğinde de uzun bir kule vardı.Binaya çıkmak için neredeyse binlerce merdiven basamağı aşmam lazımdı.Ama tam o sırada karşı taraftan kahverengi,kıvırcık saçlı şişman bir adam yanıma geldi

Bana "Sen Zack Walker Olmalısın,lütfen beni takip et"dedi.Ben daha birşey diyemeden beni peşinden sürükledi.Hızlı adımlarla yürüyorduk aslında neredeyse koşuyorduk.Şato gibi bir yere gelmiştik.Bir kapının önünde durakladık.Kapıyı açıp "Buyrun,bu sizin odanız."dedi.Ben ise sorumu sormaya hazırlanıyordum ki tekrar beni susturup "Emin olun birazdan tüm sorularınızı yanıtlayacağım.Ama şuan zamanımız sınırlı ve acele etmeliyiz!"dedi.Endişeli görünüyordu.Birlikte odama girdik.Hemen kapıyı kilitledi ve tüm pencereleri kapattı.Ben "Neler oluyor!?"diye endişeli ve merak içinde sordum.O da nefes nefese "İblisler Geliyor!!".

Son ElementHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin