V

5.5K 57 23
                                    

HATIRA DEFTERİM

    25 Ağustos 13...

  Bugün diplomamı aldım. Ne saadet! Memleketin belli başlı insanları arasınagiriyorum. Yakında iyi bir memuriyete tayin edileceğim. Bunun için katî vaataldım. Sefalete, zarurete, uykusuz ve aç geçirdiğim gecelere Allahaısmarladık...Bir daha Vezirhan'daki o zavallı bekâr odasının önünden bile geçmeyeceğim... 

Benimle beraber diploma alan arkadaşlarımın arasında istikbalden şüpheedenler var: "Acaba istediğimiz kadar mesut olabilecek miyiz?Düşündüklerimizi elde edebilecek miyiz?" diyorlar. Korkuyorlar; düşünüyorlar...Kimsenin fikrine karışmam. Fakat ben, kendi hesabıma çok memnunum.Gencim, çalışkanım, sıhhatim yerinde. Gözüm fazla ileride değil. Tabiatım gayetuysal, titiz, sinirli, haris değilim. Gayem namuslu ve gayretli bir memur olmakve küçük, temiz bir aile yuvası kurmaktan ibaret... Günde on iki saat aralıksızçalışabilirim. Evet, çalışmak arzuma hudut yok... Buna mukabil gayemfevkalâde mütevazi... Böyle bir gencin mesut olmaması mümkün mü? 

Maamafih bu saadet, tamamiyle içime siniyor dersem yalan. Kalbimde birgizli düğüm var. Annemi düşünüyorum. Zavallı kadın! O kadar acele edecek nevardı? Birkaç sene daha dişini sıkamaz mıydm? Ne olurdu bugün sağ olsaydınoğlunun muvaffakiyetini gözünle görseydin. 

Annem beni okutup adam etmek için senelerce türlü mahrumiyetlerekatlandı. El dikişi dikti; bekâr çamaşırı yıkadı; türlü hakarete uğradı. Hepsinesabretti: "Mürşit inşallah bir gün adam olursun. Elin ekmek tutar. Garip anneneevinde bir köşecik gösterirsin. Baban, beni güldüremedi. İnşallah seninyüzünden gülerim. Bu çektiklerimi unuturum!" derdi. Biçarenin beklediği günlergeldi. Ne çare ki kendi onlara yetişemedi. Bin türlü cefa ve mihnet içinde sönüpgitti. 

Annemin hatırası sade bugün değil, her zaman beni zehirleyecek... Ne zamançoluk çocuğumla sıcak bir odada güzel bir sofra başında yemek yesem onunsoğuk mutfaklarda ayak üstü soğan, ekmek yediğini göreceğim. Lokmalarboğazıma dizilecek. 

Evet, dünyada tam saadet olmuyor. Ne olurdu şu yaldızlı diplomayı anneminçamaşır yıkamaktan çatlamış, şişmiş zavallı ellerine verebilseydim? 


Eylül  

  Sivas vilâyetine maiyet memuru oldum... Yarın hareket ediyorum.

Arkadaşlarım arasında ilk memuriyet alan benim. Maamafih, bununla pek fazlaiftihar etmek doğru olmaz.

  On beş gün evvel beni Dahiliye Nezaretine çağırdılar açık olan Sivas vilâyetimaiyet memurluğunu teklif ettiler. Umum Müdür: 

— Nazır Paşa Hazretlerinin size teveccühü var. Kendilerine Mülkiyenin enehliyetli mezunlarından olarak takdim edildiniz, bu memuriyeti size münasipgördüler. İleride inşallah terfiiniz mukarrerdir, dedi. 

Diplomamı alalı iki ay bile olmadığı halde hayat hakkında epeycetecrübelere sahip oldum. Mektepten çıktığım gün öyle sanıyordum ki, hangidaireye gitsem umum müdüre yaldızlı diplomamı göstersem gözü kamaşacak,"buyursunlar efendim" diye derhal baş köşede bana yer gösterecek. Hâsılı,kapanın elinde kalacağım. Fakat, maateessüf, evdeki pazar çarşıya uymadı. Buiki ayı Nezaret koridorlarında, kapı diplerinde iş dilenciliğiyle geçirdim.Neticede şuna kanaat getirdim ki memuriyet almak için sade diploma yetişmiyor.Ayrıca tavsiye mektupları, selâmlar da istiyorlar. Bana teklif edilen memuriyetinNazır Paşa Hazretlerinin teveccühleri eseri olmadığını, bir daha kimsenin beniSivas'ta arayıp sormayacağını biliyordum. Böyle olduğu halde umum müdürünsözlerine inanmış görünerek teşekkür ettim. Çünkü kimsesizdim. Daha ziyadebeklemeye vaktim yoktu. Bu memuriyeti kabul edip bir haftaya kadar harcırahalmadığım takdirde aç kalacaktım. 

AcımakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin