BİRİNCİ BÖLÜM

508 41 10
                                    

Heyy ben Ecem. 14 yaşındayım.Ve bu ilk hikaye deneyimim umarım beğenirsiniz. Votelerinizi bekliyorum. Kötü ve iyi yorumların hepsine açığım. Şimdiden teşekkürler. Telefondan yazdığım için yazım hatalarım olabilir. Özür dilerim. İyi okumalarr. :)

Merhaba ben Avy.16 yaşındayım.Los Angelesta yaşıyorum.Ailemin küçük prensesi olarak yaşamaya devam edecekken aramıza küçük bir şeyler katıldı.Garret ve Parker. Onları kıskandığım doğrudur.Ve bu nedenle birazcık bencil olabilirim.Ama onlar doğmadan önce içimde ne kıskançlık vardı ne bencillik...İnsanlar bazen kardeşlerimi çok abarttığımı düşünüyolar.Ama benim yaşadıklarımı yaşamadılar.Onlar doğmadan önce bütün gözler benim üzerimdeydi.Tek çocuk bendim fakat şimdi ben yokmuşum gibi.Artık görünmez olmak istiyodum.Taki o güne kadar...

Heyy ben Steve.17 yaşındayım.Los Angelesta yaşıyorum.Ve evin tek çocuğuyum.Bu olaydan pek memnun değilim fakat annemle babam da bu olaya pek yakın durmuyolar herhalde hayatım boyunca tek çocuk olarak devam edeceğim.Bizim sitede bi kız var ve adı Marry. Benden hoşlanıp hoşlanmadığını bilmiyorum.O kızın benimle ilgili düşüncelerini çok merak ediyordum.Taki o güne kadar...

Selam ben Marry.16 yaşındayım ve Los Angelesta yaşıyorum.Hayatım çok zor geçiyor.Çünkü en yakın arkadaşımdan kardeşim saydığım kişiden kazık yedim.Benim sevgilimle birlikte oldu.Ve daha sonra hiçbisey olmamış gibi konuşmaya devam etti.Ama asıl en kötüsü bunlar olurken dertleşebileceğim bir annemin olmamasıydı.Annem ben doğduktan 2 sene sonra ölmüş.Ve hep yukarıda yıldızlardan biri olduğuna inanıyodum.Tabi büyüdükçe bu düşüncem yok olmaya başladı ve annemi hiçbir zaman beni izliyormuş gibi hissetmedim.Babamda zaten kendi kafasına göre yaşamaya devam ediyor.Yeni biriyle evlendi.Ve bi çocuğu oldu.Adı Julia.Annemin adıda Julia idi.Ama nedense babamın kardeşim olduğunu düşündüğü kızdan nefret ediyorum.Her zaman bu nedenle ya da başka nedenlerden dolayı annemin beni duyup duymadığını düşünüyodum.Taki o güne kadar...

O gün...

AVY

Okula gittim ve o günkü ilk sınıfıma bakmak için dolabıma gittim.Dersim kimyaydı.Bu dersten nefret ediyorum fakat yoklama rekorumu mahvedemem.Yani bu sene hiç okulu asmadım.Ve asmayıda düşünmüyorum zaten.O sırada yanımdan Elizabeth geçti (Beni kıskanan bir kız).Fakat Elizabeth benim yüzüme bile bakmamıştı.Konuşmasak bile yinede Elizabethin her zaman bana baktığını biliyordum bu olaya gerçekten çok şaşırmıştım.Zilin sesiyle bütün düşüncelerimden arınıp sınıfa gittim.Yeni en iyi arkadaşım Marry de oradaydı.Aynı sınıfta olduğumuzu bilmiyordum.Ona selam verip hemen sırama geçtim.Marry bana selam vermemişti.Ama onu aldırmadım.Hoca da o sırada içeri girmişti.Yoklama almaya başladı.Benim adımı söyledi fakat hiçbir ses duyamamıştı.Ama ben bağırıyordum.Ama hoca beni görmemişti ve yok yazılmıştım bile.Artık elimde bir rekor yoktu.Zil çalınca koşarak tuvalete gittim.Fakat aynada kendimi göremiyordum.Ben görünmez olabiliyordum.

STEVE

Sabah kalktım ve okula 10 dakika geç kaldığımı farkettim.Anneme beni götürmesi için yalvarmalıydım.Fakat geç kalmamam için beni neden annem uyandırmamıştı?Kıyafetlerimi giydim ve çantamı aldıktan sonra annemin odasına gittim.Annem hala uyuyordu.Onu uyandırmaya kıyamadım.Okula koşarak gidecektim.Mutfak masasının üzerine bir not bıraktım ve kapıdan çıktım.Okula koşarak gittiğim için geç kalmamıştım.Fakat çok yorulmuş ve bir kadar da terlemıştim.Kapının önünde duran Marry'nin bana baktığını gördüm.Ve Marry'nin sesi beynimde çınlıyordu.Benimle ilgili birşeyler düşünüyordu.Daha sonra başka birine odaklandım.Ve onunda düşüncelerini okuyabiliyordum.Ben bir beyin okuyucuydum.

MARRY

Bu sabah babamın küçük değerlisi Julia 'nın ağlamasıyla uyandım.Herhalde kesin yine istediği bir oyuncağı babam almamıştı.Ne kadar şımarık bir çocuk olduğunu düşünürken içeriye üvey annem girdi Megan...O kadından bile Julia'dan nefret ettiğim kadar nefret etmiyordum."Kahvaltı hazır tatlım" dedi o cırtlak sesiyle bende giyinip hemen ineceğimi söyledim.Ve giyinmeye başladım.Üvey anneme ve onun küçük değerlisine olan duygularımı onlara söylemediğim için üzgündüm.Ama söylediğim gün babam beni haşlardı(!) Onlar senin üvey annen ve öz kardeşin onlarla ilgili böyle düşünmemelisin falan filam.Bunları düşünürken giyindiğimi farkettim ve hemen aşağıya indim.Ağzıma bir salatalık atıp "Ben çıkıyorum" diye çıktığımı herkese duyurdum.Üvey annemin arkamdan kahvaltı yapmadın dediğini duydum fakat duymazlıktan geldim.Ve okula ders saatimden önce gelmiştim kafeteryaya gitmeye karar verdim.Orası gerçekten çok doluydu.Ve ben merdivenlerden çıkarken ayağım takıldı ve düştüm.Bacağım çok kanıyor ve acıyordu.Ağlamaya başladığımı hissettim.Kafamı kaldırdığımda herkesin bana bakarak güldüğünü ve dalga geçtiklerini gördüm.Hemen yerden kalkıp tuvalete gittim çantamda fazladan bir çift çorap olması içi dua ediyordum.Siyah muz çorabım yırtılmıştı.O sırada bir ses duydum "Fermuarlı olan gözünde" bu annemin sesiydi."ANNE!" diye bağırdım."şşt bağırma sadece söyleyeceğin şeyleri düşün" dedi."Benimle nasıl konuşabiliyorsun?Bu hayal değil değil mi?" "Hayal değil benim küçük kızım hayal değil.Sen ölülerle konuşabiliyorsun." . "Ne!?"

Yeni HayatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin