Sadık Dost Hz. EBÛ BEKRİ SIDDIK (RADIYELLÂHÜ ANH)

65 7 14
                                    

Ebû Bekri Sıddık (radıyellâhü anh)

Hazreti Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem) 'in İslâm'ı tebliğe başlamasından sonra ilk iman eden hür erkeklerin;
raşit halifelerin,
aşere-i mübeşşerenin ilki.
Câmiu'l Kur'an,
es-Sıddîk,
el-Atik lakaplarıyla bilinen büyük sahabi.

Kur'ân-ı Kerim'de hicret sırasında Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) 'le beraber olmasından dolayı, "...mağarada bulunan iki kişiden biri..." (et-Tevbe, 9/40) şeklinde ondan bahsedilmektedir.

Asıl adı Abdülkâbe olup, İslâm'dan sonra Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) 'in ona Abdullah adını verdiği kaydedilir. Azaptan azad edilmiş mânâsına "atik"; dürüst, sadık, emin ve iffetli olduğundan dolayı da "sıddîk" lâkabıyla anılmıştır. "Deve yavrusunun babası" manasına gelen Ebû Bekir adıyla meşhur olmuştur.

Teymoğulları kabilesinden olan Ebû Bekir (radıyellâhü anh) 'in nesebi Mürre bin Kâ'b'da Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) 'le birleşir. Anasının adı Ümmü'l-Hayr Selma, babasının ki Ebû Kuhafe Osman'dır. Künyesi Abdullah b. Osman b. Amir b. Amir... b. Murra ...et-Teymî'dir.

Bedir cihadına kadar müşrik kalan oğlu Abdurrahman dışında bütün ailesi müslüman olmuştur. Babası Ebû Kuhafe, Ebû Bekir'in halifeliğini ve ölümünü görmüştür.

Hazreti Ebû Bekir (radıyellâhü anh) 'in Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) 'den bir veya üç yaş küçük olduğu zikredilmiştir. İslâm'dan önce de saygın, dürüst, kişilikli, putlara tapmayan ve evinde put bulundurmayan "hanif" bir tacir olan Ebû Bekir (radıyellâhü anh) , ölümüne kadar Hazreti Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) 'den hiç ayrılmamıştır. Bütün servetini, kazancını İslâm için harcamış, kendisi sade bir şekilde yaşamıştır.

Hazreti Ebû Bekir (radıyellâhü anh) , Fil yılından iki sene birkaç ay sonra 571'de Mekke'de dünyaya gelmiş, güzel hasletlerle tanınmış ve iffetiyle şöhret bulmuştur. İçki içmek câhiliye döneminde çok yaygın bir âdet olduğu halde o hiç içmemiştir. O dönemde Mekke'nin ileri gelenlerinden olup Arapların nesep ve ahbâr ilimlerinde meşhur olmuştur. Kumaş ve elbise ticaretiyle meşgul olurdu; sermayesi kırk bin dirhemdi ki, bunun büyük bir kısmını İslâm için harcamıştır. Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) 'e iman eden Ebû Bekir (radıyellâhü anh) İslâm dâvetçiliğine başlamış,
Osman bin Affân,
Zübeyr bin Avvâm,
Abdurrahman bin Avf,
Sa'd bin Ebî Vakkas ve
Talha bin Ubeydullah (radıyellâhü anhüm) gibi İslâm'ın yücelmesinde büyük emekleri olan ilk müslümanların bir çoğu İslâm'ı onun dâvetiyle kabul etmişlerdir.

Hazreti Ebû Bekir (radıyellâhü anh) hayatı boyunca Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) 'in yanından ayrılmamış, çocukluğundan itibaren aralarında büyük bir dostluk kurulmuştur. Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) birçok hususlarda onun görüşünü tercih ederdi. Umûmî ve husûsî olan önemli işlerde ashâbıyla müşavere eden Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) bazı hususlarda özellikle Ebû Bekir (radıyellâhü anh) 'e danışırdı.
(İbn Haldun, Mukaddime, 206).

Araplar ona "Peygamber'in veziri" derlerdi. Teymoğulları kabilesi Mekke'de önemli bir yere sahipti. Ticaretle uğraşıyorlar, toplumsal temasları ve geniş kültürlülükleri ile tanınıyorlardı. Hazreti Ebû Bekir (radıyellâhü anh) 'in babası Mekke eşrafındandı. Hazreti Ebû Bekir (radıyellâhü anh) , câhiliye döneminde de güzel ahlâkı ile tanınan, sevilen bir kişi idi. Mekke'de "eşnak" diye bilinen kan diyeti ve kefalet ödenmesi işlerinin yürütülmesiyle görevliydi.

Hazreti Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem) ile büyük bir dostlukları vardı. Sık sık buluşur, Allah'ın birliği, Mekke müşriklerinin durumu ve ticaret gibi konularda müşâvere ederlerdi. İkisi de câhiliye kültürüne karşıydılar, şiir yazmaz ve şiiri sevmezlerdi, daha ziyade tefekkür ederlerdi.

✔️HULEFÂ'Yİ RAŞİDİN (Asr-ı Saadet'te ki Yıldızlar⭐)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin