Sabah biraz üzgün bir şekilde uyanmıştım. Seul'u özlemiştim. Orada ki arkadaşlarımı, okulumu ve hiçbir zaman geri dönmemeyecek babamı... Gözlerim yavaş yavaş saate kaydı. Okulun başlamasına üç buçuk saatten fazla vardı. Yatağımdan kalkıp çalışma masama oturdum. Uçlu kalemlerimden birini alıp anneme endişelenmesin diye not yazdım. Sonra makyaj masamın önüne geçtim saçlarımı tarayıp şekil verdim. Hafif bir makyaj yaparak nr giyeceğimi düşünmeye başladım.
Hava bu saatte pek sıcak olmadığı için üstümü biraz kalın giymiştim. Sonra şarza tektığım telefonumu ve pembemsi kulaklığımı alıp evden çıktım. Deniz kenarına gittim. Denize uzanan kumlar harika bir renk cümbüşü yaratıyordu. Denize çok uzak olmayan bana tatlı gelen bir köşeye oturdum. Dizlerimi kendime çektim ve gözlerimi kapattım...
Uzun bir süte sonra omuzuna dokunulması ile irkildim. Gözlerimi açtığımda Jung Kwang yanımdaydı. Mıknatıslar gibi birbirimizi sürekli çekiyor. Aklıma bile girmeyecek yerde karşıma çıkıyordu.
"Sen nereden çıktın böyle? "
Sorduğumda soruyu atladı ve
"Sen iyi misin? " dedi. Gözümden akan yaşın izini göstererek. Yüzümü yana çevirip göz yaşımu sildim. Yüzüne bakmadım. Gözümü kumlara diktim.
"Ee, cevap vermeyi düşünmüyor musun? "
"İyiyim. Sorun etme. "
"Emin olayım mı? "
"Nasıl? "
"Her neyse, yanımda durmak istiyorsan sessiz ol. "
"Tamam. Ama dinlediğin müzik benden daha çok gürültü yapıyor. "
Yüzünde hafif bir gülümseme filizlendi.
Sonra gözlerimi kapadım. Denizin üstündeki meltemler yüzümü okşarken hala karışık duygular içindeydim. Derin bir nefes verdim. O arada tekrar gözümden narin bir damla düştü."Ağlıyor musun yine? "
"Ha-hayıır. "Gözümdeki yaşı hızlıca sildim. Elimi kumların üstüne koymak üzereyken Elimi Jung Kwang tuttu. Ve psrmağıma deydi.
"Bu parmağınla göz yaşını silmişsin. Hala ıslak. "Elime sıcak bir kömür parçası şeymiş gibi hızla çektim.
Kulaklığımı hızla çıkardı.
"Anlatacak mısın? "Cevap vermedim. Hızla beni kendine çevirmesi ile ağladığımdan dolayı kızaran gözlerimi tamamiyle görmüş oldu. Daha fazla üzülmesin diye gözlerimi hemen kapadım. Güldüğünün sesini duydum. Sonra da dudaklarından başka birinin dudaklarını hissettim. Şoka girmiştim. Öpüşüyorduk!
Hızla dudaklarından kurtuldum. Bir süre sinirle sadece ağzımı oynattım. Ama kelimeler ağzımda bir yerlerde tıkılıp kalmıştı.
Sinirle nefes verip gözlerimi yere diktim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Suçlular Diyarı
AventuraBiz Kore'nin az bilindik sadece suçluların yaşadığı denizin yanına kurulmuş küçük bir kasabadaydık. Bu kasabada yaşayanlar haricinde sadece isimlerimiz bilinirdi. Taa ki suçlu olmayan bir aile buraya yerleşinceye kadar. Bizim kurallarımızda aşk yokt...