Eun Kyung anlatıyor:
Birinin bana "Günaydın! "Demesi ile uyandım. Kalktığımda yataktan korkuyla sıçradım. Ya Eun, Min Ji, Choon Hee, Ha Neul başıma toplanmıştı.
"Neler oluyor? "
"Korkma, annen erken işe gitti. Ve bugün Cumartesi. Yanii eğlence zamanı! "Dedi Ha Neul.
"Haa. "Dedim.
"Ee, hadi hazırlansana. "Dedi.
"Çıkın? "Demem üzerine odadan çıktılar. Şoku üstünden atınca hazırlanmaya başladım.

Bunu giydim. Ama sonra çok koyu olduğunu düşünüp çıkardım.

Bunu giydim. Ve saçımı yapmaya başladım.

Saçımı böyle yapıp hafif makyajıma başladım. Sonra da odadan çıktım. Kızlar benim bir tek anahtarımı ve telefonumu, cüzdanımı almama izin verip evden çıkardılar. Tayfanın AA erkekleri bizi dışarda bekliyordu.
"Aç olan var mı? "Dedi Dong Yul.
"Ben açım. "Dedim.
"Pekala sinamadan önce kahvaltı yapmak için Kafeye gidelim. "Dedi.
Herkes onaylayınca yürümeye başladık.
Ben arkada kalmıştım. Sonra bana eşlik eden kişiye baktım. Hafifçe gülümsedim. Oda bana bakıp güldü.
Kimdi tahmin edin hadi?
Jung Kwang'tı...
***
Kahvaltıyı yapıp sinemaya gittiğimizde beklerken kitap okumak için raflstın tarafına gittim. Üstlerdeki raflarda duran bir kitabı okumak istedim. Döner sandalyeyi alıp üstüne çıktım. Tam almak üzereydim ki Ayağım kaydı ve neredeyse düşecekken Jung Kwang beni yakaladı. Şaşkınlıktan nefes alış verişlerim bile hızlanmıştı. Beni indirdiğinde gözlerimi yere diktim. Bir tutam saçımı kulağımun arkasına atıp teşekkür ettim. Ve oradan hızla ayrıldım. Derin bir of çekip kızların yanına gittim. Dong Yul ile Choon He'nin ortasına oturup kulaltığumı kulağıma taktım. Daha demin yaşananları düşünmemek için gözlerimi kapadım çünkü Jung Kwang benim tam karşımda oturuyor ve bıyık altından sırıtıyordu.***
Sinemadan çıkarken Choon Hee okula uğramanız gerektiğini ve bir sürprizi olduğunu söyledi. Herkes çok heyecanlanmıştı!Taksiyle okulun önüne geldiğimizde herkes indi. Choon Hee bizi bu taraftan şurayı dönün gibi şeyler söyleyerek süprizim yerine götürdü.
Müzik sınufının önüne geldiğimizde herkesten gözlerini kapanmasını istedi. Söyleneni yaptım ve gözlerimi sıkıca yumdum. Koşma sesleri duydum ve gözlerimizi açmamış için izin verilince gözlerimi açtım. Ve karşımda Soo Bin ablayı elinde gitar tutarken buldum. Gözlerimi müzik gurubunun üstünde biraz dolaştırdım. Ve sonra "Son iki üç dört! "Sesiyle gurup çalmaya başladı.
(İster burada ister en başta videoyu başlatın.)
Min Ji'nin sesi kesinlikle muhteşemdi!
Müziğin büyülü melodisi beni her zaman etkisinde tutmuştur ama ilk defa tanınmamış muhteşem bir sesten konser verilmesi benim için unutamayacağım bir anı olarak belleğimde saklıdır. Üzüldüğüm tek şey ses kaydına almamış olmamdı.
Ben orada müziğin büyüsü ile yere çakılmışken bir anda Ha Neul ellerinden tuttu ve dans etmeye başladı. Kahkalar eşliğinde herkes bize bakıyordu. Neredeyse herşey bir rüya kadar kusursuzdu. Biz çılgın gibi dans ediyor. Müzik gurubu bize bakarak Kahkalar atıyor ve ezberletinden çalıyordu. Min Ji ise konsantrasyonunu bozmamak için çok uğraşıyordu. Sonra bir anda Elimi başka biri tuttu ve beni kendine çekti. İlk başta Jung Kwang sandım ama Dong Yul'du. Hızla Elimi çektim. Ve "Dong Yul? "Dedim. O ise bana baktı ve benden hoşlandığını söyledi. Gözlerimi şaşkınlıkla yere dikerken kızlar bana baktı. Min Ji bile durdu. Bpğazımı temizleyip Dong Yul'a döndüm ve ona üzgün olduğumu ama bilmediğini söyledim. O ise anlıyorum dedi. Önceki sahnenin büyüsünden eser kalmamıştı. Herkese eve gideceğimi söyledim. Kızlar gözümden akan yaşı görünce beni bırakmadı. Evet, ağlıyordum çünkü Dong Yul bana hislerini açtığı zaman Jung Kwang da ağlamıştı. Kimse görmemişti, bir tek ben görmüştüm...Kızlara annem beni sorarsan sahildeyim deyin diyip taksi çevirdim.
Takisi beni sahile bırakınca dün oturduğum köşeye oturdum ve herşeyin karma çokluğundan kurtulmak istercesine gözlerimi kapadım. Neler oluyordu böyle?
Sebepsizce neden kalbime bir diken saplanmış gibi hissediyordum?
Ve neden anılarımız gözümde canlanıp duruyordu?
Yanıma biri oturdu. O kadar üzgündüm ki kim olduğuna dikkat dahi etmedim. Yinede gözyaşımı sildim.
"Merhaba. "Dedim.
"Merhaba. "Dedi yabancı. Yoksa olabilir miydi...
"Jung Kwang?! "Dedim. Şaşkınlıkla
"Dong Yul'u mu bekliyordun yoksa? "Dedi.
Cevap vermedim. Yüzüne baktığımda ise burnu kanıyordu.
"Ju-Jung Kwang, bu-burnun kanıyor. "Dedim. İkinci bir şaşkınlık dalgasıyla karşılaşırken ve gözü morarmıştı.
"Olamaz Jung Kwang yoksa-"
"Şşh. Boşver. "
Bir süre sessizlik oldu.
"Peki iyi misin? "
"Hıhı. Ve yine ağlıyordun. "
"Yaa. "Dedim bir tek çünkü bir anda bana sarıldı.
Karşılık duygular bedenini sarıyordu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Suçlular Diyarı
AventuraBiz Kore'nin az bilindik sadece suçluların yaşadığı denizin yanına kurulmuş küçük bir kasabadaydık. Bu kasabada yaşayanlar haricinde sadece isimlerimiz bilinirdi. Taa ki suçlu olmayan bir aile buraya yerleşinceye kadar. Bizim kurallarımızda aşk yokt...