~soo min'de ~
Kapı açıldı. Bende daha yeni uyanmıştım. Namjoon gelmiştir diye düşündüm kapıya baktım. Sadece açıktı bir vücut görünmüyordu. Gözlerim aşağı indi.
"NE?!"
Namjoon yerde yatıyordu. V.ve vücudu toprak ve kandı çoğunluk kandı. O güzel insan kanlar içinde yerde yatıyordu...
Hızlıca yanına gittim. Kapı kapanmasın diye önüne bir sandalye koydum ve Namjoonu zorla sırtıma alıp salona taşıdım.
Yarasına tampon görevi görmesi için bir bez ısıtıp sıkıca sarmıştım. Evin içinde telefon aramaya başladım. LANET OLSUN YOKTU!
sinirle etrafa bakmaya devam ettim. Namjoonun ceplerine baktım. Telefonunu buldum ama kanlar içindeydi çalışması için dua ettim. Açtım.
Sinirle ayağımı yere vurdum çalışıyordu ama ekranın içine sızan kan görüşü kısıtlıyor görmemi zorlaştırıyordu!
Acil arama kısmına basıp hastaneyi aradım. Adresi sordular bilmiyordum... Dışarı çıkıp etrafa bakmaya başladım. Adres yazan bir tabela bulmak umudu ile gezdi etrafı gözlerim.
Adres bir duvarda silinmemek için direniyordu. Adresi söyleyip telefonu kapattım ve Namjoon'un yanına koştum.
"Namjoon dayan geliyorlar"
sesim güçsüz çıkıyordu. İçimde sanki bir yara açılıyor gibi hissettim. Sanki yıllar önce kaybettiğim hatta hiç görmediğim abime zarar gelmiş gibi hissediyordum.
Ambulans geldi. içeri açık olan kapıdan hemşireler girdi ve onu sedyeye koyup götürmeye başladılar.
"Bende geleceğim" dedim. Çaresizce
Hemşirenin teki "iyi olur. Yanında birisinin olması lazım. Lütfen kimliği gibi belgeleride getirin. Çabuk olun" dedi
Ben hızla girmemem gereken odaya girmek zorunda kaldım. Çekmeceleri ve cüzdanlarını aramaya başladım. NERDEYDİ BU?!
sinirle elimle bir yerleri devirdim. İyiki de devirmişim. Kimlik yerde duruyordu. Hızlıca alıp aşağı koştum ambulansın arkasına bindim. Hastaneye doğru gidiyorduk...