GİRİŞ
Rüzgar artıyor, sisler dağılıyor ve baykuşlar ölüm şarkılarını söylerken, uykudaki beş cellat uyanıyor.1692 Massachusetts - Salem
At arabası tıkırtı ve sarsıntılarla ilerliyordu. Yaşlı kadın, arabanın küçük camını örten perdeyi açtı. Dolunayın gümüş rengi ışığı, karanlık ormanı aydınlatıyordu. Etraf huzurlu bir sessizliğe gömülmüş gibi görünüyordu. Fakat yaşlı kadın, ağaçların arkasına saklanan canavarların varlığını bildiği için doğanın oyununa aldanmadı.
Karanlığın içine saklanan yaratıklar ve peşlerindeki insanlar onları yakalamadan önce kara kuleye ulaşmaları gerekiyordu. Endişeyle iç çekip perdeyi kapattı. Küçük at arabasının içindeki kardeşlerine baktı. İkisi de karşısında oturuyordu. Ortanca kardeşi Luce, kırlaşmış beyaz saçlarını her zamanki gibi açık bırakmıştı. Uzun ve düz olan saçları, arkadan bakıldığında yaşlı ve zayıf bedenini saklayacak kadar gürdü. Luce'un yanında oturan Haley ise en küçükleriydi. Henüz ak düşmeye başlamış kahverengi saçlarını, her zaman asiller gibi ensesinden topuz yapardı. Luce yaşlılığa kapılıp fazlasıyla zayıflamışken, Haley yaşına rağmen hâlâ kıvrımlı hatlara sahip olan vücudunu korumayı başarmıştı.
Darcie, onların yanında hantal, şişman ve kısa kalıyordu. Saçları artık dökülmeye başladığı için yer yer kellikler belirmişti. Kardeşlerinden çok daha yaşlıydı. Zaman, yüzünde derin izler bırakmış ve güzelliğini yavaş yavaş ondan almıştı.
Kardeşlerinin gözlerine bakan Darcie, sadece iki ifade görüyordu. Tedirginlik ve korku.
''Darcie.''dedi Luce göz göze geldiklerinde. Sesi endişe ve korkuyla titriyordu. ''Sana son kez söylüyorum. Bunu yapmayalım. Onlar tehlikeli. Neler olacağını bilmiyoruz. Bizim kontrolümüz altında olmadıkları sürece neye dönüşeceklerini bilmiyoruz.''
Darcie, buruş buruş olmuş elini uzatarak kardeşi Luce'un elini sıkıca tuttu. ''Hayır Luce. Ne kadar kabul etmek istemesen de, içten içe sende bunu yapmamız gerektiğini biliyorsun.'' dedi titrek sesiyle. ''Onları uyandırmak zorundayız. Bütün cadı kardeşlerimiz öldürüldü. Sadece biz kaldık kardeşim. Bunu artık anlamalısın. Onların bizden başka kimseleri kalmadı.'' Titrek, derin bir nefes aldı. ''Ve ölüm bizim içinde geliyor.''diye fısıldadı. ''Ölmeden önce son görevimizi yerine getirip onları uyandırmalıyız. İnsanları, iblislerden bu şekilde koruyabiliriz.''
''Atalarımız onların içine kara büyü koydu Darcie.''dedi Luce bilinen gerçeği tekrar dile getirerek. ''Bunu bildiğin halde hâlâ uyandırmaktan söz ediyorsun! Kara büyü her zaman kötüdür. Onlar ne kadar uğraşsalar da kara büyü zamanla kalplerini ve gözlerini kör edecek. Sonunda iblislerden daha kötü canavarlara dönüşecekler. O zaman onları kontrol edebilecek hiç kimse olmayacak. Ancak biz ve bizim kanımızdan gelenler onları tekrar uykuya yatırabilir. Bizim kanımızdan kimse kalmamışken onları uyandırmamalıyız.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cellatlar 'Büyük Av' (Düzenleniyor / Devam edecek)
FantasiaKitabın telif hakları bendedir. Herhangi bir durum karşısında gerekli işlemler yapılacaktır. Cellatlar Serisi 1. Kitap - Büyük Av Bedenlerinin içindeki büyük kötülükten habersiz beş cellat ve kalpleri sevgiye aç, beş savaşçı kadın. Farklı yüzyıllard...