Kitabın telif hakları bendedir. Herhangi bir durum karşısında gerekli işlemler yapılacaktır.
Cellatlar Serisi
1. Kitap - Büyük Av
Bedenlerinin içindeki büyük kötülükten habersiz beş cellat ve kalpleri sevgiye aç, beş savaşçı kadın.
Farklı yüzyıllard...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
'Kızıl şeytan geliyor...'
Katalya dilini dışarı çıkararak alt dudağını ıslattı. Gözleri kısıldı ve salondan çıkan Alexi'nin arkasından bakmaya devam etti. Neden her şeyin sorumlusu benmişim gibi davranıyor? diye düşündü. Alexi ve tüm cellatlar sebebini bilmedikleri ne varsa Y.A.M.'ı suçlamak istiyor ve bunu yapıyorlar gibiydi. Katalya içinde bulunduğu grubun ahlakından hoşnut değildi. Kötü ve gizli bir şeyler seziyordu. Ancak her şeyin sebebi Y.A.M. ya da avcılar değildi. Fakat genç kadın anladığı kadarıyla cellatlar böyle düşünüyordu.
Alexi'nin de göğsünde var olan işaretin Y.A.M. ile nasıl bir ilgisi olabilirdi ki? Bir ilgisi olabilse bile Y.A.M.'ın bunu yapabilecek gücü yoktu. Yoksa var mı?
Tenine dağlanan işaretin ancak tek bir açıklaması olabilirdi; büyü. Fakat bunu yapabilecek kişiler yeryüzünden yok edilmişti. Orada düşüncelere dalmış bir halde dururken odadaki diğer dört celladın ona baktığını fark etti. Genç kadın onlara aldırmadan hole çıktı. Alexi'nin az önce gözden kaybolduğu merdivenlere yöneldi. Üst kata çıktığında Alexi'nin uzun holün sonunda olduğunu görünce ''Hey!'' diye bağırdı. Ancak Alexi ona aldırmadı. Genç kadın adımlarını hızlandırdı. Alexi bir kapıyı açıp içeriye girince Katalya'da onun peşinden ilerledi. Ayakları adeta yeri dövüyordu. Kapıyı ulaştığında, tıklatmadan savurarak açtı.
Alexi odanın ortasında durmuş tişörtünü çıkartıyordu. Kafasından sıyırdığı tişörtü elinde tutarak Katalya'ya döndü. Katalya ise tek kaşını kaldırarak alayla gülümsedi. ''Sen az önce ne dedin?''
Alexi çileden çıkmışçasına küfretti. Elindeki tişörtü top haline getirip yere fırlattı. Tek eliyle yüzünü sertçe ovaladı. Derin bir nefes aldığında, Katalya onun kendini toparlamaya çalıştığını anladı. Sonra Alexi'nin yorgun görünen gözleriyle bakıştığında bir yanı onun için üzüldü.
Alexi ellerini çıplak beline yerleştirdi. ''Bilmediğin ve asla öğrenemeyeceğin şeyler var avcı. Bir cellat sana sınırdayım diyorsa ondan hemen uzaklaşman gerek. Hatta mümkünse eyalet dışına çık. Şuan sınırdayım. O nedenle odamdan defol. Sana söylediğimi yap ve bekle.''
Katalya elbette onu dinlemeyecekti. Cellatlar için sınır ve uyku kelimelerinin önemini anlayana kadar onları zorlayacaktı. Çünkü aşağıda geçen uyku konusu kafasına takılmıştı. Cellatlar için uyku önemli miydi? Güzel diye düşündü. Zayıf nokta. Bir sınırları mı vardı? Bu daha da güzel diye düşündü. İkinci büyük zayıf nokta.
Gözlerini Alexi'nin gözlerinden ayırmadan odanın içine doğru bir adım attı ve ayağıyla kapıyı kapattı. ''Emirlerle ilgili bir problemim olduğunu yeterince net belirttiğimi sanıyordum.''dedi ve kollarını göğsünde birleştirip devam etti. ''Bu işareti 'bana sen yaptın' demekle ne kast ettin? Y.A.M.'ın bununla ne ilgilisi olduğunu düşünüyorsun?''
