"Kendimi çıplak hissediyorum."
Diana gülümseyerek yanıma gelip elindeki kemeri belime geçirdi.
"Normal kıyafetlerine göre çıplaksın zaten."
Kemeri zırha yerleştirdikten sonra geri çekilip üzerimi süzdü.
"Daha güçlü görünüyorsun."
Derin bir nefes alıp bileklerimi sarmalayan metale baktım.
"Neden savaşa gidiyormuş gibi giyinmek zorundayım ki?"
"Savaşa gidiyormuş gibi mi? Bu bizim günlük kıyafetimiz Camila. Savaşa bununla gidersen ilk kılıç darbesinde zırhın bedeninden düşer."
Gözlerimi büyütüp Diana'nın bana kıyafet getirdiği dolaba baktım.
"Günlük kıyafet olarak zırh mı giyiyorsunuz?"
"Evet. Bizler savaşçıyız. Bir insan için yemek yemek nasılsa bizim için de savaşmak öyle."
Savaştan bahsederken heyecanlanmasına garip bir bakış atıp ondan uzaklaştım.
"Anlıyorum."
Son kez kıyafetimi inceledikten sonra derin bir nefes aldı.
"Hazırsın."
"Fiziksel olarak evet ama ruhsal olarak hazır olduğumu düşünmüyorum."
"Merak etme. Annem mükemmeldir. Senden hoşlanmasa bile bunu belli etmez. Kendini kötü hissetmemen için olabildiğince kibar davranır."
"Pekala."
Elini omzuma koyup güven verici bir şekilde gülümsedi.
"Gidelim."
Kafa sallamakla yetinip Diana'nın kapıları açmasını bekledim. Lauren'ın tapınağındaki kapılardan daha büyük olan kapıyı zorlanmadan açıp geniş koridorda ilerlemeye başladı. Kısa bir süre koridoru inceleyip hızlı adımlarla peşinden gittim.
Adayı hiç görmemiştim. Ormanda Lauren'ın omzunda uyuyakaldığımda Diana gelmiş ve bizi buraya getirmişti. Adaya giriş yolunu görmemem için yaptıklarını biliyordum. Lauren adaya giren insanların ya öldürüldüğünü ya da hafızalarının silindiğini söylemişti.
"Kraliçe bu kapının arkasında seni bekliyor."
"Beni mi bekliyor? Sen gelmeyecek misin?"
"Geleceğim ama kraliçenin huzurundayken sadece onun izin verdiği kişi konuşabilir. Onun izni olmadan huzurunda nefes dahi alamazsın."
"Peki yapmam gereken bir şey var mı?"
"Merdivenlere kadar kafanı kaldırma. Merdivenlere ulaştığında tek dizinin üzerine çök ve kraliçe kalkmanı söyleyene kadar kalkma veya konuşma."
"Anladım."
Kalp atışlarım yükselirken Diana kibarca kapıya vurdu. Saniyeler içinde kapı açılmış ve hayatımda görüp görebileceğim en lüks odayı açığa çıkartmıştı.
"Duraksama. Yürü."
Diana'nın uyarısıyla kafamı yere eğip yürümeye başladım. Lauren tahtın yanında duruyordu. Yere baktığım için Hippolyta'nın sadece ayaklarını görebiliyordum.
"Heyecanını sakla. Kendine hakim ol."
Diana yanımdan ayrılıp Lauren'ın yanına gittiğinde sertçe yutkundum. Ardından merdivenlerin önünde durup Diana'nın dediği gibi tek dizimin üstüne çöktüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Curse of Medusa // Camren (gxg)
Fantastik"İleride ne olacağını bilmiyorum ama bildiğim tek şey seni sonsuza kadar seveceğim." "Bir gün öleceğini bilerek yaşadığında bunu söylemek kolay oluyor." "Ama ben ölümsüz olacağımı biliyorum."