Δεκαπέντε (15)

2.9K 295 116
                                    

NEDEN KİMSE BUGÜNÜN SALI OLDUĞUNU BANA HATIRLATMADI? AZ KALSIN BÖLÜM ATMAYI UNUTUYORDUM.

Gözüme giren güneş ışınlarına yüzümü buruşturup esnedim.

"Neden sabahın köründe buradayız?"

Kafasını kaldırıp etrafa bakınmaya başladı.

"Çünkü orman bizden yardım istedi"

"Bizden?"

"Yani benden ama seni tapınakta yalnız bırakamazdım"

Anladığımı belirten bir ses çıkartıp daha önce hiç görmediğim kadar büyük ve geniş olan ağacın yanına gittim.

"Çok büyük"

Gövdesi neredeyse 30 ağacın içine sığabileceği kadar genişti. Dalları ise bir kalkan gibi gökyüzünü kapatıyordu.

"Bu ağaç, ormanın kalbi"

Elimi yavaşça ağacın gövdesine koyup kafamı yukarıya kaldırdım.

"Kökleri bütün ormanı kapsıyor ve ormandaki her ağaçla birleşiyor "

"O zaman seninle konuşan orman değil bu ağaç, öyle mi?"

"Bu ağaç, orman"

Gözlerimi devirip derin bir nefes aldım.

"Peki orman seninle konuşuyor"

Etrafı aramaya devam ederken ağaca yaklaştım.

"Onunla konuşan kesinlikle sensin. Ben seni anlıyorum"

"Seni duyabiliyorum"

Gülerek elimi ağacın gövdesinde gezdirmeye devam ettim. Eğer bu ağaç her şeyi görüyor ve biliyorsa ona Horus diyebilirdim.

"Ne arıyorsun?"

"Ormanın neden yardım istediğini"

"Yani Horus'un neden yardım istediğini"

Durup bana baktı.

"Horus?"

"Evet"

Omzumu ağaca yaslayıp gülümsedim.

"Mısır mitolojisinde Güneş Tanrısı Horus'un, her şeyi gördüğü söylenir. Bu yüzden Horus'un gözü denilen ve sadece Horus'un sol gözünün bulunduğu motifler vardır"

"Ağaca bir isim mi verdin?"

Gözlerimi kısıp yaslandığım yerden ayrıldım.

"Vermemem mi gerekiyordu?"

"Hayır, hayır. Bunu sevdiğini söylüyor"

"Biliyorum"

Elimi tekrar ağacın gövdesine koyup hafifçe okşadım. Gövdesi diğer ağaçların aksine pürüzsüzdü.

"Burası çok güzel. Buraya daha sık gelebilir miyim?"

"Buraya güzel diyorsan bir de gölü görmelisin"

"Göl de mi var?"

Yanıma gelip elimi kavradı. Beni ilerideki büyük kayaların oraya doğru sürüklemeye başladığında itiraz etmeden peşinden gittim.

Kısa bir yürüyüşün ardından kasabayla ormanın arasında duran ve Lauren'ın ördüğü duvar kadar yüksek olan bir dağın önüne gelmiştik.

"Bu dağı nasıl geçeceğiz?"

Birkaç adım geri gidip kayaların bittiği yeri görebilmek için etrafa bakındım ama etrafından dolaşmak mümkün gibi gözükmüyordu.

The Curse of Medusa // Camren (gxg)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin