Dostoyevski, zaman ve düşünme pratiği üzerine

37 1 0
                                    

Kumarbaz generalin anannesinin isteği ile ona yanında eşlik etmek üzere Nürnberg kaplıcalarına gider. Buraya yaşlı ve etrafına emirler vermekten hoşlanan bir kadınla yola çıktığını farzetmektedir ama zamanla olaylar kendisini fazlasıyla şaşırtır. Zira toplumsal roller içine sıkışmış kalıcı şehir ahalisinden ziyade yolculuk üzere ilk defa bu kadar yakından temas halinde bulunduğu şehirden tanıdığı birkaç kişinin yanında olması onları yakinen gözlemlemesine ve onlar hakkında hızlıca fikir sahibi olmasına olanak tanır. Bunların başında da general gelir ki generalin rolü, öleceğini düşündüğü anannesinden kalacak mirasın hayallerinde yüzen bir savurgan iken, anannenin aniden ortaya çıkmasıyla ve kaplıca gezisi tertip etmesiyle hızlıca evebeyninden harçlık bekleyen bir çocuğa döner. Burda anannenin sürekli etrafına emirler veren yaşlı bunak imajına geri dönecek olursak Nürnberg'e varır varmaz gerçekleşen kumarhane ziyareti ananenin rolünde de hızlıca bir sapma yaratır çünkü kumar oynarkenki savurganlığı ve para kazandıktan sonraki emir ve söylenmelerindeki adaleti hisseden kumarbaz bu yaşlı kadına içindeki çocuğun yönverdiğini düşünmekte gecikmez. Kumarhaneye gidip dönünceye değin geçen süreç aslındakumarbazın Nürnberg gezisindeki rolünü anlamasına yeter.

Kumarbazın rolünü açıklamadan önce Dostoyevski romanlarındaki tüm karakterlerin çoğunlukla kendi rollerini bilen ve etrafına ve tabiki okuyucuya hissettirmeden yönveren kişiler olması, bence Dostoyevski'nin edebiyat dünyasındaki "yaşamış ve yazmış" tanımlamasını fazlasıyla açıklar nitelikte. Bende her zaman can alıcı tesirler bırakmasındaki etken güç ise Dostoyevski karakterleri gibi hayata çokça temas etmeden, hayatın verdiği sınırlar ile sosyal çevremle kurduğum bağın, beni bu tür karakterlerde yer alan deneyimleri teorik olarak elde etmeye zorunlu kılması diyebilirim.

Kumarbazın rolü ve kendine çizeceği yolun haritasını çizmem gerekirse, birkaç karakteri tanıtmamda fayda var. Generalin sevdiği ve ananneden kalacak mirası çarçur etmeye niyetlendiği Madame Blanceilk karakterimiz. Bu kadın da miras hayallerinde ve generale umut verip ve onu peşisıra sürekleyen sürtük rolünde karşımıza çıkıyor. Kumarbaz onu sevmiyor ve bir sevinç kaynağı olarak görüyor bu durumu ama Madame Blance'in bir sonraki hamlesini görmek için bayağı heyecanlı zira geziye gelmedi bu kadın. De-Grieux ise generale eşlik eden bir miras meraklısı daha. Generale sürekli umut verdiğini tahmin etmek Kumarbaz için zorbir tahmin değil zira kendisi generalin yanından ayrılmayıp sürekli kendisiyle kısık sesli konuşmalar yapıyor! Polina ise Kumarbaz'ın yargılar ve çözümlemeler üretmekte zorlandığı tek kişi zira onun üzerine kurduğu hayaller Polina'nın bu kermekeşte nasıl bir konum aldığını çözümlemekte akıl yürütmesine pek olanak vermiyor. Anannenin sürekli kumarbazı(yani bir eğitimli kişiyi-öğretmeni) yanında tutmasındaki motivasyon ise hem annannenin eğitime saygısını gösteriyor hem de yanında güvenebileceği tek kişinin kendisi olması Kumarbaz için kaçınılmaz bir rol.

Bir karakterin etrafındaki rollere bu şekilde motive olması ve yönverdiği ortam ve kişilerin bu derece anlaşılır ve net kalıplardaki davranışları hem Dostoyevski'nin okurlar için yarattığı sade bir ortam hem de ana karakterin hayatı algılama şeklini okuyucuya yansıtması için gerekli edebi unsurları barındırma konusunda yazara rahatlık sağlıyor. Bu yaratılan ortam ve hengame için ancak büyük bir gerçeklik ve Dostoyevski için yaşanmışlık payı olduğunu düşündüğümü eklememde fayda var. Evet, Dostoyevski'nin tüm romanlarını bizzat yaşayarak yazdığını düşünüyorum. Etrafını rahatlıkla tasvir eden ve hızlı çözümlemeler ve akıl yürütmelerde bulunan herbir karakter Dostoyevski'nin kendisinden başkası değil.

Tüm karakterler ve onları motive edici yaşam formlarını bir filmde de görebiliriz. Kendimiz de bu sadeliği bize aktaran yönetmenlerin eserlerini açıkça gözlemleyebiliriz. Burdaki eksik nokta, filmlerde yer alan, bazen açık bazen kapalı mesajları anlamak için verdiğimiz emeğin pek olmaması. Kitap okurken durup düşünme payımız her zaman anlatılmak istenen için kafa yormamıza ve anlatılan şey için bir takım yorumlarda bulunmamıza olanak sağlıyor. Filmlerdeki akıl yormalar ise genelde film bitinceye kadar bize bu fırsatı vermiyor ve Dostoyevski'nin her bir karakterinin akıl yürütmeleri ile yaşadıklarını okuyucuya aktarımlarını bir sürecin aydınlatmaya öalışma olarak sunmaları, okuyucuyu ciddi bir akıl yürütmeye zorluyor ve bunu başarabilen başka bir yazarla tanışmadım henüz. 

DostoyevskiWhere stories live. Discover now