İtiraf.

979 52 3
                                    

Draco Hermione'ye doğru yürüdü. Sonra onun kulağına.
"Beni takip et." diye fısıldadı.
Hermione karşı çıkacak oldu ama Draco "Dediğimi yap!" diye sakin ama anlamlı bir şekilde ona seslenince Hermione cebinde asasının yerinde olup olmadığını kontrol edip ayağa kalktı. Draco önden gitti. Hermione onu takip etti. Sonunda Mızmız Myrtle'ın olduğu tualete geldiler-ama o şu an burada değildi- ve Draco Muffliato büyüsü yaptı. Hermione kendini savunmak için asasını hazır tuttu.
"Ne var Malfoy?"
"Hermione... Ben.. Bu söyleyeceğim şeyden sonra beni lanetleme ama Ben..." Draco ağlamaya başladı.
Hermione kaşlarını çatıp ona baktı. Ama yüzündeki şaşkınlığı gizleyememisti. Draco ağlamasını durduramayacağını anladı ve ağlayarak sözüne devam etti.
"Hermione..." hıçkırdı. "B-ben seni seviyorum. Ama-" tekrar hıçkırdı. "Ama normal bir sevgi gibi değil." Burnunu çekti. "Aşığım." bunu söyledikten sonra 3 kere daha hıçkırdı. Sonra gri ve soğuk gözlerini Hermione'ye çevirdi.
Hermione sanki Draco onu öldüren lanetle lanetlemiscesine bakıyordu. Sonra kafasını salladı.
"Ne planladın. Yine o aptal şakalarından mı? Şimdi Crabbe ve Goyle çıkıp beni lanetleyecek mi?" Sağa sola baktı.
Draco hayır anlamında kafasını salladı.
Hermione orada biri olup olmadığını kontrol eden büyüyü yaptı. Olmadığını anlayınca Draco'ya inanmaz bakışlarla baktı.
"Malfoy! Ne yaptığını sanıyorsun? Eğer bana zarar verirsen Dumbledore'un hemen haberi olur! Sakın bana bir şey yapmaya kalkma!"
Draco Dumbledore'un adını duyunca daha da ağlamaya başladı.
"Anlamıyor musun? Seni seviyorum! Bunu söyledim çünkü-" Draco tereddüt etti. "- çünkü yakında öleceğim!"
Hermione ikna olmuş görünüyordu. Ama yine de tedbiri elden bırakmadı.
"Hiç komik değil Malfoy!"
Draco elleriyle yüzünü sildi.
"Biliyordun sen de. Yüreğinin derinliklerinde biliyordun bunu."
Hermione bir an Draco'ya şefkatle baktı. İnanmıştı. Biliyordu. Draco haklıydı. Yüreğinin derinliklerinde hep hissetmişti bunu. Ama Hermione Draco'ya karşı nefretten başka bir şey hissetmiyordu ki. 6 yıldır onun iğrenç kendini beğenmiş bir pislikten baska bir şey olmadığını düşünmüştü. Ama bazen ailesi yüzünden böyle olduğunu da düşünmüştü. Ama ailesı ne olursa olsun, o karaktersiz olduğu için böyleydi. Harry o muggleların yanında yetişmesine rağmen Malfoy gibi miydi? Malfoy'a duyduğu şefkat kalbinden silindi gitti. Zaten Hermione Ron'a böylesine aşıkken... Işte o aptalca oyunlarından birini oynuyordu yine Malfoy. Ona inanırsa aptallık ederdi. Hem aritmansi ödevi daha bitmemişti! Malfoy'un tuzağına düşmediğini kanıtlamak istercesine bir kahkaha attı.
"Ne zaman öldüğün umrumda değil Malfoy." bu doğru değildi. Hermione ölen kisi Malfoy olsa bile üzülürdü. Ama şu an ona karşı çok öfkeliydi.
"Senin aptalca oyunlarına kanacağım gibi bir hayale kapıldığını görüyorum." Kahkaha attı. Kafasını sağa sola salladı. Geri geri bir kaç adım attı ve arkasını dönüp koşmaya başladı.
Malfoy'u ve Malfoy'un kırık kalbini bıraktığının farkında değildi geride. Ama yine kalbinin derinliklerinde bunu hissetmişti. Bu hisse kulak verseydi...
Yazım hatası yapmış olabilirim kb :DD

Ejderha'nın Son Uçuşu. ( Dramione Fanfiction )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin