RM - 6

160 28 1
                                    

"Jungkook yemeğe gidelim mi? Ben acıktım. Hem dün yeni bir pizzacı açılmış, oradan yeriz?"

Gözlerimi ovuşturdum. Şu lanet ingilizceci ingilizcem harika olmasına rağmen hala ders anlattığı ve üstüne uyuşukluk da eklendiği için çok yorgundum. Ama Lalisa istiyorsa onun için kalkabilirdim.

"Jisoo da gelse olur mu? Onun da sevgilisi Jin gelse? Olur mu?"

Kafamı salladım. Jisoo ve Lalisa iyi anlaşıyordu. Jin ve ben biraz anlaşamasak da onunda seviyordum. İyi çocuktu.

Hemen montumu giydim ve çantamdaki telefonumla ve cüzdanımı aldım. Sonra Lalisa'nın üstünü düzelttim ve beraber sınıftan çıktık. Aşağıda bizi bekliyorlarmış zaten, oradan beraber pizzacıya yürüdük.

"Jisoo, sen hiç bu pizzacıya gittin mi? Duyduğum kadarıyla çok güzelmiş."

Kızlar önden yürüyordu. Onlar birbiriyle anlaşıyordu. Ama, Jin ile anlaşmalıydım. Evet, bu soğukluk gitmeliydi çünkü rahatsız olmaya başlamıştım.

"Siz sevgiliydiniz değil mi? Size sevindim."

Jin şaşkınca bana baktı. Sonra ellerine sıcak nefesini verdi ve gülmeye başladı. Çok pardon ama komik değildi bu.

"Biz sevgiliyiz de siz? Tüm okul arkanızdan sizi konuşuyor, sevgili bunlar falan diye. Sen onun çocukluk arkadaşıymışsın işte, yakınmışsın. Lalisa da senle olmayı seviyormuş falan."

Keşke söyledikleri olsa. Milyon defa söylememe rağmen unuttuğu için bu çok acıtıyordu. Düşünün seni seviyorum diyorsunuz ama o bunu arkadaşça anlıyor. Çok acı.

"Keşke dediğin olsa, çünkü biz arkadaşız. Çok iyi arkadaş! Yok yani, çok söyledim ama yok! Çünkü siz bilmiyorsunuz,  Lalisa unutkanlık hastası. Hemde doğuştan ve %30 seviyelerinde. Yani normal bir insanınki %5 ama onunki böyle. Birde lütfen kimseye söyleme, olur mu?"

Üzgünce bana baktı. Üzülmüştü tabiki, kim sevdiğinin onu unutmasını isterdi ki? Ben istemedim ama olmuyordu. Seviyordum ve hep sevecektim.

"Ben, üzdüysem özür dilerim. Ben sizi şey zannetmiştim öyle olunca. Neyse seni sevdim, seninle arkadaş olabiliriz ha?"

Lalisa'dan sonra bir arkadaş, hemde unutmayan ve erkek cinsiyetli. Beni çok iyi anlayan birisi. Bu benim için çok iyi olabilirdi. Hemde çok iyi.

"Tabiki, benim de bunları konuşacak, içimi dökecek birisine ihtiyacım var. Yine de teşekkür ederim, Jin."

Eliyle sırtıma birkaç defa vurdu. Sevmiştim onu, iyi arkadaş olacaktık, hissediyordum.

"Jungkook gelsenize, burası işte!"

Kapıyı açtım ve içeri girdik. Burası çok güzel döşenmişti. Hem tam gençler içindi.

Hemen önümüzdeki bir masaya kızlar karşımızda olacak şekilde oturduk. Hemen garson geldi, sipariş verdik ve gitti.

"Jisoo burası çok güzelmiş! Bir daha gelelim."

Jin ve Jisoo birbirine baktı. Bende Lalisa'ya baktım. Bu kız beni öldürüyordu. Hemde fazlasıyla.

"İsterseniz biz seçelim siz yersiniz. Jungkook mantar sevmiyor, bende mısır sevmiyorum. O zaman şu olur."

Nasıl da biliyor herşeyi. Benim hakkımda herşeyi biliyor. Ama, şu hastalığı gerçekten beni bir gün bitirecek.

"Jungkook başka neler oldu? Seni tanımak istiyorum da. Hem enerjimiz de tuttu."

Dudaklarımı yaladım ve Lalisa'ya baktım. Yine öldürücüydü. Jisoo ile konuşurken nasıl mutlu oluyordu, benim güzel meleğim.

"Bizimkisi tek taraflı aşk Jin. Sadece ben, onu görünce çıldırıyorum. Ne bileyim o dediğiniz büyük aşkın tek taraflısı."

Yine son. Sizin için uzun bölüm yazdım biraz, oy yorum atın, ❤ sizi seviyorum

Remember me | Liskook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin