iyi okumalar...
>|<
Melis'in ağzından;
Grubun yanına geldiğimizde bize tuhaf bakıyolardı, en çok ta bana Uranüs kötü bakıyordu; Uranüs ölen babamın ortak olduğu holdingin sahibinin oğluydu.
" siz sevgilimiydiniz lan?! " Uranüs ün şaşırmış bi okadarda öfkeli sesi kulaklarıma hakim oldu, niye şaşırıyorsa Furkanın beni sevdiğini cümle alem biliyordu zaten, sadece bana açılamıyordu o kadar.
" evet abi, yeni mi öğreniyosun? bütün okul öğrendi." Uranüs Furkan a çok sert bakmıştı ki bu bakışlar beni bile korkutmaya yetmişti.
" neyse artık biz gidelim" Furkan elimi tuttu tam arkamızı dönmüştük ki Uranüs bana seslendi;
" Melis; az önce ki kız kim di" sorduğu şeyle kaşlarım istemsiz ce çatılmıştı, Jüpiter i napıcaktı ki bu şimdi
" niye noldu ???" ayağa kalkıp karşıma geçti ve benim duyabileceğim sesle suratıma fısıldadı
" MELİSSS, sana soru sordum ve karşılığını bekliyorum!!, ve" - birden geri çekildi- " BİRDAHA SORUMA SORUYLA CEVAP VERME! ANLADINMI " diye bağırdı.
bir iki adım gerilmemi Furkan görünce elimi tekrar tuttu ve beni arkasına aldı;
" bağırma kıza! " Furkan nın bu ani çıkışı beni korkuturken, Furkan nı sakinleştirmek için elini sıktım,
" sana mı sorcam lan! " Uranüs ün bağırmasıyla bütün okul bize döndü
" tamam Furkan sakin ol ,bütün okul bize bakıyo" Uranüs bu dediğime büyük bir kahka atarak bana baktı ve tekrar önüme geçti
" seninde istediğin bu değilmi? bütün okulun dikkatini çekmek; ama zavallı gibi duruyosun" gözlerim dolmaya başlamıştı, Jupiterin dediklerini sanki tekrar ediyordu, bahçeye göz gezdirdiğimde birkaç kişinin bizi video ya aldıklarını gördüm.
" kızın ismi Jupiter, " ağlayarak söylediğim bu cümle Uranüs ü güldürmüştü
" keşke baştan söyleseydin; ee nerde okuyo nerden tanıyosun dökül " neden bunları bana soruyordu ki istese bulabilirdi diciline kadar herşeyi
" bizim okulda, bizimle yaşıt küçüklük arkadaşım dı " kaşlarını çattı
" dı? doğru düzgün anlat lan geveleme " tam ' kendinde bulabilirsin' diyicektim ki furkan sanki düşüncelerimi okumuş gibi hemen lafa atladı;
" ya abi istesen kendin öğrenirsin, sıkıştırma artık kızı " Furkan nın sakin sesi beni daha da şaşırtmıştı, bu gün ne kadar da şaşırmıştım böyle
" karışma; hadi sende gevelemeden anlat "
Uranüs e küçüklükten bu güne kadar herşeyi anlatma ya başladım....
>|<
JUPİTER ' in AĞZINDAN;
Mezarlığa varmıştım; ama aklım okadar doluydu ki ilk defa annem ve babamı düşünemiyordum,
beni bu kadar karmaşığa süren aslında kendim dim ama bunu kabullenemiyordum. Ben kötü birşey yapmamıştım sadece gerçeği Melise söylemiştim, peki ya neden vicdanım beni rahat bırakmıyordu,
yavaş yavaş akan göz yaşlarım hızlanırken artık kendimi tutamıyordum, hıçkırıklarım bütün mezarı esir alırken ben ise kendimi dizginleyemiyordum, haykırışlarım ile yanıma birisi geldi
" hey , hey sakin ol, sakin ol ve bana bak! kendine gel;sana diyorum duyuyormusun beni" kafamı sallamakla yetindim ama hala hıçkırıklarım durmamış üstüne titremelerim eklenmişti,
" üşüyormusun? " hayır anlamında kafamı salladım ama bunu anlamamış olucakki üstündeki ceketi bana verdi, sonra ise beni kucağına aldı, beni kucağına alan çoçuğun gözleri okul gözleğimdeki sembolde takıla kaldı
" ne-neden b-ba-bakıyosun öyle " hıçkırıklarımdan dolayı zar zor konuşabilmiştim
" demek sulu göz konuşabiliyormuş, bian dilsiz olduğunu düşünmedim değil" dediği şeyler beni istemsizce gülümsetmişti,
" k-kusura bakma b-ben sadece, sadece neyse boşver sen kimsin? " kaşları bian çatıldı, nedenini anlamasamda bana alayla bakmaya başladı
" cidden o okula gidipte beni tanımıyomusun" bu sefer alay la bakan taraf ben olmuştum
" niye tanımam mı gerekiyo " büyük bir kahka attı ve bana 'evet' dercesine baktı
" kimsin sen?"
" senin bana teşekkür etmen gerekmiyomu? he sulu göz" cidden mi! kim dedi ona beni sakinleştir elbet ben kendim susardım.
" sana kim dedi beni sakinleştir diye ayrıca üşümüyordum neden ceketini verdin ki"
birden beni yere indirince dengemi sağlayamayıp yere düştüm, ne bekliyordum ki
" yavaş yavaş, ayrıca kendini bu kadar önemseme tanınsaydın eğer emin ol hatırlardım seni" kaşları tekrar alay edercesine kıvrıldı
" şuan okulun çete lideri ile konuştuğunun farkındamısın aaa dur ben tanınmıyorum ya nerden fark ediceksin" ağzımdan bir 'ne' nidası fırladı,
yoksa o bahsedilen psikopat çete lideri bu mu, okulda iki tane bulunmakta biri Furkanların yanındaki ama henüz görmediğim lider , bir diğeri ise okuldan atılan ve uzun süredir gelmeyen çete lideri yani karşımdaki çoçuk,
okulumuz ikiye ayrılıyordu biri kırmızı bölge biri ise siyah bölge he bide benim gibi iki bölgedede olmayanlar vardı. siyah gruptakinler temsil için enselerinde ( = ) eşit işareti taşıyolar, kırmızı grup ise temsil olarak bileklerinde (16) sayısı, bunların henüz ne anlama geldiğini bilmesemde açıkçası pekte ilgilenmiyorum.
" noldu bir sustun, az önce gayet bülbül gibiydin" çoçuk haklıydı, hala yerde oturduğumu hatırlayınca eteğımı düzeltip kalktım.
" aman ne susucam be, lider olabilirsin ama benim liderim değilsin ki bu beni hiçte ilgilendirmiyo asla senden korkmuyorum, tabi canım adam öldürmüssün, gabs etmissin bide kaçırma evet evet hiç korkmuyorum" tek seferde söylediklerimden sonra gür bir kahka attı
" Allah tan korkmamışsın be sulu göz, ne çok güldüm bu gün sayende" ben mi güldürmüştüm, deli heralde kendi kendine gülüyo bide bana bok atıyo
" herneyse işte ben gidiyorum çete lideri, sana iyi gülmeler" diyecegi seyi beklemeden hızlı adımlarla arkamı döndüm ve yürümeye başladım o sırada arkadan bağırarak son sözlerini söyledi
" görüşürüz sulu göz, ayrıca ismim Barbaros! " bundan sonra ismin 'çete lideri'.....
>|<
merhaba arkadaşlar uzun zaman sonra tekrar bir bölümle karşınızdayız herkese iyi günler dilerim:)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MOR kan
Teen FictionDaha 15 yaşındaydı ikisi; Birbirinden zıt iki arkadaş,hayatın onlara gelen oyunlarından habersiz. Biri umudu ile aşkı bulurken diğeri ise nefreti ile boğuşuyordu.