Bu arka planı dinleyerek yazdım dinlerseniz daha iyi okuyacağınızı düşünüyorum 😊
İyi okumalar✨Son bir kez demişti yeşil saçlı.
"Bugün buna katlanışımın son günü" yavaşça siyah ayakkabılarını giymişti. Bağcıklarını bağlarken bir yandan da düşünüyordu. Hayatının son gününü yaşıyordu. Ne yapmalıydı? En sevdiği yemeli ya da ailesi ve çevresindekilerle mi vedalaşmalıydı?
Gereksiz.
Belki şarkı dinlemeliydi. Motive olup fikrinden vazgeçebilirdi
Gereksiz
Aynaya bakma gereği duymadan evin kapısına ulaştı ve bedenini dışarı attı. Demişti ya, bugün onun son günüydü. Aynaya bakma gereği yoktu, ya da saçlarını taramanın.
Son bir kaç aydır bakımını yapmıyordu.Kıyafetlerini günlerce giyiyor, yediği şeylere dikkat etmiyordu. Bütün arkadaşları ile iletişimi kesmişti. Gerçi kimsenin onunla artık konuşmak isteyeceğini sanmıyordu. 25 yaşında kendi emekleri ile yaptığı şirketi batmış ve evine haciz gelmişti. Güya hep yanında olan arkadaşları (?) onun yanında yer almayı düşünmemiş, onun yerine şirketi kendi aralarında nasıl paylaştıracaklarını uzun uzun tartışmışlardı. Genç ise bütün mal varlığını satmış ve yaşadığı şehirden oldukça küçük olan bu minik kasabada bulmuştu kendini.
Bu yüzden derin bir nefes aldı ve son defa sandığı minik gezintisine çıktı.
........................................
Sıcak bir yaz günüydü. Kahverengi taşlarla süslenmiş hafif yokuş aşağı sokak denize bakıyor, kenarlarında süslenmiş kırmızı dükkanlar, havaya uzanan balonlar ile adeta bir kartpostalı andırıyordu. El ele tutuşan ya da ailecek gelen insanların arasından geçerek salına salına yürümeye başladı. Eğer sevgilisi olsaydı , buraya onunla gelmek isteyeceğini düşündü. Düşüncesinin saçmalığı ile güldü. Bu imkansızdı. Demişti ya; bugün onun son günüydü.
Uzun süredir hiç bir şeyden zevk almıyor sadece yaşıyordu. Belki bu yüzdendir ki ilk defa kısa çaplı bu yürüyüşünden zevk almıştı. Ya da belki son pişmanlığı kalmasın diye mutluymuş gibi davranıyor olabilirdi de.
Yoongi asla dikkat etmezdi. Onun için her şey kendi akışında olur ve biterdi. Detaylara dikkat edersek zaman asla geçmezdi. Hayatın onun için daha zor olacağını düşünür bu yüzden de genel bir şekilde bakardı her şeye.
Yoongi o gün ilk defa dikkat etti.
Sarı saçlıydı çocuk. Kahkülleri alnına dökülüp, gözlerini kısmen kapatıyor; minik burnu ve dolgun dudakları yüzünü tamamlıyordu. Ütüne giydiği kendine büyük gelen mavi tulumu ile resmen minik bir çocuk gibiydi.
Yoongi farkında olmadan çocuğu inceliyordu .
"Bir şey mi istemiştiniz bayım?"
'Tatlı' Diye düşündü yoongi. Sadece tatlı biri.
"Siz de vücut boyaması mı istiyorsunuz bayım. Ne çizmemi istersiniz?"
Yoongi çocuğun ne demeye çalıştığını anlamadı.
"Oh.. yol tarifi için mi geldiniz yoksa? Nereye gitmek istersiniz, size gösterebilirim."
Çocuğun gözleri merak ile kendine bakıyor, söyleyeceği şeyi bekliyordu.
Yoongi sustukça, çocuğun düşen suratına baktı. Ayağı ile stresten ritim tutumuş, bir yandan da çok şey sorduğunu düşündüğü için , utanç ile dudağını ısırıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Painting shop/ yoonmin
FanfictionBen min yoongi. Ve bu benim son günüm... Kalbinde hissettiği bir çiçek kokmaya başlamıştı. Papatya gibi kokuyordu. Yoksa, yoksa Jimin onun kalbine çiçek mi ekmişti? Lakin bu çiçek kokuyordu, tıpkı papatya gibi. Ama papatyalar kopartılınca kokardı de...