2. Bölüm Hogwarts Ekspres

241 9 0
                                    

James, Albus, Rose ve adını bilmedikleri bir kız Hogwarts Ekspres'in koridorunda yürüyorlardı. James bir kompartımanın kapısını açtı sonra Albus'a döndü ve " Kendinize boş bir kompartıman bulun ve Hogwarts'a varana kadar da ordan çıkmayın. "dedi. Rose, Albus ve James konuşurken boş bir kompartıman bulmuştu bile. Albus ve Rose kompartımanın kapısını açtı ve içeri girdiler. Rose cam tarafına oturdu, Albus ise Rose'un karşısına oturdu. Bir süreliğine sessizlik oldu ve ardından kompartımanın kapısı yavaş yavaş açıldı. Albus ve Rose onu fotoğraflardan tanımıştı. Kapıyı açan Luna ve Rolf Scamander'ın oğlu Lorcan Scamander'dı. Lorcan alçak ve utangaç bir sesle " Burada oturabilir miyim ? Diğer her yer dolu da. " dedi. Albus, Rose'e baktı. Rose evet anlamında başını salladı sonra Albus "Evet, oturabilirsin." dedi. Lorcan yavaş yavaş ileriye doğru yürüdü ve Albus'un yanına oturdu. Rose, Lorcan'ın olduğu yere doğru derin düşüncelere dalmıştı ve yüzünde Albus'un nedenini çözemediği bir gülümseme vardı. Az sonra kompartımanın kapısı bir daha açıldı bu yemek arabası süren bir kadındı. Kadın " Yiyecek bir şeyler ister misiniz ? " diye sordu. Lorcan cebinden biraz para çıkarıp kadına uzattı ve " Üç tane Çikolatalı Kurbağa, lütfen. " dedi. Kadı ona üç tane Çikolatalı Kurbağa peketi verdi. Kadın kompartımanın kapısını kapatıp ilerlemeye devam etti. Lorcan elindeki Çikolatalı Kurbağa'lardan birini Rose'a uzattı, Rose utangaç şekilde Lorcan'ın uzattığı Çikolatalı Kurbağa' yı aldı. Lorcan diğer Çikolatalı Kurbağa'yıda Albus'a uzattı, Albus neler olduğunu anlamaya çalışarak Çikolatalı Kurbağa'yı aldı. O sırada tren yavaşladı, Albus ve Rose camdan baktıklarında kocoman bir şatoya benzeyen Hogwarts'ı gördüler. Albus çok heyecanlanmıştı. Kompartımanın kapısını açıp Hogwarts Ekspres'ten inen öğrenci yoğunluğuna karıştılar. Aniden kalın bir ses duydular, ses " Birinci sınıflar burdan. Hadi kayıklara binin. " diye bağırığırıyodu Albus bu sesin sahibini gözleriyle aramaya başladı, bu o kadar da zor değildi çünkü bu sesin sahibi devasa ölçülere sahip bir adamdı. Albus, Rose ve Local adama doğru yürüdü. Adam onları dikkatle izledi ve sonra Albus'a bakarak  " Sen Harry'ye çok benziyosun Albus Severus Potter. " dedi. Albus çok şaşırmıştı. O adam kimdi ?  Peki Albus'un adını nerden biliyordu ? Babasının Harry Potter olduğunu nerden bilmişti ? Onu serin düşüncelerinden ayıran şey yine aynı sesti adam ona " Hadi Albus Kayığa bin, yoksa Hogwarts'a gelmekten vaz mı geçtin ! " dedi. Albus kayığa bindi ve adam kürek çekmeye başladı. Bir süre sonra kayık kara vurdu. Albus, Rose, Local, ve diğer kayıklardaki çocuk kayıktan sırayla indiler sonra adam çocuklara at arabalarını göstererek " Hadi herkes bir at arabasına binsin. " dedi. Albus, Rose, Lorcan ve Albus'un trende gördüğü kız bir at arabasına bindi ve at arabası hareket etti. Bir süreliğine sessizlik oldu sesizliği Albus'un trendeki gördüğü kız bozdu. Çocuk " Merhaba ben Alice Augusto Longbottom " dedi. Albus gülümsedi ve " Ben de Albus Severus Potter. " dedi. Alice gülümsedi. Sonra Rose " Ben de Rose Weasley. " dedi. Lorcan da " Merhaba Alice ben de Lorcan Scamander. " dedi. Alice, Lorcan'a gülümseyerek " Memnun oldum. " dedi. Aniden at arabası durdu ve kendilerini Hogwarts'ın devasa çelik kapısının yanında buldular. Arkadan devasa adanın sesi duyuldu kapıya doğru bir şeyler mırıldandı ve kapılar açılmaya başladı. Kapıda onları orta yaşlı bir adam karşıladı ve " Beni takip edin. " dedi. İri adam bir anda ortalıktan kaybolmuştu. Albus bunları düşünürken onlar büyük okul kapısından geçip sesler yükselen bir odaya girdiler bu odada dört uzun masa vardı. Albus Griffindor masasında abisi James'i gördü. Orta yaşlı adam burda durun diye işaret verdi. Öğrencilerin hepsi üç basamaklı bir merdivenin önünde durdular. Merdivenler genişti ve merdivenin ikinci basamağında bir tabure vardı. Albus o anda o adımın ve masada oturanların Hogwarts profesörü olduğunu anladı.

Albus Severus Hogwarts'taHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin