Yazıklar Olsun

833 53 48
                                    

Merhaba. Biliyorum gene geç yazdım. Ama okul merasimi işte. Benimki iki hafta önce başladı. Dershane belası var başımda. Bölümü de hep tenefüslerde telefondan yazdım bu yüzden yazım hataları olabilir.

Multimediada Yaprak var. Ve ilk defa şarkı koydum. Güzel şarkı. Dinleyin bence :)

Vote ve yorumlarınızı bekliyorum. İyi okumalar.

-------

"Yaprak biraz konuşabilir miyiz?"

"T-tabi."

 Kalbim gene depar atmış gibi atarken ürkekçe yerimden kalktım. İrem'e bir bakış atıp Toprak'ın peşine düştüm. Onunda telaşı yüzüne vurmuştu.

O önden ben arkadan ilerliyorduk. Issız yan bir kolidora gelip durdu. Arkası hala bana dönüktü. Ve pencereden dışarı bakıyordu. Yavaş adımlarla karşısına geçip yüzüne bakmaya başladım. Allah'ım lütfen aklımda ki şey olmasın. Lütfen. lütfen. lütf-

"Poyraz ile aranızda ne var?"

"Hiç, hiç yani ne olabilir ki, neden sordun?"

" Ya ne biliyim dün biz şakalaşırken gelip sana göz kırpması, sana sataşması, sonra" dedikten sonra gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı. Gözlerini biraz kapalı tutup açtı. Çok sıkıntılı gözüküyordu.

"Yaprak ben neden gecenin bir yarısı Poyraz' ın arabasını sizin sokaktan çıkarken gördüm?"

Aaha harika. Ne kadar da şanslıyım. Ben ne diyecem şimdi bu çocuğa? Poyraz'ın 'Canım sıkıldı ve senin yanına geldim.' Cümlesi kafamın içinde dönüyordu. Bunu diyemezdim ya Toprak'a. 'Ne yaptınız?' diye sorarsa biterim. Düşün Yaprak düşün. Off bu aralar ne kadar düşünür oldum. Yakında filozof olmassam iyi.

"Eee şey ben ne bileyim canım. Bir yere giderken o yoldan geçmiştir. Hem benim evimi nereden bilsin ki?"

Evet bunu hiç düşünmemiştim. Poyraz benim evimi nereden biliyordu? Ama o yüce(!) POYRAZ DUMAN'dı demi? İstediğini yapar, istediğini òğrenirdi. Zengin züppe seni.

"Peki senin dışarda ne işin vardı Yaprak?" Hah harika(!). kıvır bakalım kıvırabilirsen.

"Ben şey ıhhmm.... Hem senin ne işin vardı ki? Nereden biliyorsun?"

"Ya bende geçiyodum işte. Ya konuyu saptırmasana. Poyraz'ın senin yanında ne işi vardı? Aranızda ne var Yaprak? Yoksa siz gecenin bir yarısında şey mi?"

Kaşlarımı kaldırıp devam etmesini bekledim. Şey şey diyip duruyor. şey ne?

"Off siz bera-"

Anlatmak istediği anlayınca gözlerim kocaman açıldı. Yok artık! Toprak benim böyle bir şey yapmayacağımı bilirdi. Elime erkek eli deymemişti benim.

"Ne diyosun sen Toprak? Sen benim böyle bir şey yapmayacağımı bilmiyor musun? Nasıl beklersin benden böyle bir şeyi? Neyim ben ya? Sen.. sen değmezmişsin ya. Ne sen beni, ne de ben seni tanımışım." yüzümü buruşturarak devam ettim. "Yazıklar olsun."

Omzuna çarpıp hızlı hızlı yürümeye başladım. Gözlerim dolmuştu. Kırılmıştım. Gerçekten çok kırmıştı beni. Toprak ile eften püften şeylere kavga eder ama hemen de barışırdık. Ama bu konu basit bir konu değildi. Ne demek beraber..

Oflayıp şakaklarımı ovdum. Sanırım bunu gerçekten hiç beklemiyordum. Hele de Toprak' dan. Merdivenleri inip bahçeye çıktım. Okulumuzun geniş kocaman bir bahçesi vardı ve yüksekte olduğu için denizi çok güzel görüyordu. Çardağa oturup denizi seyretmeye başladım.

SONBAHARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin