Baekhyun küçük salonda koltuğa oturmuş, türlü türlü çiçeklerle süslenmiş odayı inceliyordu. Sokakta yaptıkları konuşmadan sonra Chanyeol hiçbir şey söylememiş, onu evine davet etmişti. Baekhyun'ın elindeki çiçekleri suya koymak için almıştı.
Evin fazlasıyla sessiz olması Baekhyun'ı gererken elleriyle dizlerini ovuyordu. Duvarda bir sürü aile fotoğrafı vardı, ailesini çok sevdiği her halinden belliydi zaten. Ayağa kalkıp bir fotoğrafa yaklaştı, fotoğraf çiçekçide çekilmişti, yaşlı bir kadınla çiçeklerin arasında oturan küçük bir çocuk vardı. Chanyeol'un çocukluğu hayatında gördüğü en saf şeylerden biriydi.
O hala fotoğrafın güzelliğine bakarken Chanyeol içeri elinde küçük bir tepside Baekhyun'ın getirdiği buketin olduğu su dolu bir vazo ve iki kupayla girdi. Kupaların üzerinden çıkan buhar ve odaya yayılan kahve kokusuyla Baekhyun kendine gelip ona doğru döndü.
Chanyeol onun baktığı fotoğrafı görünce hafifçe gülümseyip elindeki tepsiyi yan taraftaki masaya bırakıp vazoyu biraz salonu süzdükten sonra gözüne kestirdiği bir yere, küçük salonun en göz önünde olan kısmına gidip bıraktı. Baekhyun da tekrar oturduğu yere döndüğünde, Chanyeol masanın yanına gitmiş, kahveleri alarak birini Baekhyun'a verip hemen yanına oturdu.
Baekhyun, sıcak kahveden bir yudum alıp az önce baktığı fotoğrafı eliyle gösterip sonunda sessizliği bozarak, "Babaannen mi?" diye sordu. Chanyeol, yüzündeki gülümsemeyi daha da büyüterek kafasıyla onaylarken, "Evet." dedi.
Muhabbetleri yine tıkanırken Baekhyun gittikçe kafasını eğerken Chanyeol'e attığı adımın ters tepmemesi için dua ediyordu.
"Chanyeol," diye söze girmeye çalıştı Baekhyun kısık bir sesle. "Ben," dedi ama ne söyleyeceğini bilemediğinden devamını getiremedi. Onun zorlanan halini gördüğünde Chanyeol, karşısındaki güzel çocuğa yardım etmek üzere saf bir tebessüm sunarak, "Ciddi miydin?" diye sordu. "Aşağıda söylediklerinde, o buketi alırken..." diye devam etti.
Baekhyun biraz bile düşünmeden, Chanyeol'un sözünün tam olarak bitmesine izin bile vermeden "Evet!" diye atıldı. "Her şeyde ciddiydim." dedi.
Önce Baekhyun, sonra Chanyeol kahveyi kenara bıraktıklarında artık dizleri birbirine değiyordu. Baekhyun, bunu fark etmeden konuşmaya devam etti: "Chanyeol bak," dedi. "Ben... Ya anlasana sevdim işte seni." dedi. "Tamam, açık konuşmak gerekirse başta sadece öylesine etkilenmiştim ama öyle konuşmaya falan başladık ya..." Baekhyun bu sefer Chanyeol'un yüzüne bile bakmadan nefessiz bir şekilde konuşmaya devam ediyordu. "...Sonra bir de senin böyle kalbinden..." Baekhyun devam etmek istemişti ama başını kaldırıp Chanyeol'un yüzüne baktığında, karşısındakinin onu tebessümle izlediğini gördüğünde bir süre konuşamadan kaldı.
(Şöyle düşünebilirsiniz işte ehe)
Onun bu izleyişiyle büyülenmiş gibi hissetti ve kendine daha fazla hakim olamadan koltuktan güç alarak doğrulup kendini Chanyeol'e itip dudaklarını onunkilerle buluşturduğunda ikisinin de gözleri kapanmış, sadece anın güzelliğine kendilerini bırakmışlardı.
*
e benden size karne hediyesi olsun bari😂💓
ŞİMDİ OKUDUĞUN
florist :: chanbaek
Fanfictiontexting + düz🍃 * dükkanıma gelmişsiniz bugün vazonun altına da numaranızı sıkıştırmışsınız çok mu beğendiniz ne? çiçeklerimi diyorum çok mu sevdiniz 151218