Baekhyun, telefon başında gözyaşlarını silip silip Chanyeol'le mesajlarına bakıp durmaktan başka bir şey yapamıyordu.
Kalkıp esip gürlemek geliyordu içinden, Chanyeol'ün yanına gidip her şeyin açıklamasını zorla da olsa almak istiyordu ama kendinde yeterli enerjiyi bulamıyordu. Birisi kalbini sıkıyordu şu an ve asıl üzücü olan şey Baekhyun'a göre bu kalbini sıkan kişi en başından beri her şekilde en masum sevgiyi ona veren sevgilisiydi.
"Hayır ya," diye fısıldadı hıçkırıklarının arasından. "Mutlaka bir şey olmuş, yoksa niye değişsin ki böyle bir anda." kendi kendini rahatlatmaya çalışıyordu.
Nefesi kesilmeye başladığında kendini sakinleştirmek amacıyla yüzünü yıkamaya kalkarken gözüne salonun en göze batan köşesindeki vazoyu gördü. Chanyeol'ün ona verdiği çiçeklerle donatılmış bir vazo.
Ağlaması daha da şiddetlenirken kendini bu kadar yalnız hissettiği bir an daha olmadığını fark etti. Gözlerini sıkıca kapatıp elleriyle yüzünü kapattı, içi gidiyordu şu an. Ayrılmamışlardı veya o kadar ciddi bir şey olmamıştı ama Chanyeol gibi birinin ona davranışlarının bu şekilde tersine dönmesi Baekhyun'u ayrılmışlar kadar üzüyordu.
Nefesi iyice onu zorlamaya başladığında dönmeye başlayan başını tutup ağlamaya devam ederek banyoya gitmek için salondan çıktı.
Kapının yanındaki aynadan geçerken kendine baktığında kıpkırımızı gözleriyle karşılaştı.
Bu kadar değerli hissettiren birisi nasıl bu duruma getirebildi beni.
Aynanın önünden tam çekildiğinde kapı şiddetli bir şekilde çalmaya başladı. Baekhyun, kaşlarını çatıp delikten baktığında hiçbir şey göremedi. İyice meraklanıp gözlerini elinin tersiyle silip kapıyı aralayarak dışarı baktı. Yine kimseyi göremeyince iyce kapıyı açtığında kapının önünde yere bırakılmış buketi gördü.
Kimin bıraktığından emindi, hızlıca buketi eline alıp incelemeye başlarken biraz mor, biraz da sarı çiçeklerle donatılmıştı bu orta büyüklükteki buket.
Yüzünde belli belirsiz bir gülüş oluşurken gözlerini çiçeklerden ayırıp apartman boşluğuna bakınmaya başladı. Kimseyi göremeyince bir adım ileri atıp sağa sola baktığında sol tarafta öylece bekleyen Chanyeol'ü fark etti.
Chanyeol, kafasını kaldırıp Baekhyun'ın yüzüne baktığında karşılaşmaktan en çok korktuğu manzarayla karşılaştı: Kırmızı gözler, dağınık saç, çökmüş surat.
Baekhyun'a doğru yaklaşmaya başladığında Baekhyun, tek bir söz etmeden içeri girdi. Chanyeol de aralık kapının önünde öylece kaldığında ne yapacağını bilemedi. İçerden gelen "Gireceksin umarım bugün." sesiyle hızla içeri girip kapıyı arkasından kapattı, Baekhyun'ın olduğu salona doğru yürümeye başladı.
Kapıda beklerken Baekhyun çoktan oturmuş, elindeki çiçekleri inceliyordu. Merakı gözlerinden belliydi ama soramıyordu inadından. Chanyeol de bunu anlayınca gülüşüne zorla engel olarak söze girdi: "Mor olanlar sümbül, sarılar ve maviler de menekşe." dedi başta.
Baekhyun'ın bakışları bir anlığına Chanyeol'e kaymış, sonra tekrar çiçeklere dönmüştü. "Mor sümbüller derin pişmanlığı simgeler. Kişi birini çok üzdüğünde, ona özrünü sunmak için kullanır mor sümbülleri." Chanyeol açıklarken Baekhyun'ın çatık kaşları düzelmişti.
"Sarı menekşeler verdiğin kişiye çokça verilen değeri ve iyi niyeti ifade eder." Chanyeol, küçük sevgilisine yaklaşmaya başlarken devam etti: "Mavi menekşeler de kalıcı sevgi ve sadaketi simgeler. Verdiğin kişiye 'Sana sonsuza dek sadık kalacağım.' mesajını verirsin." Sözü bittiğinde Baekhyun'ın oturduğu yerin önüne gelmiş, yüz yüze gelmek için yere çökmüştü.
Chanyeol, Baekhyun'ın yüzünden başka yere bakamıyordu, gözlerine bakarak çocuğun tuttuğu buketi alıp yan taraftaki sehpaya bıraktığında Baekhyun'ın gözleri yine yaşarmıştı.
"Niye öyle davrandın bana o zaman?" diye sordu çatlayan sesiyle merakla Baekhyun.
"Baekhyun, yemin ederim benim fikrim değildi böyle davaranma işi." Baekhyun'ın kaşları çatılırken Chanyeol telaşla anlatmaya devam ediyordu. "Arkadaşımla konuşurken şey planımdan bahsettim, sonra o da dedi ki çok kötü davran bir hafta boyunca sonra yap, daha etkili olur."
Baekhyun anlamamıştı, "Ne planı?" diye sorduğunda Chanyeol onu takmadan devam etti.
"Ben de ne bileyim inandım ona, kötü kötü davrandım sana ama dayanamadım bir hafta baksana ilk günden kapına geldim, zaten saçma bir fikirmiş üstünde düşündükçe anlıyorsun ama ilk söylediğinde ne düşünüp kabul ettim ben de bilmiyor-"
Chanyeol aynı telaşla konuşmaya devam ederken Baekhyun daha sert sesiyle aaya girdi, "Chanyeol ne planı?"
Chanyeol öylece kaldı soruyla, tüm sözleri ağzına tıkılmış, hiçbir tepki vermeden öylece bakıyordu Baekhyun'ın gözlerine.
Baekhyun, beklentiyle kaşlarını kaldırdı, cevap istiyordu.
Chanyeol'un eli cebine gitti, biraz bekleyip gözlerini kaçırarak Baekhyun'ın kucağına bir kutu bıraktı.
Küçük bir yüzük kutusu.
*
hepiniz cyeolün herkese fake attığını düşündünüz dimi tabii sayemde şimdi de özürleri sıralıyoruz çocuğuma
düzeltme: cyeol 27 bhyun 26 yaşında
CEVAP İSTİYORUM
Evli/nişanlı vs chanbaek okumak ister misiniz yoksa final mi hadi seçin
ŞİMDİ OKUDUĞUN
florist :: chanbaek
Fanfictiontexting + düz🍃 * dükkanıma gelmişsiniz bugün vazonun altına da numaranızı sıkıştırmışsınız çok mu beğendiniz ne? çiçeklerimi diyorum çok mu sevdiniz 151218