Bölüm 4

120 9 1
                                    

(YAZAR NOTU: MULTİMEDYA'DA ECEM VAR. BÖLÜM ŞARKISI MS MR SALTY SWEET. SINIR 5 VOTE 2 YORUM. İYİ OKUMALAAR ^^)

Gamze'den 

Buğra hakkında anlayabildiğim tek şey çok hassas biri olduğuydu. Ona karşı dikkatli olmalıydım. Ama önceliğim edebiyat sınavına çalışmak olacaktı. Buğra sinirlenip gitmeseydi yarın bir şeyler yapabilirdim. İnsanın her zaman mükemmel olamayacağını bugün anlamıştım. Buğra'nın dersleri çok iyiydi ama hiç arkadaşı yoktu. Pekala sadece Tamer.

Önümdeki gereksiz kitabı kapatıp aşağı kata indim. Acıkmıştım. Annemin yapmış olduğu makarnadan bir tabak koydum ama sonra geri döktüm. Ben makarna yemezdim ki! Makarna karbonhidrattı ve yemek yapardı. Salata yaptım. Dolaptaki kavanozlardan içinde mısır olanını aradım. Tabii bir kavanoz kırdığımı da es geçemem. Annem de çığlık atıp uyandı. Merdivenlerdeki ayak seslerini duymak hiç zor değildi. Koşuyordu neredeyse. Yanıma geldiğinde tutmuş olduğu nefesini geri verdi.

"Bu saatte ne yapıyorsun Gamze?"

" Acıktım ama mısır kavanozunu ararken kavanoz kırdım."

"Bu saatte yemek mi yenir Gamze? Hadi git yat artık."

"Of ya. Neyse iyi geceler." Deyip merdivenlere yöneldim.

"Gamze? Kırdığın kavanozu bana kakalayabileceğini düşünmüyorsun herhalde. Ben yukarı çıkıyorum. Sana da iyi geceler."

Planım işe yaramayınca anneme kedi bakışlı sırıtışımı yolladım ve toparlamaya başladım.

Ecem’den

‘’Anne! Eyelinerımı kim buradan aldı?’’ diye seslendim anneme.

‘’Nereden bileyim Ecem? Eşyalarına sahip çık. Belki Sanem yerini karıştırmıştır.’’

‘’Peki sağol’’

Bu Sanem denen yeni hizmetçi odamı temizlerken her şeyi karıştırmayı fazla seviyordu anlaşılan. Odamı artık kendim toplamalıy… Ah, ne saçmalıyorum ben?! Eğer kendi odamı toplama fikrini anneme açarsam çalışma odamı ve giysi odamı da bana toplatacaktı. Buna hiç kalkışmayacaktım. Makyaj odasına çıktım. Kendi aynamın üzerindeydi. Belki de hakkında yanlış şeyler düşünüyordum. Makyajımı da yaptıktan sonra artık masmavi gözlerim ön plana çıkmıştı. Tekrar odama inip iPhone’umu elime aldım. Rehberden ‘Bebetomtomtomtom ‘ ismini bulunda arama tuşuna bastım. Tam 4 çalışta açtı.

‘’Efendim aşkitomtomtomtom’’

‘’Naber Bebetomtomtomtom?’’

‘’İyiyim sen ?’’

‘’Ben de iyiyim de yardımına ihtiyacım var Beril.’’

‘’Neden ki ne oldu?’’

‘’Ne olduğunu sonra anlatırım telefonda olmaz. Edebiyat sınavından sonra okulu kırıyoruz tamam mı? Starbucks’a gidelim. Hem alacaklarım da var.’’

‘’Aynen aşkım ben de birkaç şey alacağım.’’

‘’Neyse hadi okulda görüşürüz.’’ Dedim ve telefonu kapattım. Minik çantama iPhone’umu, parfümümü, rimelimi, göz kalemimi, eyelinerımı koydum. Okul kitap ve defterlerim zaten okul dolabımdaydı. Makyaj odasından ayakkabılarımı da alarak aşağı kata indim. Annemin yanağına bir öpücük kondurup evden çıktım. Bahçeyi de geçip arabada arka koltuğa oturdum. Şoför de binince hareket ettik .Ah ,İstanbul trafiği… WhatsApp’a girdim ve mesaj atacak birini aradım. Birini bulamayınca rehberimdeki kişilerin durumlarına bakmaya başladım. 313 kişinin WhatsApp’ı vardı. Ve… Buğra?! Durumunu 3 kere okudum ve öksürerek gülmeye başladım. Şoför bana döndü ve :

‘’Ecem Hanım, iyi misiniz?’’ diye sordu.

‘’Ah, evet evet iyiyim,sağol ‘’ diye cevap verince önüne döndü.

Evet,şimdi durumu size de okuyorum:

BERİL VE ECEM ARTIK FAZLA OLUYORSUNUZ!

Bu mu fazla peki? Ahahahaha, NO.

~

Her zamanki gibi bir sınav geçiyordu. Ortalama bir not alacaktım zaten tekrar. Nasıl olsa gene çalışmamıştım. Düşük not alsam bile, en azından suçlayacağım kişi ben olacaktım. Ama bu sınavda kopyaya ihtiyacım vardı. Sanırım. Etrafıma baktım. Yan tarafımda Beril vardı. GEÇ. Önümde Tamer vardı. O da şu an kendi önündeki Buğra’dan kopya çekiyordu. EVET, Tamer’den bakabilirdim. Sadece 3 soru. 50 sorudan 3 soruyu yapamamıştım sadece. Ama bu tabii ki hepsinin doğru olduğu anlamına gelmezdi. Kafamı uzattım ve gözlerimi kısarak kağıdına baktım.

11)B

27)E

49)C İşaretlediğim cevaplarla aynıydı. O zaman sorularım zaten doğruydu. 14 dakika kala bitirdiğim sınavımdan sonra kafamı sıraya koydum.

Gamze'den

14 Dakika kalmıştı ve ben hala sadece 30 soru yapmıştım. Peki, düzeltiyorum. NEREDEYSEHEPSİYANLIŞOLANOTUZSORU. 20 sorum kalmıştı. Hızla okumaya başladım. ‘Ah, Buğra! Neden bırakıp gittin ki!?’ diye efkarlanacak halim yoktu. Eh, sen gittin beybisi.

Geçen 13 dakika sonra attığım sorularla beraber sınavı bitirdim. Artık saniyeler kalmıştı. Bu sene Edebiyattan kalacak gibiydim. Pek umrumda olduğu da söylenemezdi tabii ama hayallerimde, yeni okulumda inek tipli öğrenci olmak vardı. Bünye de yatkın olunca tabii. Kağıdım hoca tarafından hızlıca alınınca, çocuğunu esirgeme kurumuna zorla bırakan anneler gibi hissettim. Aylardır kullandığım kalemimi kalemliğime koydum ve sıramdan kalktım. Ecem ve Beril kamkimi bulduktan sonra Ecem’in sorularına maruz kaldım:

‘’Gamze, dünkü gördüğüm şey… bir eziğin peşine takılmadın değil mi?’’

‘’Iı.. şey… aslında…. ah, …. tabii ki.. de… hayır. Nereden çıkardın?’’ diye yanıtladım. Yalan söylemek konusunda cidden berbattım.

Beril hiçbir şeyden habersiz bize soru sorarcasına:

‘’Ezik? Peşine takılmak? ‘’ dedi. Hemen yalan söyledim:

‘’Ecem, beni Buğra’yla dalga geçerken yakaladı. Sonra da gerçekten ders çalışıyoruz sandı tabii.’’

Ecem gülümseyerek:

‘’Ah, sanırım yanlış anlaşılma olmuş. Özür dierim canım.’’ Dedi. Beraber kafetaryaya yürüdük.

~

Buğra'dan

Sınavdan çıktıktan sonra moralim çok iyiydi. Sınav kolaydı ve ben cevaplarımdan emindim. Sınavdan çıktığımda dolabımdan Coğrafya kitaplarımı almak için sınıftan çıktım. Gamze, Beril ve Ecem sınıf kapısının önünde hareketlenmeye başlamışlardı. Sadece bir cümle duyabildim ve bu bütün tahminlerimi doğruluyordu.

‘’Ecem, beni Buğra’yla dalga geçerken yakaladı.’’

Buğra Yıldırım’ın yanlış bir tahmini ne zaman oldu ki?

Mal BoyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin