-Hadi Tiffany, hadisene Tiffany, hadi kalk Tiffany, kalk Tiffany, hadi Tiffany, hadi ama Tiffany, kalksana Tiffany, kalk Tiffany, hadi Tiffany, hadi, hadi hadi Tiffany, kalk Tiffany, hadisene Tiffany!
Hadi ama! Hangi gerizekalı hangi salak nedenden dolayı sabahın köründe benim başımda dikilip bi şeyler zırvalayıp duruyor?! Sinirle yastığı aldım ve yanımdaki beyin özürlüsüne fırlattım.Huzurla rüyama dönerken kocaman bir 'Şşaakk' sesi geldi.Hızla yatağımdan kendimi attım.Gözlerimi ovuştururken karşımdaki manzarayı kavramaya çalıştım.Zac, Nick ve Semih gürültülü bir şekilde kavga ediyorlardı.(Büyük ihtimalle elim yüzündendi.) Hemen aralarına attım kendimi.Son anda bir şey fark ettim.Sağ elim, birisi onu sarmıştı!Ve bizimkilerin kavgasına biraz kulak verince bu sargıyı üçünün de atmadığı anlaşılıyordu.Şaşkınlıkla elimi evirip çevirip sargıyı dikkatle inceledim.Sol altta minik belli bile olmayan bir düğüm vardı.Budalaları odada bırakıp kapıyı çarparak dışarı attım kendimi.Hemen oturma odasına geçtim ve dikiş kutusundan iki kalın iplik aldım.Birini alıp düğüm yaptım ve sargımdaki düğümle karşılaştırdım.Hayır, alakası bile yoktu.Bu düğümü solak biri atmış olmalı, yani benim kolumu saran kişi de solak olmalı.Ama bizdeki herkes sağlak ki? Oturup düşünmeye başladım ve bir anda dünkü anı gözlerimin önünde tekrardan canlandı.Tabi ya! Çocuk değneği sol eliyle kullanmıştı.Yok artık? O yapmış olamaz değil mi?Ama bir dakika, burda o çocuğun benim kolumu sarmadığını kendime kanıtlayabileceğim iki büyük neden vardı.
1-) Çocuk nereden hatırlayacak? Aloo? Çocuk sarhoş diyorum, beni duyan var mı??
2-) Çocuk sarhoş olsa bile neden yardım etsin ki bana? Izi o yapmadı ki!?
Kendi kendime hesaplaşma yaparken en sonunda omuz silkip 'Aman,o sarmışsa kendi kaşınmış, sarmamışsa da kendi kaybetmiş .Elalemin derdi beni mi gerdi?'moduna girdim ve odama girip bol bir tişört ve mini kot şortumu alıp banyoya geçtim.Hayır, zorunda kaldım.Çünkü bu mankafalar halen tartışıyorlardı.Benim odamda!!.Saçlarımı saldım ve çantama telefonumu ve cüzdanımı attım.Makyajımı da çabucak yaptım.Aynada kendimi düzeltip içeri geçtim.
-Eee, dedim amcama kocaman sırıtarak.Gidip şu yeni evi görelim bakalım.
Amcam da bana gülümsedi ama son anda kolumdaki sargıyı fark etti.Kaşlarını çattı.
- Eline ne oldu Tiffany? dedi sorgularcasına.Elimi arkama sakladım.
-Bilirsin işte amca, minik büyücü kazaları.dedim omuz silkip.
-Eee, hadi gidelim işte, ben iyiyim amca sorun yok.dedim ve amcamı ya da budala büyücüleri beklemeden beyaz converslerimi giyip kendimi dışarı attım.Fiuv'layıp alnımdaki terleri sildim.
-Ne kıvırma ama! diye mırıldandım ve arabaya doğru ilerledim.
***
Araba müthiş villaların olduğu bir caddeden geçerken amcam yavaşça frene bastı.Üç katlı (Çatı katı dahil edilince) bir
binanın önünde nihayet durduk.Amcam el frenini çekip anahtarı çevirdi ve çıkardı.Bunları yaparken iç geçirdim.Amerika'da her ay farklı bir araba alırdım.Burda bir kere bile araba sürmedim!Sinirle dışarı çıktım ve kapıyı sertçe kapattım.Hafif yukarı bakınca evin hoş olduğunu fark ettim.Yalnız değişik bir yanı vardı.Dışardaki giriş merdivenleri 2. kata gidiyordu.Yani 1. kat bodrum katı gibi duruyordu.Ama bu kesinlikle evi daha alıcılı yapıyordu.Sırıttım ve diğerlerini takip ederek içeri geçtim.Önce 1. kata 'indik'.Üç normal oda, bir büyük oda ve bir banyoyla bir tuvalet vardı.
-Lütfen ben büyük odayı alayım.diye mırıldandım.Amcam sağdaki odaya Nick'i, ortadakine Zac'i, soldakine de Semih'i attı.Içimden büyük oda bana kaldı diye zafer dansı yaparken amcam beni kolumdan yakalayıp yukarı çıkarmaya başladı.Şaşkınca bakındım.Çatı katındaydık.Burada ıki büyük oda, bir banyo ve bir tuvalet vardı.Amcam bana döndü.
-Tiffany daha 269 olduğunu biliyorum ve 270 olana kadar 12. sınıfa gidemediğini de biliyorum ama on beşinciye 11.sınıfı okumanı istemedim.Seni 12.sınıfa yazdırdım.Yani sen artık bir genç kız oldun.Erkeklerle aynı katta kalmamasın.Kendine özel bir katın olmalı diye düşündüm.Eğer kabul ediyorsan bu evi alalım ve sen de kendi katında istediğini yap. dedi.Gözlerim pörtledi resmen.Koşarak amcamın boynuna atladım.
-Ay inanamıyorum yaa, hep hayalimdi ve şu an gerçekleşiyor! Sen amcaların bi tanesisin yaa! diye çığırdım.Amcam da güldü.
-Bu evet demek oluyor herhalde.Böyle diyeceğini bildiğimden dolayı zaten çoktan bu evi almıştım.Hadi aşağı in de sana yeni mobilyalar alalım, dedi ve merdivenlerden indi.Ben de kendimi bahçeye attım.Mutluluktan uçarken yanımızdaki dairenin kapısı açıldı.Bu oydu,sarhoş çocuk.Mutluluktan kendimi alamıyordum.Seke seke yanına gittim ve elimi uzattım.
-Merhaba,doğru dürüst tanışmadık da, ben Tiffany dedim ve çocuğa gamzelerimi gösterecek şekilde gülümsedim.Çocuk beni baştan aşağı süzdü.Tek kaşını kaldırdı ve alayla gülümsedi.
-Üzgünüm ama çıkaramadım.Zaten hatırlanacak kadar güzel de değilsin.Ve şimdi derhal yanımdan uzaklaş.Havamı düşürüyorsun.dedi ve çekti gitti.
Çekti gitti
Öylece gitti.
Öylece gitti diyorum yaa?!
Yalnız benimle alay edip beni küçük düşürürken önemli bir şeyi atlıyordu zeki çocuk.Ben onun büyücü olduğunu biliyordum ama o benim büyücü olduğumu bilmiyordu.
-Intikamım acı olacak havasız sarhoş çocuk.diye mırıldandım.Nasıl olsa artık komşuyuz değil mi?
Şeytanca gülümsedim ve amcamın arabasına doğru yürüdüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BUDALA BÜYÜCÜLER
FantasyZorla Amerika'dan Türkiye'ye amcalarının yanına gönderilen büyücü üç kardeş . Küçük Nick birazcık şapşal. Tiffany ise Türkiye'ye uyum sağlayamayacak kadar havalı. Abileri Zac ise ağırbaşlı ve örnek bir abi. Tiffany onlardan başka büyücülerin de old...