Başka büyücüler mi?

76 0 0
                                    

-Ladesim lades olsun mu?

Hadi ama! Bütün sabah boyunca amcamın büyücü dersine kaldım, sonra da özelmişim diye fazladan 4 ders aldım,sonra da sıkıcı bir büyücü tarihi kitabını büyü olmadan ezberledim,rahat rahat müzik dinleyeceğim diye bahçeye çıkıyorum, bu cin göz saçma sapan şeyler söylüyor!(Evet arkadaşlar mavi bir göz benim için cinin göz rengidir.Iyy hiç hoşlanmam.Ne güzel biz Semih'le bal rengi gözlüyüz.O şeytan Nick'in de gözü mavi.Aha size bir kanıt!)

-Hadi ama Tiff, eğlenceli olacak.

-Dediğin ne demek bilmiyorum ki eğlenmesini anlıyım?!

-Ooo prenses bugün sinirli galiba?

-Evet Eren öyleyim ve lütfen şimdi yok ol!

Eren bön bön baktı suratıma.Benim sinirler gerilerken Zac yanıma geldi ve banka oturdu.Eren'i baştan aşağı süzdü ve kolunu omuzuma attı.

-Bir şeye mi bakıyordun? dedi kaşını kaldırarak

-Evet, yani hayır, yani evet ama...

-Ben de öyle düşünmüştüm.Şimdi yok ol!

Eren tırstı ve yanımızdan uzaklaştı.İyi çocuktur ama sinirliyken çekilmiyor.

-Hadi, sen de içeri geç.Hava soğudu.dedi abim.Kalktım ve üstümü düzeltip abime baktım.O ise ağır çekimde kafasını bana çevirdi.

-Sen git.Ben biraz hava alacağım.

Normalde onu dinlemez ve patlayana kadar sorulara boğırdım.Ama bu sefer gerçekten üzgün görünüyordu ve ben de çok yorgundum.Sessizce içeri geçip odama doğru yol aldım.'Odama 'diyorum ama aldırmayın.Şimdilik ben Semih'le bir odada, Nick ve Zac bir odada kalıyordu.Ama bir kaç gün sonra tabi ki de başka bir eve taşınacağız.Ve benim kendime ait bir odam olacakkkk!!

-Selin, sen misin?

Semih'in sayıklamasıyla ona döndüm.Uyuyordu.Yavaşça yanına yaklaştım.Rezilliğini ölümsüzleştirmek için telefonunu alacaktım ki elimi yakan bir asidle yere yapıştım.

-Aaah!Kahretsin! Seni...

Devam edemeden tişörtümü dişlemeye başladım.Gerçekten canım çok yanıyordu.Açık pencereden gelen sesler bahçede birileri oldugunu gösteriyordu.Zorla da olsa ayağa kalktım, şifonyerimin çekmecesinden bir atlet alıp hızla elimi sardım ve kendimi yatağıma attım.Gözlerimi sıkıca kapadım ama kulaklarım sonuna kadar açıktı.Benim tarafımdaki pencere gıcırdadı.Pencere mi ?Yavaş yavaş biri benim tarafıma geldi.Ağzından verdiği nefeslerle yanağıma doğru eğildiğini hissettim,tam öpecekti ki hızla ayağa kalkıp çocuğu yere yapıştırdım ve ayağımı üstüne koydum.Çocuk afallamış şaşkın ve bayık bir şekilde yüzüme bakıyordu.Simsiyah saçları ve siyah gözleri vardı.Kaslıydı ve beni kolayca yere serebilirdi ama sadece yüzüme bakıyordu. O anda fark ettim.Çocuk sarhoştu!

Çocuğun sarhoş olduğunu anlayınca ayağımı üstünden kaldırdım.Çocuk debelenerek kalkmaya çalıştı ama beceremedi.Kalkmak için elimi tuttu ama tuttuğu gibi bıraktı.

-E, eline noldu? dedi elime şaşkınlıkla bakarken.O anda fark ettim, elime sardığım atlet çözülmüş ve kırmızı benekli şişmiş bir el geriye kalmıştı.Elimi hızla çektim.

-Bu seni hiç ilgilendirmez.Şimdi evimde ve odamda ne yaptığı söyle! Çabuk! diyerek gürledim çocuğun suratına.Çocuk suratini buruşturdu.

-Ne saçmalıyon be!? Burası benim evim değil mi?

Çocuğun yüzüne dik dik baktım ve yatakta yüz üstü horlayarak uyuyan Semih'i gösterdim.

-Sence burası senin evin mi? dedim tek kaşımı kaldırarak.Biraz alık alık baktı Semih'in suratına sonra başını bana çevirip hayır anlamında başını iki yana salladı ve zorla ayağa kalkıp pencereye doğru gitmeye başladı.Nasıl inecekti aşağıya merak ediyordum.Daha kendi kendine ayağa kalkamayan biri pencereden inecekti öyle mi? Ufladım ve kapıdan çıkabileceğini söyleyecektim ki çocuk cebinden bir sopa çıkardı.Hayır, bu bir sopa degildi.Bir asa'ydı!! Çocuk bir şeyler mırıldandı ve ortadan kayboldu.Hemen pencereye koştum ve aşağı baktım.Bahçede bağcığını bağlamaya çalışıyordu.Çocuk köşeyi dönene kadar onu izledim.Olayın şokunu üstümden atana kadar boş boş durdum.Üstümü değiştirmeden kendimi yatağa attım ve gülümsedim.

-Demek bizden başka büyücüler de varmış,diye mırıldandım ve kendimi uykunun kollarına bıraktım.

BUDALA BÜYÜCÜLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin