kaç haftadır onun yanında oturuyor sadece onunla konuşuyordum hatta beraber bir partiye bile gittik,aslında beraber değil ama aynı partiye gittik "hadisene kızım ne bekliyorsun gelsene" dedi çağla evet onunla yakın arkadaş olduk çok tatlı bir kız, evet şimdide beraber başka bir partiye gidiyoruz onun partisine gidiyoruz Burak'ın.
"Ayy burası çok güzel. inanamıyorum" dedi çağla ben ise aslında ben değil gözlerim, evet Burak'ı arıyor en sonunda onun bir kızla konuştuğunu gördüm ve oldukça samimi ve yakındılar içimde küçük bir kıpırdama oluştu ama onu umursamadan yanına gittim. "doğum günü çocuğu nasılmış bakalım" dedim ve yüzüme sıcak bir gülümseme yerleşti kız Burak'ın kulağına fısıldadı ne dedi bilmiyorum. Burak kolumdan tutup bahçeye çıkardı o sıra kimsenin bizi dinlediğinin farkında değildim hatta sonradan olacaklardan bile haberim yoktu.
"ee ben nasıl başlayacağım bilmiyorum. ama ben seni seviyorum" dedi evet bunu Burak dedi bende ona karşı boş olmadığımın farkındaydım ve düşüncelerimden hemen sonra "benimle çıkarmısın" dedi bende geri zekalı ben "evet" diye bağırdım ve herkesin bize gülmeye başladığını fark ettim salak ben sanırım bizim birlikte olmamızı kutluyor sanıyordum. ama öyle düşünmem birden söndü ve oradan tanımadığım biri azını açıp konuşmaya başladı "geri zekalı bu doğruluk mu? cesaret mi? oyunun bir parçası Burak'a geldi ve cesaret'i seçti bizde ona böyle bir şeyler yapmasını söyledik tam bir salaksın" dedi ve başımdan aşağıya kaynar sular döküldü. Bitti...
"kızım kaç haftadır gelmiyorsun okula" dedi çağla "çağla bunu sana her seferinde anlatıyorum niye anlamak istemiyorsun" sesimin kaba çıktığının farkındaydım ama sürekli bunu tekrarlayıp okula gelmem için uğraşıp duruyordu ama ben hala gelmeyeceğimi belirtiyordum ama o asla pes etmiyordu. "üzgünüm kırıcı olmak istemedim ama o geceyi sende biliyorsun onu görürsem ne olacak? ne yapacak? diye korkuyorum" dedim ve kırgın bir sesle " tamam boş ver ama okul gündeminden kalktın bebeğim" dedi "çağla! eğer oraya gelirsem panoya tekrar girerim bunu biliyorsun" artık her gün evde oturmaktan sıkıldım ama başka çarem yoktu. Varmı? yoksa "tamam bebeğim sen Onu boş ver yeni okula yazılacakmısın baban ne diyor bu duruma"
"çağla babamı halagörmüyorum o günden beri görmüyorum biliyorsun 2 hafta geçti biliyorsun heraradığımda iyiyim diye geçiçtiriyor" normal bir ses tonuyla "tamamtatlım annem çağırıyor kapatmam lazım seni seviyorum" diye kapattı. artık yanlızdım boş duvarlar ve bana eşlik eden göz yaşları ve hıçkırıklar her gün durumum dahada kötüye gidiyordu o anı düşündükçe. ama farkındaydım kendimi toparlamam gerekiyor. Songül ablaya teşekkür ederim sabahları başımda en azından dikilmiyordu
"artık kalk herkesin çenesini kapat sana güveniyorum lütfen o yere git ve herkese ne olduğunu göster" dedi ve ne olduğunu yine anlamadım "ne?" dedim ve tekrar konuşmaya başladı " bak sana bir gün geleceğim ama şuan sen böyle yaparsan ben sana asla gelemeyeceğim" ve bir anda gözlerim açıldı saat daha yeni 7 olmuştu onun dedikleri beynimde hala gidip geliyordu aslında haklıydı kalkmalı ve güçlü olmalıydım hemen yatağımdan kalktım ve aynanın karşısına geçtim ve yüzümü yıkadım ve bir süre aynada kendime baktım bir süre baktıktan sonra. odama geçip okul üstlerimi giydim ellerim ihanet ediyordu zorla giyiyordum
hazırdım. okulun kapısına çoktan gelmiştim ve sadece içeri girmem gerekiyordu ayaklarım bana ihanet edip ilerledim okulun kapısı açıktı ve herkes koridordaydı sınıfımın koridoruna geldim ve gözler benim üzerimdeydi birden sinirlendim ve benden beklenmeyecek hareket yaptım " herkesin şu çenesini kapatsın yoksa ben zorla kapatacağım" dedim ve azım bana ihanet etmişti o sıra ne yapacağımı bilemedim ama aradan biri çıkıp "Allah Allah şu cengavere bakın sen ne yüzle geldinki buraya" tanımadığım bir ses ve gerçekten damarıma bastı ben koştum ve ona öyle bir tokat attımki herkes şok yaşadı "sen bittin kızım sen bittin" dedi ve bir kaç kişi onu engelledi "ben buradayım seni bekliyorum istediğin zaman cesaretini toplayıp karşıma çıkabilirsin bekliyor olacağım" dedim ve hala gözler benim üzerimdeydi ve oda beni izliyordu
sınıfa geçtim ve Çağla inanmamış gibi bakıp "Fidan" diye bağırdı bütün sınıf inanmamış ve herkes üzerime atlamıştı bazı kızlar ona öyle öldürmüşki kimse ona bir şey yapmamış o ne isterse olmamış ve herkes ona tirip atmış bazı kişiler hariç onlarında payını ben verdim zaten artık herkes peşimden koşuyordu zil çaldığında dışarı çıktığımda herkes alkışlamaya başladı
"Fidan,Fidan" diye bağırıyorlardı galiba güçlü olduğumdan dolayı kızlar yanıma gelip güçlü olup okula geldiğim için tebrik etmiş hatta bazı gereksiz kişilerin okulun başına çıktıkları için onlarında azının payını verdiğim için herkes bana teşekkür etti artık arkamda bir sürü kişi vardı önümüzde oturan ikizler ise onlar ayrı dertler bizim evimizin karşısında oturdukları için her gün beni ziyarete geliyorlardı onlarda artık arkadaşımdı ama... ama ben artık kime güvenecektim? umutlarım? onlara ne demeli." biz kantine gidiyoruz gelecekmisin Fidan?" dedi çağla "bir kaç işim var onları halledip geleceğim siz inin aşağıya" dedim ve bitirmem gereken işi yapmalıydım en arkada oturan ve hiç kimse tarafından beğenilmeyen Tuğçe'nin yanına gitmeliydim çünkü şu sıralar bayağı üzgündü yanına gittim ve "selam, oturabilir miyim?" dedim ve başını sallayıp onayladı "niye ? böyle köşelere oturup içine atıyorsun bırak ne olursa olsun bırak içindekini sal gitsin" dedim ve Tuğçe ağzını kıpırdatıp " sevdiğim, sevdiğim çocuk gözlerimin önümde öldü bunu değiştirebilir misin? dedi ve birden bana sarıldı "üzgünüm" dedim ve ikimizinde gözyaşları akıp gitti "tamam artık kalk ve dik dur o seni izliyor ve böyle olduğunu görünce dahada parçalanıyor kalk ve kendine çeki düzen ver"
Tuğçe kendini toparlamıştı ve benimle takılıyordu eski arkadaşlarının yanına gittiğinde istemediklerini söylemişler ve bende yanıma aldım ama... birilerini mutlu ederken ben niyemutlu değildim. mutlu olunca zehir gibi geliyordu ve derin yanıma gelip "gelsene seni bekliyoruz" ha bu arada derin kim mi? derin ve deniz ikizler birbirlerine onları ayırt etmenin tek yolları ise gözleri birisi deniz gibi huzur veren gözlere sahip iken diğerinin ise yeşil çimleri anımsatıp temizliği gösteriyordu. "salak gel artık" arkasından Tuğçe geldi " ayy tamam geliyorum sizde bensiz bir iş yapamıyorsunuz tuvaletinizi nasıl yapıyorsunuz hala anlamıyorum?" dalga geçtim ve arkamdan Derin kafama bir tane yapıştırdı "tamam ay tamam" kantine gülerek girdiğimizde her zaman oturduğumuz yere yerleştik Deniz ve Çağla'da oradaydı
bir gün daha sonunda bitti bu hocaları anlamıyorum hala dinlemiyoruz dinlemek için ısrar ediyorlar.içimden söylenirken en arkada benim gittiğimin farkında bile değildim" ayy bu kızı biri alıp getirsin yoksa arkasına köpek koyacağım" diye dalga geçen Deniz "ayol tamam geliyorum ne diyordunuz" dedim koşarak Çağla hemen dudaklarını aralayıp "bu akşam bir kafede canlı müzik var oraya gidelim diyoruz sen zaten geliyorsun kapa çeneni" dedi ve en son itiraz etmek için karşıma Çağlayı almam gerekirdi "zaten itiraz etmeyecektim ki" dedim ve tekrar Çağla konuşup "tabi canım benim tabi sen kim itiraz etmek kim? peh" ve herkes gülmeye başladı "tabi canım" dedim bende ve bu sefer herkes güldü ve herkes evlerine dağıldı benim biraz daha yolum vardı
eve vardım ve bir şeyler giymek için dolabımın kapağını açtım ve biraz bakındıktan sonra elime bir kısa etek alıp üzerine ise bana bol gelen tişörtü giydim ve montumu'da giydim ayakkabı olarak hafif topuklu olan bir bot giydim ve aşağıya indim kızlar çoktan gelmiş beni bekliyorlardı
bir kaç dakika sonra kafenin önüne vardık ve içerisi çok güzeldi etrafı sarmış olan sahte sarmaşıklar ve kocaman açık bir alan,sahne ve ayakta kalmamız için koltuğu olmayan masalar masalarda birine yerleştik ve biz gelmemizle sahneye bir çocuk çıktı. ve her şey çalışıyor mu? diye kontrol etti daha sonra ise sahneden inip bir kaç kişi sahneye gitti. ve o oradaydı işte rüyamda gördüğüm o çocuk oradaydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FİDAN
אקשןKüçük yaşında annesini kaybeden fidan babasıyla beraber yaşar babası bu yanlızlığa dayanamayıp bir kadın ile birlikte olmaya başlar. Fidan bunu öğrenince pek hoşlanmaz ama zamanla alışır. Fidan bir okula yazılır ve onu orada neler yaşayacağını hep...