2. Bölüm

223 13 2
                                    

Kulak tırmalayıcı sessizlik Jongin'in yerinde huzursuzca kıpırdanmasını sağlamıştı. Sonunda iri yapılı olan şefi içeriye girdi. Nefesini tutup deri koltuğa yayılan adama baktı.

"Bilgilerin yarısı efendim." dedi ve elindeki dosyalarını adamın önüne koydu esmer olan. Nedense gerildiğini hissediyordu.

Adam birkaç kere dosyayı karıştırdı ve Jongin'e baktı.

"Genelde bana bilgilerin tamamını getirirsin. Hiçbir zaman yarım bir şekilde elime bir dosyanın geçtiğini hatırlamıyorum. Eski enerjini mi kaybediyorsun yoksa?" Diyerek tok sesiyle gülmeye başladı dosyayı masaya yavaşça koyan şef.

"Hayır efendim. Sadece dün yazıya geçirip bir özet haline getiremedim. Eğer zamanınız varsa devamını hemen burada size anlatıp ertesi güne özetini çıkartabilirim."

Jongin heyecanlı bir şekilde konuşunca, adam gerçekten ikna olmuş gibi başını salladı.

Jongin'in ise geciktirme nedeni ise açıktı; KyungSoo. Eve erken gelmesi her şeyi kendi açısından mahvetmişti. Onun yanında hiçbir zaman araştırma konularını söylemezdi. Sadece üstü kapalı ne olduğunu bilirdi.

Onların ilişkisi kesinlikle yasak ve gizli bir ilişkiydi. Jongin kendine çeken kısa adamdan etkilenmişti ve onu geri çevirmemişti. En azından yalnız olduğunu düşünmüyordu. Her ne kadar aylarca uzak kalsalar da..

Tek sorun; Jongin bazen kendini yalancı gibi hissediyordu. Çünkü yaptığı iş kesinlikle devlete bağlı değildi.

Burası Park işletme binasıydı. Burası herkesin bildiğigibi bir yer değildi. Ve Jongin de herkesin bildiği gibi biri değildi.

Devlete asla bağlı değildi. Bu işi gereği söylemesi gereken şeydi. Onlar sadece yaptıkları işleri devlete satarlardı. Tüm kazançları bundan ibaretti.

Ve KyungSoo bunların hiçbirini bilmiyordu. Küçük işlerin adamı olan Jongin'in en mükemmel ajan olduğunu nereden bilebilirdi?

Tüm namını dünyaya yaymış bir Mr. K.

"Chaewon Min, dünyanın en iyi değişim projesini yapan bayan. Kimlik gizlemekte mükemmel derecede iyi.

Birkaç kaynağıma göre kesinlikle işlerini cinsel yoldan hallediyor. Kadın olması bunun için bir avantaj. Devlette tuttuğu üç adamı var. Hepsi ona çalışıyor. O da kendisine.

O üç kişiyi dün tespit ettim.

Biri Oh Sehun. Kıdemli şeflerden biri. 35 yaşında. Eşcinsel ve bir kocası var. Yani ayartılma aşaması kesinlikle para.

Devlet sanırım şu son 3 yılda iyi ödeme yapmıyor kıdemlilere. Ya da onlar devlete ihanet etmeye çok meyilli.

Oh Sehun Chaewon'a tam üç yıldır çalışıyor. Ve sürekli yurt dışına çıkıyor. Yurt dışında gittiği 4 ülke var. Tayland, Fransa, Amerika ve Venezuela.

3 ay önce ülkelerden birinde eşini koruma altına almış. Ve tahminime göre Fransa da kırsal bir yere yerleştirmiş.

Eşi tamamen sicili temiz biri. Yeni kimlik kullanmıyor ve sadece işini yapıyor. Ve eminim ki kocasının yaptığı işten bihaber. Kesinlikle saf biri.

Ikincisi ise: Huang Zi Tao. Çin kökenli bir kıdemli kendisi. Yaşı 32. Hiç evlenmemiş. Ailesi yok, yetim olarak büyümüş.

Devlete ihanet etme nedeni kesinlikle cinsel bir şekilde ayartılma. Hem de maddi yönden de etkisi var. Sanırım araştırmalar kendisini sıkmış ve büyük işlere kendini atmış.

En iyi parayı alan kişi o. Ve asla Kore dışına çıkmıyor. Sicili her yıl yenileniyor. Temiz bir şekilde.

Üçüncüsü: Park Chanyeol. Çalışanlar arasında mutluluk virüsü lakabını almış bir çaylak.

Ama perdenin arka yüzünde, kesinlikle hepsinden daha profesyonel bir ihanet operasyonuna bağlı kişi. Ve asla mutlu değil.

Chaewon'a bağlı olma sebebi ise Chaewon'un onun annesi olması.

Babasını sanıyorum ki tanımıyor. Ve her ne kadar akıllı biri olsa da annesinin dediği gibi babasının öldüğüne inanıyor. Ya da sadece gerçeklerden kaçıyor.

Babasını bir şekilde buldum. Yani DNA testiyle. Ve bir testle bile babasını bulmak zor olmadı. Çünkü babası 5 yıl önce suikast nedeniyle ölen Cumhurbaşkanıydı. Ülkesine ihanet eden bir Cumhurbaşkanı.. Onun yerinde olmayı bende istemezdim, haklı.

Bunlar sadece yem. Chaewon onları bir şekilde kendine bağlamış ve hiçbiri bunun farkında değil. Bir şekilde tüm askeri, ekonomik ve birçok şeyin kaynağı elinde oluyor.

İlk önce bu üç çalışandan birini kendi tarafımıza çekmeliyiz. Bilirsiniz, ihanet edenler genellikle daha iyi bir teklif için daima ikinci bir ihanet etme duygusu ile beklerler.

Adamlarımızdan birini bu iş için görevlendirdim. Kim Joon Myeon. Ve ihanet etmesini istediğim kişi de Huang Zi Tao'ydu.

Kesinlikle cinsel bir şekilde ayartılma dürtüsüne sahip biri. Ve düşündüğüm gibi farklılık onu kendine çekti. Joon ile şuan 3 haftalık bir ilişkisi var ve nasıl olduğunu bilmediğim, çok güçlü bir şekilde Joon'a bağlanmış.

Bunun bir oyun olabileceğini düşünüp iletişim halinde olduğu insanları araştırdım ve Chaewon'un hiçbir şekilde ona ulaşamadığını öğrendim. Ve haliyle bir yönden Chaewon eksik kaldı. Bu bizim girebileceğimiz bir açık.

Şuan Joon mükemmel şekilde oyuna devam ediyor. Zi Tao ise tamamen elimizde, habersiz bir şekilde.

Bu durumda işe adamlarınız girmeli efendim. Benim araştırmalarım bu kadar."

Deyip ayağa kalktı ve başını eğdi esmer olan. Şef başını salladı.

"Araştırman için gerekli miktar hesabına aktarıldı. Yine mükemmel bir iş çıkardın. Ama en az  3 ay içinde gerçek araştırmanı yapmalısın. Ki bu seferki araştırma, kesinlikle sadece araştırıp bana getireceğin bir araştırma değil.

Gerekirse kimliğini bile ortaya atman gerekebilir. Ya da savaşman. Biliyorum sen bir asker değilsin. Ama her olası şeye karşı kendini korumalısın. Bu yüzden bu üç aylık arada 4 saatlik silah ve dövüş derslerin olacak.

Bunların ayrıntılarını Zhang YiXing'den alabilirsin. Şimdi gidebilirsin. Üç ay sonra görüşmek üzere."

Başını yeniden eğdi ve odadan çıktı Jongin. Sanırım bu üç ay onu bayağı zorlayacaktı.

-

Kapının önünde durmuş cebinde anahtarını ararken kapı birden açıldı ve minik beden onu karşıladı.

"Jongin? Neden kapıyı çalmayı denemiyorsun? Buradayım artık biliyorsun."

Jongin gözlerini kıstı ve dişlerini gıcırdattı. "Tanrım.. Cidden unuttum. Özür dilerim."

Kısa olana küçük bir sarılma verdi ve dudaklarını tutkuyla öptü. Geri çekildiğinde ise, kapıyı kapadı ve burnunu sevgilisinin boynuna sürttü. Onu gerçekten özlemişti.

Kollarını sıkıca ince bele sardı ve boynunda mırıldanmaya başladı. Soo halinden oldukça memnundu. Her zaman ona Koala gibi sarılan adamını özlemişti.

"Seni gerçekten özlemişim," dedi omzuna koyduğu başını kaldırarak.

Jongin başını boynundan çekti ve arzuyla bakan dudaklarına yavaşça kendi dudaklarını dokundurdu. İkisi de hareket etmiyordu.

İlk adımı atan Soo olmuştu. Alt dudağını dişleriyle parçalarcasına ısırdıktan sonra acısını dindirmek istercesine emiyordu.

Jongin kendini teslim edeceği sırada dudaklarını ayırmadan odalarına doğru yürüdüler.

Sırtları yatakta buluşunca, tek beden olabilirmişcesine birbirlerini kendilerine bastırdılar.

Arada olan tek fark; biri gerçekten duygularıyla sevişirken,  diğeri sadece duyacağı zevki düşünerek sevişiyordu.

GreaTask - [Askıya alındı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin