GÜVEN

123 42 29
                                    

Yüzüme çarpan güneş ışığıyla kendime geldim. Yataktan çıkmak istemiyordum ama izin günlerim dolmuştu okula gitmem lazımdı , istmeden de olsa yatağımdan kalktım ve banyoya doğru ilerledim elimi yüzümü yıkamak için lavaboya eğildiğimde aynadaki yansımama gözüm kaydı , zayıflamışmıydım ben, saçlarımın rengi olduğundanda koyulaşmıştı sanki , elimi yüzümü yıkadıktan sonra üstümü giyinmek için banyodan çıktım ve dolabıma doğru yöneldim , aslında her sabah duş alan bir insandım bu gün almak istemiyordum , okul eteğimi giydikten sonra gömleğimide giyip çantamı hazırlamaya koyuldum ,okul eteğim siyah renkti üstünde ise kırmızı çizgiler vardı, gömlek ise beyaz .

Çantamıda aldıktan sonra odamdan çıktım annem etrafta görünmüyordu "anne" diye bağırdım ama ses gelmedi bende fazla durmak istemediğimden dolayı dışarı çıktım ve kapıyı kilitledim aşağıya indiğimde kapının önünde Bariş ve Tuğçe' yi görmeyi bekliyorudum ama umduğum gibi olmadı yavaş adımlarla okula doğru ilerlemeye başladım, yanımda duran arabayı görünce bende durdum , Bariş arabadan inip yanıma geldi .
"selam güzellik" yine içimde bir ürperti oluştu .
"selam mavişim" dedim ve arabanın kapısını açınca eliyle işaret edip arabaya yönelmemi sağladı. Okul biraz uzaktı yani yürüyerek bir saatini alabilirdi ben hergün otobüs durağına kadar yürür oradanda otobüsle okula giderdim. Bazende Bariş yada Sinan gelip alırdı beni . Arabaya bindiğimde mavişim kemerimi bağladıktan sonra kendikinide bağladı ve arabayı çalıştırdı . Bariş , Sinan ve Tuğçe'nin maddi durumu bize göre çokça iyiydi hatta baya iyiydi , Atahan kolejinde okumam zaten Bariş'ın babasının ,babam ile çocukluk arkadaşlığından dolayıydı .
Susmuş Barış'ı izlerken bir insanın nasıl esmerliğiyle maviş gözlerinin bu kadar uyum içerisinde olup insana ayrı bir hava katığını düşünüyordum.
Çok tatlış bir kankim vardı yav.
Yol boyunca ne o konuştu ne de ben , araba durduğunda kapıyı açtığım gibi kendimi dişarı attım , etrafıma göz gezdirdim ve okul kapısına doğru ilerledim .
"Beren ..."
Arkama döndüğümde Bariş'ın elinde çantamla arkamdan koştuğunu gördüm.
" Kara gözlüm bir bekle ne acelen var , kızım çantanı da unutun zaten " diye mızmızlanarak yanıma doğru ilerliyordu . Yanıma geldiğinde çantamı bana uzatarak koluna girmemi sağladı ve okula geçtik.
Sınıfa vardığımızda,
geçip sırama oturdum ,yanıma kimsenin oturmasına izin vermezdim arada bizimkiler otururdu sadece . Başımı sıraya yaslayıp gözlerimi yumdum , geçen koca bir ayı düşündüm , babama verdiğim söz aklımdan hiç çıkmıyordu ama yinede yaşımın küçük olması ve kendi işimin olmaması beni engelliyordu. 12.sınıf öğrencisiydim zaten içimden az kaldı diye geçiriyordum. Hocanın sınıfa geçtiğini farketiğimde ayaklandım 'klasik hoca rütili işte ayağa kalkarsın " oturun " der ve ders işlemeye başlar . Dersten çıktıktan sonra kendimi , bahçeye doğru yönlendirdim tabiki yanımda Tuğçe ve Bariş'ta vardı beni bırkırlarmı hiç canözlerim.
Dişarı çıktığımızda hiç konuşmadan yürümeye devam ettik arka bahçeye geldiğimizde yeşil otların üzerinde attık kendimizi .Okulun bahçesi çok büyüktü arka tarafı ön taraf kadar büyük olmasada idare eder işte .
"Eee , sohbetinize doyum olmuyor bakıyorumda ." dedim.

" Konu aç"dedi Tuğçe.

"Peki , bir karar verdim" diyip sustum en son verdiğim karar hiç hoşlarına gitmemişti ama yinede bana yardım edeceklerine dair söz vermişlerdi . Gözlerini bana çevirdiler ve kafalarını hadi anlat dermişçesine salladılar .
"Peki anlatıyorum, şu intikam meselesi hala aklımı kurcalıyor .Ama bu duygu için çok erken yani demek istediğim sıfırdan başlamak, intikamımı alıcam ama şuan değil"

"Ha şunu anlasaydın " dedi Maviş.
" Bencede çok doğru bir karar Beren ,hep yanında olucağız ama doğru zaman daha gelmedi " dedi Tuğçe.

ve birbirimize sarıldık tam o sırada zil çaldı bir of çekip ayağa kalktık , ön bahçeye doğru ilerledik sınıfa ulaştığımızda kapıdan içeri girmemle üstüme su dökülmesi bir oldu etrafıma göz gezdirdim elinde kovayla bana kahkaha attan kıza bakıp çığlık atmam bir oldu .
" HANDEEE !"
Hala bana bakıp sırıtıyordu pis sümsük .
" Kızım ben senin ebeni..." deyip üstüne atladım elindeki kovayı alıp içinde kalan suyu suratına döktüm  , daha ne olduğunu kavramaya çalişan bir hali vardı.
Saçından tutup çöp kovasının yanına sürükledim ve başını çöpün içine soktum,
"Beren , bırak lan senden nefret ediyorum" diye çöpün içinde konuşmaya çalışıyordu Süslü pakizecik.
Sonrada başını çöpten çekip kendime doğrultum, sarı saçların elimle toplayıp başının arkasında sabitledim kafasını kendime doğru yakınlaştırdım
"Handecik, üstüme su dökmen hiç sandığın gibi olmadı, kendini bir anda çöpte buluverdin,  kıyamam demicem çünkü ben senden ölesiye nefret ediyorum sümsük "

İNTİKAMIN DEM 'İ AŞK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin