KAN

93 35 16
                                    

Elimde kağit öylece oturuyordum , gözlerimden istemsizce akan yaşlar yüzümü gitgide daha fazla ıslatıyordu . Babamdan sonra belkide tutunabileceğim bir dal vardi diye düşünüyordum, evet vardı belki ama o dalda tutunduğum zaman çatlayıp kırıldı , benide o uçurumdan aşagi attı.
Hayat oyunlar oynardi ,herkesin elinden sevdiklerini alırdı ama hepsinimi, bu kadarıda fazlaydı . Ayağa kalktım aynanın önünde durdum göz yaşlarımı sildim ,

"Madem onun bana ihtiyacı yoktu benimde ona ihtiyacım yok" dedim kendime .

Toparlandim ve bana bıraktığı mektubu katlayıp çekmeceme koydum ,koydum çünki ilerde bir gün onu affetmeye başlarsam veya çalişirsam bu kâğıdı okuyacak ona olan nefretimi unutturmayacaktım kendime.
Saate baktım 08:50 olmuştu odamdan çıkıp mutfağa yöneldim , baya acıkmıştım . Kendime bir sandiviç hazırladım buzdolabından çıkardığım
kola şisesinden bir bardak doldurup oturma odasina geçtim televizyonu açtim ve sandiviçimi yemeye başladim .

Başımın yanında anıran Tuğçe yüzünden koltuktan aşaği düştüm. Galiba koltukta uyuya kalmıştım.
Evet anırıyodu cırtlak ses.
" Ulan , kızım bittin lan sen "
dediğimde koşarak üstüme zıpladı.

"Asıl sen bittin" dediğinde ağlamaya başladim.

"Beren , kanka canınımı acıtım , niye durduk yere ağlıyorsun ki sen şimdi" dedi.

"Tuğçe , annem "dedim ve sustum.

" Ne oldu kızım Melek teyzeye "

"Gitmiş , Allah kahretsin ki gitmiş vicdani bir gram bile sızlamadan gitmiş" beni kendine doğru çekip sarıldı.

" Tamam ,ağlama ben varım yanında , Barış var hem Sinan da 2 gün sonra dönücek biz seni bırakmayız, şimdi kalk hazirlan okula gideceğiz ,yıkılmak yok ayakta dur dimdik dur " dedi .

" Saol Tuğçe sizde olmasanız , ama biliyorum ki beni seven zaten yanımda sevmeyen umurum da bile değil haklısın" artık durduk yere ağlamıyacaktım , kendimi toparlamam lazımdı .

" Hadi şimdi kalk ve hazirlan seni aşağıda bekliyor olucam "

" Tamam" diyip yukari çıktım.
Üstümü giyindim ve aşağı indim Tuğçe beni görünce elimden tutup beni dışarı çıkarttı ardından cebinden çıkartığı anahtarla kapıyı kilitledi .

" Kızım sen bizim evin anahtarini merden buldun yav" dedim merakli bir sesle .

" Şey , bana Murat amca vermişti , vefat etmeden bir hafta önce bende kapıyı ve zili yüzlerce kez çaldim sende duymayınca aklıma geldi açıp girdim " dedi.

" Babam hisetmişmiydi yani , yada biliyormuydu?"

" Beren , baban galiba biliyordu o yüzden anahtari bana verdi"
Sustum ve düşünmeye başladim galiba bu olanlar herkesin düşündüğü kadar basit değildi ,bu işte bir bit yenği vardi ama neydi orasini da ilerleyen zamanlarda öğrenecektim.

Kapının önüne çıktığımızda Barış'ın
bizi bekledigini gördüm.

" Günaydin mavişim"dedim gülen bir sesle benimde yeteneğim budur belki içimde kıyamet kopsa dişariya kolay kolay belli etmezdim ,tıpkı şuan olduğu gibi.

"Günaydin kara gözlüm"dedi bana gülerek.
" Sanada günaydin cırtlak ses " dedi Tuğçe'ye .
"Sanada günaydin Besinlerin Oksitlenmiş Kalıntısı " dedi Tuğçe .

" Günaydin faslını geçtiyseniz gidelim artık " arkamdan gelen sesle döndüm.

" Sinan" diye bağiran Tuğçe koşarak Sinan'ın yanına gidip boynuna atladi, pis aşık .Aslında Sinan da onu seviyordu ama bir türlü birbirlerine söyleyemiyorlardi canözlerim .

İNTİKAMIN DEM 'İ AŞK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin