Baba.
Çok üzdüler beni.
Senin kıyamadığın kızını.
Biri yaşasın diye kendimi önüne siper etmiştim,
Fark ettim ki yaşamasını istediğim kişi beni öldürmek istiyormuş.
Güvendim baba.
İnandım.
Her kötü şeye rağmen, iyi insanlar vardır dedim.
Her inandığım hüsrana,
Her güvendiğim ise içi kapkaranlık bir çukura attı beni.
Baba.
Karanlıktan çok korkarım ben.
Elimi tut.Belki dedim ya,
Hayat güzeldir de ben yanlış açıdan bakıyorumdur.
Dedim ki,
Suç bendedir.Bu yaşta, dedim baba, bu yaşta normal.
Yeni fark ediyorum,
Olgunlaştığımı.
Sevdiğin birini kaybetmek insanı 3 beden büyültüyormuş.
Ama baba
Olgun olmak istemiyorum artık.
Her şeyi, herkesi alttan almak istemiyorum.
Bende artık çocuk olsam,
Nolur ki?
Salıncaklarda sallansam,
ağaçtan yaprak koparabilecek yüksekliğe çıksam,
Sonra,
Dondurma alsam mesela,
Vişne ve limon, cornet külahında, lütfen.
Ağzıma yüzüme bulaştırsam dondurmayı,
Annem kızsa da ağlasam,
Sende temizlesen ağzımı yüzümü.Keşke annem kızdığı için ağlasam.
Gerçekleri görüpte değil.Çok erken değil mi 17 yaş,
Bunları yaşamak için?Böyle diyince kızıyorlar bana,
'Ne yaşadın ki ne biliyorsun' diye,
'Yazıpta ağlatma bizi' diye,
'Ne nankör bir kızsın!' diye,Kızmayın bana.
Bende böyle rahatlıyorum işte.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BABAMA Mektuplar
Non-Fictionİçimde söndüremediğim ateşi burada yayıyorum. Kocaman bir yangın olması için.