ÖNSÖZ
Ellerimi kaldırdığımda parmaklarım rüzgarda savrulan yapraklar gibi titriyordu. Kalp atışlarım bir kuşun ki kadar hızlıydı. Ferhan'ın güçlü elleri benimkileri avucunun içine alırken sert ve kendinden emindi.
On altı küçük pırlantayla çevrili safir taşlı yüzük.
Diğer çiftler için sevgi ve bağlılığın işareti olan bu şey, benim onun malı olduğumun kanıtından başka bir şey değildi. Hayatımın geri kalanında sıkışıp kalacağım altın kafesin günlük bir hatırlatıcısı. "Ölüm bizi ayırana kadar" bizim için kutsal evlilik bağıyla bağlanan birçok çiftte olduğu gibi boş bir söz değildi. Benim için bu birliktelikten çıkış yolu yoktu. Sonsuza kadar Ferhan'a aittim. Onunla imam nikahımız kıyılırken kulağıma da tam da buna benzer şeyler söylemişti:
"Bu konaktan içeriye hayattayken girdin, bundan böyle ancak ölümle çıkabilirsin!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZEHREVAN (SAKLI CENNET)
General FictionBabasına hiç acımadan kıyanlara oda acımayacaktı. Hepsinin hayatıyla Rus ruleti oynayacaktı. Her tetiğin ucunda bir kurban, her kurbanın gözlerinde korku olacaktı.