2 -Ayrılma-

398 38 5
                                    

Tyler: "Canınız cehenneme!"

Tyler'ın ağızından dökülen kelimelerden sonra evimize geri dönmüştük. Kızımız bir insan aileye verilecekti. Ama kimse şunu düşünmemişti.
Peki 18 yaşına geldiğinde o insan ebeveynler ne yapabilirdi ki?

------------------------------------------------------------------

Anlaşmanın üzerinden 2 gün geçti. Her an gelip Melody'yi alabilirler diye zamanımızın tamamını Melody ile geçirmeye karar vermiştik. Onun masum gülüşü ve küçük elleriyle narin bir şekilde elimi tutması. Sanırım bu duyguyu kaybetmek istemiyorum...

Melody derin bir uykuya dalmıştı. Ben ve Tyler'da onu izliyorduk. Arasıra gözlerimizden bir kaç damla yaş gelse de bu anı bozmak istemiyorduk.

Tyler: fısıldar şekilde "Onu gerçekten vermek zorunda mıyız? O daha küçük ve masum bir bebek"

"Biliyorum Tyler. Ben de Melody'yi kimseye vermek istemiyorum. Ama gözümün önünde ölmesine dayanamam."

Tyler: "Haklısın sanırım. Onun iyiliği için en iyisi bu..."

Tyler ile gözlerimizin içine bakarken ikimizin de ne kadar çağresiz ve bitkin oldığunu anlamıştım. Tyler kollarını iki yana açıp buruk bir gülümse dudaklarına konunca yavaşça ona yaklaştımve sarıldım. Sevdiğimin kolları arasında bebeğimi izlerken uyuya kaldım...

Kapının çalması üzerine uyandım. Yeni uyandığım için etrafı bulanık görüyordum ve ışık gözlerimi yoruyordu. Yavaşça Tyler'ın kolları arasından ayrılıp ayağa kalktım ve odadan çıktım...

Yavaşça odanım kapısını çektim ve inatla çalan dış kapıya doğru yürümeye başladım. Ne kadar nefret etsem de içimden Melody'yi almak için geldiklerini düşünmeden edemiyordum. Korkuyla kapı kolunu elimle kavradım ve yavaşça kapıyı açtım. Karşımda 2 smokinli adam vardı.

1. Adam: "Merhaba hanımefendi." Elindeki kağıta baktı. "Biz... Melody Dragwogel/Woler'ı almak için görevlendirildik."

O an yüzlerine kapıyı çarpmak istedim ama titreyen ellerim ile bunu yapmak zordu. İçimde bir şeyler kırıldı ve sanki artık tamamen boşluğa düşmüş gibi hissediyordum. Dudaklarımdan dökülen kelimeler kendimden nefret etmeme sebep oldu...

"E-evet... Şey içerde uy-uyuyor..."

Ellerim gibi dudaklarımdan dökülen kelimeler dudaklarımı da acıyla titretmişti. Boşluğa uzun süre baktığımı farkeden adam.

2.adam: "Hanımefendi, pek zamanımız yok"

1.adam koluyla onu dürttü. "Cherald nazik ol. O acının nasıl bir şey olduğunı biliyorum. Hanımefendiue biraz zaman tanı"

1.adama 'teşekkür ederim' bakışları attım Melody'nin olduğu odaya doğrı yürümeye başladım. Kapıyı yavaşça açtım. Tyler uyanmış endişe ile odada tur atıyordu.

Tyler: "Melody için geldiler dimi? O-onu alacaklar"

Cevap verememiştim. Kelimeler bir türlü ağızımdan çıkmıyordu. Ağlamaya başlayınva zaten cevabını almıştı...

Yavaşça Melody'nin beşiğine yaklaştım. Yüzüme kondurduğum saçma bir gülümseme ile Melody'ye baktım. Uyanıktı ve bana hüzünle bakıyordu. Yavaşça onu kucağıma aldım ve kullağına fısıldadım.

"Ayrılık vakti tatlım..."

Beni anlamışmıydı yoksa bezini falan mı pisletmişti emin değildim ama ağlamaya başlamıştı. Onu yatıştırmaya çalışarak öpüp kokladım ve odadan çıktım. Kapıya doğru geldiğimde 2 adam üzgün gibiydi. Melody'yi uzatıcakken,

Tyler: "Moonia 1 dakika..." Dedi ve Melody'yi aldı. Güzelce sarılıp saçlarını okşadı. Gözlerinden yaşlar akın akın düşerken 2 adama sinirle bakıp,

Tyler: "Eğer kılına dahi tek bir zarar verirseniz bile sizi çok pişman ederim"

Bunları derken gözlerinin kırmızıya dönmesi adamları korkutmaya yetmişti. Melody'yi tekrar başından öptü ve adamlardan birine uzattı...

Evet hayatım tam anlamıyla bu dakikada bitmişti. Melody, umarım mutlu olabilirsin...

Ve biter... Jjdkdjsks böyle sonun ta ben dııııt. Neys3 küfür yok. Ama yazarken bile sinir krizine girdim ya! Neyse yapacak bir şey yok "yüksek konsey" (Ki kendilerini bi b*k zanneden pisliklerden oluşuyor) Melody'yi insan ail3ye vermekte kararlı! Off yine sinirlendim jsjsjsjs neyse sizi seviyorum kurt sürüm 🐺💙

Mistik ElementlerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin