Rüzgar Yalaz'dan...
Ölüm.
En güzel kurtuluş.
Tüm acılardan sıyrılıp sonsuzluğa kavuşmak.
Bütün çaresizliklerin bedeni terketmesi.
Gözlerin yavaş yavaş kapanırken, zihninin sana gösterdiği birkaç anı için göz yaşıyla süslenen tebessüm.Şu an. Hâlâ kendimdeyken tek dilek hakkım olsaydı onu isterdim. Kokusunu istiyordum en çok mesela. Unutmamak için kafayı yediğim kokusuyla ölmek, hayal edemediğim kadar acımasızca imkansızdı. Yemin ederim dokunmazdım. Eskisi gibi sadece izlerdim. Dokunamadığım saçlarını, gamzelerini, eli ayağının birbirine dolaşmasını, hızlı hızlı konuşmalarını.
Bana demişti ki; " Çok yarası olunca insanın ölüme sığınıyor. Her kaçışı intihar oluyor." Anlıyorum şimdi ne demeye çalıştığını. Nasıl canından can sıyrıldığını. Ben onu yaşatmaya çalışmıştım kafese konulmuş kuşlar gibi. O yine yapmıştı gök kızlığını. Beni bile dinlemeyip yükselmişti ait olduğu yere. Kendi gibi miydi peki şimdi? Mutlu muydu? Yoksa sık sık yağan bu yağmurlar gözlerinden eksik olmayan yaşlar mıydı?
Eğer beni duyuyorsan Gök, bahar gelsin artık. Dayanamıyorum orda da üzülmene. O kadar güçsüz müşüm ki sensiz, tökezlemeden gitmiyor hayatım. Dua ederek uyuyorum rüyalarımda seni göreyim diye. Sana başka nasıl ulaşacağımı bilmiyorum...ölümden başka. Yanımda olsaydın ellerini koluma vurur kızardın. İsteyerek dokunuyordun ya bana, benden mutlusu yoktu o anlar. Bu yüzden cok sinirlendirirdim seni.
Hıçkırarak elimde sıkı sıkı tuttuğum kolyeyi daha çok avcumun içine bastırdım. Madem onu yaşatamamıştım, ben ölürdüm. Bu kolye değil miydi onu özgür yapan? Şimdi benide özgürleştirecek istediğim yere götürecekti. Bedenlerimiz değil ruhlarımız kavuşacaktı bizim.
Çok cinayet var içimde bu ara güzelim. Dirilip dirilip yine mezara dönüyorlar. Tek kurtuluşumuz sensin. Bak yok olmaya başladı kanatlarım, söz verdiğim gibi hâlâ seni seviyorum. Sen böyle işlemişken boynunda iple dolaşan çocukluğuma, ben nasıl sana iyi gelemedim? Biz bu hâle nasıl geldi Gök Kızım?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖK -EŞCİNSEL-
Teen FictionAnlatılacak çok fazla şey yok aslında; Estiği yeri yıkan bir kadın ve yaşamayı unutmuş başka bir kadın. Günahlar, yanlışlar, pişmanlıklar çığ gibi büyürken aralarındaki görünmez bağ da haberleri bile olmadan düğümlenmişti boyunlarına. Rüzgar ve Gök...