14| blonde

3.4K 347 163
                                    

"Yoongi sanırım bütün derslerden kalacağım," diye konuşurken gözlerim dolmuştu. "Bana yardım et!"

Taehyung, Taemin ile sohbet ederken duyduklarıyla yanımıza gelmişti. "Onun dersleri benimkinden daha iyi, asıl bana yardım etmen gerek!" Taemin arkadaşının bu haline gülerken kolları arasına almıştı Taehyung'u. "Bebeğim istersen ben çalıştırırım seni," dediği anda Taehyung'un gözleri parlamıştı. Daha sonra aklına gelen şeyle somurtmuştu. "Ama bak geçen sene yardım istediğimde beni ektiğin gibi bu sene de ekersen seni öldürürüm Taemin."

Taemin ufak bir kahkaha ile Taehyung'un yanaklarını sıkmıştı. Onlar birbirleriyle uğraşırken gözüm cama bakarken gözleri dalan Yoongi'ye dönmüştü. "Yoongi?" Onun duyacağı bir tonda söylediğim ismiyle başı bana dönmüştü. "İyi misin?" Başını sallamış ve gülümsemesini sunmuştu bana. Ta ki çalan telefonunda gördüğü isime kadar. Dudakları büzülürken verdiği nefesle birlikte telefonu açmıştı.

"Efendim Yoon?" Sesi sinirli çıkmıştı. Konuştuğu kişinin sesini duymasıyla birlikte kaşları çatılmıştı. Bakışı öyle şirindi ki yanaklarını sıkma isteği duyuyordum. Hayır Jimin, böyle bir şey yapamazsın.

Oflamıştı bu defa. "Arkadaşlarımlayım Yoon, daha sonra gideriz." Ona baktığımı hissettiğinde gözleri beni bulmuştu, aynı anda ben de kafamı çevirmiştim panikle. "Hayır seni onlarla tanıştırmayacağım." Aniden söylediği şeye istemeden gülmüştüm.

"Bunu daha sonra konuşsak olmaz mı? Hadi ama miniğim, söz sana o istediğin albümü alacağım." Sözünü tamamlar tamazlamaz telefonu kulağından uzaklaştırmıştı. Bunu yapmasıyla birlikte benim bile duyabileceğim bir kız çığlığı boş sınıftaki tek ses olmuştu. Kısa bir konuşmanın ardından telefonu kapattığında aldığı nefesle birlikte yanaklarını şişirmişti.

"Sanırım bir sorun var?" Sesimi duyduğu anda başını sallamıştı. "Kızları anlamıyorum," diyebilmişti sadece. Yine bu haline gülmeden edememiştim.

"Sizin burada ne işiniz var?" Sınıfın kapısı açıldığı gibi kapandığında duyduğumuz sesle o tarafa dönmüştük. "Spor salonunda tören var," Jungkook sorusuyla birlikte eliyle kapıyı işaret ederek konuşmuştu. Taehyung omuz silkerek kapıda dikilen çocuğa döndü. "Tören kimin umurunda? Müdürün boş konuşmalarına maruz kalmamak için buradayız işte."

Jungkook duyduklarıyla kıkırdamış kendi sırasına geçmişti. Taemin Taehyung'u satarak Jungkook'un sırasına ilerlediğinde bakışlarım tekrar Yoongi'ye dönmüştü. "Seni çalıştırmamı ister misin?" Sorusuyla birlikte dudaklarımda bir gülümseme belirmişti. Eş zamanla da bedenimi öne iterek kollarımı Yoongi'nin boynuna sarmıştım. "Sen harikasın Yoongi!" Yoongi'nin gülüşünü işittiğimde istemeden yaptığım şeye son vermiş ve dudaklarına yayılan gülüşe bakmıştım.

"Aptal Hoseok, aptal telefonunu tam bir saattir açmıyor!" Taehyung'un sızlanışını duyduğumuzda Yoongi'nin gülüşü donmuş endişe dolu bakışları Taehyung'a dönmüştü. "Neden açmıyor ki?" diye sorduğunda Taehyung ağmaklı sesler çıkarmaya başlamıştı. "Oyun oynuyor olsaydı küfürlerle telefonu açardı. Telefonuna bakmama olasılığı çok düşük."

Telefonu elime aldığımda Hoseok'un hiç aramadığını fark etmiştim. "Törende olabilir mi?" Başını olumsuz anlamda sallamıştı. Biraz uzağında Jungkook ile sohbet arkadaşına baktığında bir umut yerini bilmesini istemişti. "Taemin, Hoseok'u gördün mü?" Taemin duyduklarıyla sözünü yarım bırakmış gözlerini kapatarak en son hatırladıklarını kafasında tartmıştı.

"Evet," demişti yüzünü ellerinin arasına alırken. "Sarışınımın yanındaydı."

Taehyung anında kaşlarını çatmıştı. "Sarışının mı? O da kim?" Jungkook alaylı bir gülüş sunduğunda Taemin onun koluna vurmuştu. "Sarışınım B sınıfından Kim Dahyun."

lil meow | yoonmin (devam etmiyor) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin