Bölüm 4 | Sensei

491 46 25
                                    

Kendini sokağa atmıştı atmasına ama şuan yapabileceği hiçbir şey yoktu sarışının, özellikle bu hafıza ile. Belki bu kıyafetler ve hiçbir şey giymediği yalın ayaklarıyla biraz idare edebilirdi ama gidebileceği bir yer veyahut arkadaşlarından hiçbirini hatırlamıyordu, üstelik çevredeki insanların tiksinç ve yargılayıcı bakışları sokakta çekingence ve hızlıca yürüyen Naruto için pek yardımcı değildi açıkçası.

Korkuyordu aslına bakarsan Naruto, çevredeki insanlardan daha çok kendisine ne olacağına korkuyordu, hiçliğe karışıp yok olan geçmişi hatırlamıyor, bir ara belki de güvene almaya çalıştığı geleceği artık tahmin edemiyordu. Gözleri aralıklarla yağan yağmurdan mıdır yoksa hatırlamadığı ve kaybettiği mutluluğu için midir ıslak bilinmez ama yanaklarından usulca süzülen su zerrecikleriyle kollarını üzerindeki tek hırkaya sararken hızlı adımlarla o ev dışında sığınabilecek bir dam, en azından bir çatı arıyordu fakat yardım göreceğinden pek emin değildi.

Adımlarını yavaşlattı artık arkasından gelen sözde olarak bir ailesi olmadığı için, bir daha o kavgaların ve tartışmaların yaşandığı eve girmek istemiyordu, belki sadece aşırı ilgi gösterselerdi bu kadar büyük bir tepki göstermeyecekti. "Hah..." Aslında şimdi böyle davrandığı için pişman gibiydi, düşüncelere boğulurken bu yüzden nefesini büyük bir üzüntüyle bıraktı dışarıya. Fakat geri dönmek istemiyor, zaten dönmek istese muhtemelen geri dönüş yolunu bulamayacaktı.

Önüne bir kavşak çıkınca insanların yoğun olmadığı bir sokağa doğru dönüş yaptı Naruto, bacaklarındaki güç git gide azalıyordu, yağmur durmuştu gerçi ama sırılsıklam olmasını engelleyememişti.

Yorulmuştu sarışın, sanki hayatın gerçek ve acı yüzünü görmüş gibi...

O an yanına aceleyle aldığı telefonu aklına geldi birden, belki de kendisini tanıyan ve yardımcı olabilecek bir arkadaşını arayabilirdi. Ama önemli bir sıkıntı vardı: Kimi arayacaktı? Hızlıca telefonunu çıkardı kendisi bir parka giriş yaparken. Şükür ki şifre koymamıştı telefonuna yoksa çakması imkansız olurdu. Telefonun rehber kısmına girerken isimlere bakınmaya başladı, daha önce aklına gelmediği için siyah saçlının ismini asla sormamış, unutmuştu. Acaba nasıl ulaşacaktı kendisine, çünkü tanımadık bir sima ile uğraşmak, içinde bulunduğu zavallı durumu açıklamakla uğraşmak istediği söylenemezdi.

"Şansıma ne gelirse." Gözlerini sıkıcasına yumup parmağıyla rehberi biraz aşağı, biraz da yukarı kaydırıp rastgele bir isme bastı. Tedirginlikle gözlerini aralarken aradığı kişi Kakashi Sensei olarak kaydettiği biriydi. Sensei kelimesi onun içindeki tüm tedirginliği alıp yok ederken derin bir nefes koyuverdi soğuk atmosfere, "Alo?" sonra telefonu kulağına götürüp konuşmayı başlattı.

"Naruto, sen misin?" Karşıdaki titrek ama sert ve soğuk mizaçlı ses sordu endişeyle, öğrencinin sesini duymak onu içten içe rahatlatmış ve içini yiyip bitiren telaş ve sıkıntı ortadan kalkmıştı, sonuçta kendisi adına da soruşturma açılmıştı çünkü gözetim altındaydı ve ölümden dönmüştü. "Nasılsın, iyi misin, nasıl oldu durumun?" İkinci defa rahat bir nefes aldı ve bu sefer merakla sorup soruşturmaya başladı sarışının durumunu, hal hatırını. "Naruto?" Fakat güzel bir yanıt almasının yerine sadece titrek bir ses ve kesik kesik, süratle alıp verilen solukların sesleri ulaştı hattın öbür ucuna. "İyi misin sen?" Gözleri şüpheyle ve korkuyla açılmıştı aynı o günkü gibi, baygın olarak bulunduğu günkü gibi.

"Kakashi Sensei..." Yorgun ve hayattan bezmiş bir tınıyla sessizce nefes verdi nemli havaya, güneş açmamıştı ama öğle vaktiydi. "Beni alabilir misiniz?" Yorgunca nefes verirken bu kasvetli atmosfere sadece uyumak istiyordu, belki bir çift sevgi dolu ve sıcak kolun arasına kendini yerleştirerek uyuyabilirdi.

"Nereden?" Öğretmeni endişeyle sorarken tanımadığı, aslında tanıdığı ama unuttuğu insanın bir an tavırlarını tahmin eder gibi oldu Naruto, yüzünü dair hatırlamasa da aklından bir sima kayıp gitti öylesine.

"Size konum atacağım." Telefonunu kapatırken Line'a girip Kakashi'nin ismini buldu ve konumu yolladı, şimdi yapacağı tek şey ise öğretmenini beklemekti sessizce. Ek olarak parktan geçen insanların yadırgayıcı bakışlarını umursamamaya çalışacaktı, ve sadece hatırlama çalışmalarına devam edecekti çünkü böyle daha nereye kadar gidebilirdi? Tüm eğitim hayatı mahvolmasının yanında hayatı kararmış gibi hissediyor.

Acaba yeni hayatına nasıl adapte olacak?

Aradan geçen yirmi dakikayla kendini beyaz saçlı ve hastane maskesi takan bir adamın yanında onun aracında evine doğru istikamette giderken buldu. İkisi de konuşmaya ihtiyaçları vardı, özellikle sarışının ama hasta olmaya ramak kalmıştı ve fazlaca yorgundu, eve varana dek uyumamaya çalışıyor kendini bir şekilde ayık tutmakla çabalıyordu. Kendini az çok uyanıkken güvende hissedebilirdi çünkü, öbür türlü hatırlayamadığı bir adamın yanında başına kötü şeylerin gelebilmesinden korkabilirdi. Gerçi o bir öğretmen ve aynı zamanda kendisi her baktığında rahatlatıcı bir tebessümle gülümseyen adamdan çok büyük bir zarar görebileceğini sanmıyor.

Ve kendilerini eve attıklarında artık genç sarışının üzerinde ıslak giysiler yerine biraz uzunca ve bol gelen bir hoodie ve gri bir alt eşofman vardı. Saçları makineyle kurutulmuş ve kendisi bir bebek gibi tabiri caizse battaniye ile kundaklandı. Avucunda ise bir kupa, kahve dolu bir kupa... İçini ısıtmaya yaramayan bir yöntem, hissettiği manevi boşluğu maddeyle kapatamazdı.

"Of..." Mavi donuk bakışlarını karşısındaki beyaz saçlı öğretmenine gezdirirken sıkkınca nefes bırakıp elindeki boş kupayı önüne konuşlanmış cam sehpaya usulca bıraktı. "Şey..." Söze görmek için bir konu aramaya başladı ama karşısında ara sıra kendisine bakan hatırlayamadığı adamla ne konulabilirdi, ayrıca kendisinden yaşça büyük duruyordu.

"Sasuke'yle kavga mı ettiniz yoksa?" Bakışlarını kısarken anlamamış görünüme sahip sarışını süzmeye başladı Kakashi, fakat onu bulduğu o yalın ayak hali bunu tamamen reddeder nitelikteydi. "Sanırım başka bir şey." Muhtemelen evde sıkıntı çıkmıştı, yine. Sıkkın bir nefes vererek küçük bir lanet savurdu o ikisine, çocukları bu haldeyken bile kavga eksik olmayan bir yerden hayır gelmezdi zaten. "Neyse."

"Hatırlamıyorum." Naruto araya tekrar giren sessizlik süresini birden çıkan İnternet pop-up reklamları gibi kesiverdi gergin ve yüksek bir tınıyla.

"?!" Beyaz saçlı adam şaşkın bakışlarla bakınırken şahsen bek anladığı söylenemezdi. "Neyi hatırlamıyorsun? Yaşananları mı?" İyice endişelenmişti.

"Hastaneden beri..."Yutkunarak girdiği cümleleri, nefesini tazeleyerek keserken biraz tereddütlüydü aslında." ...geçmişe dair hiçbir şey hatırlamıyorum." Fakat cümlesini tamamlamayı seçti ve tekrardan büyük bir ölüm sessizliğinin içine gömülüverdi.

Kakashi ise anladı birden her şeyi, 'kafasına aldığı darbeden olmalı.' diye düşündü içinden. O da karşısında battaniyeye dsha çok sarılmış uykusuzluktan gözleri çökmüş ve kızarmış, saçları darmadağın olmuş Naruto gibi sustu. Ne yapacağını düşünürken yapılacak olan en iyi şeyi yapmaya karar verdi, şuan ihtiyacı olan şey sevgiydi.

Kendini onun yanında bulurken kollarının arasına aldı rahat bir şekilde ağlayabilmesi için, kötü anılarını bir süre unutması için. "Her şey geçti, ben yanındayım." diyerek onu rahatlatmaya çalıştı, tek elini kurumuş saçlarına daldırırken uykuya geçişini hızlandırmaya çalıştı.

Sonuçta en sevdiği öğrencisiydi.

***

976 Bölüm

Yine saçmaladım ya xndjcsjkxjskjxksh, hatalarımı düzeltmeye pek niyetim yok açıkçası.

Beni Unutma | SasuNaruHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin