"Sen benim gün ışığım,ay ışığım ve yıldızımsın..."
Sonraki gün uyandığımda yine gördüğüm rüyanın etkisindeydim.Babamın gittiği o günden beri hep aynı rüyanın farklı hallerini görüyordum ama artık alışmıştım o yüzden yataktan kalktım önce yatağımı düzeltip daha sonra elimi yüzümü yıkamak için sallana sallana banyoya gittim işim bitince üstümu giyip saçlarımı taradım çantam zaten hazır olduğu için hemen aymaya son kez bakıp odamdan çıktım.Kapının önünde beyaz spor ayakkabılarımı giyerken kapı çaldı hemen bağcığımı bağlayıp kapıyı açtım.Önde Sıla arkasında Barış vardi ve tanımadığım benden uzun siyah saçlı ve aynı renk gözlere sahip bir çocuk vardı ben hayranlıkla çocuğu süzerken Sıla "Günaydın!Eee hadi gitmiyor muyuz?"diye cırladı ben de gözlerimi siyah saçlı çocuktan ayırıp Sılaya döndüm ve başımı salladım.Sonra dördümüz yolda yürümeye başladık Barış yine herzaman ki gibi saçma şakalar yaptı Sıla sohbet konusu açmaya çaĺıştı sonra Barış "Bu arada Umut bak bu benim kuzenim Savaş okula yeni geldi ve bizimle aynı sınıfta olucak bir süre."diye yanında ki isminin Savaş olduğunu öğrendiğim çocuğu bana tanıttı."Merhaba Savaş sınıfımıza hoşgeldin!"diye yine herzaman ki gibi soğuk bir sesle konuştum oda sadece bana bakıp başını sallamakla yetindi.
Aslında pek erkeklerden hoşlanan onlarla bir ilişkim olmasını isteyen bir kız değilimdir hiçbir zaman da olmamışımdır ama bu Savaş da beni çeken bir şeyler olmuştu,pek de takmayarak derslerle ilgilendim zaten gün içinde hep olduğu gibi garip bir şey olmadı.
SAVAŞ'TAN
⭐⭐⭐
Sabah Barış ve ben o kızın yanına giderken bu kadar güzel olabileceğini düşünmemiştim çok güzel uzun dalgalı kahverenginin müthiş bir tonuna sahip saçları vardı,gözleri gördüğüm en güzel bakan gözleriydi bakarken gün boyunca hep anlamlı baktı bir şey söylemek ister gibiydi ve sürekli göz göze gelmek istedim onunla ama ona her bakışımda ve bana her baktığında gözlerini kaçırışı ve saçmalaması çok hoşuma gitmişti.Onunla ileride bile bir bağımız olabileceğini düşündüm.Onunla konuşmak istedim ama benden utanıp kaçıyordu sanki yanına yaklaşınca hep bir bahane bulup gidiyordu ama ben kafama koyduğum şeyi yapacaktım Umut benim hayatımın bir parçası olacak her ne olursa olsun.UMUT'TAN
⭐⭐⭐
Eve doğru tek başıma yürüyordum yağmur hafifçe tenime değerken bende bugünü ve Savaş'ı düşünmekle meşguldüm yolda dökülmüş yapraklara basıyordum sanırım en sevdiğim şeylerden biri bunu yapmak sonra sadece arabanın gelirken çıkardığı su sesini duydum korkarak irkildiğim sırada bir el beni arabanın altında kalmaktan kurtardı ben şok içindeyken araba hiç durmadan gaza basıp gitti daha sonra kafamı kaldırıp beni kurtaran ele bakınca onu gördüm inanmıyorum nasıl bir tesadüf bu böyle ben tam Savaşı düşünürken belki de Savaş beni ölmekten kurtardı.Bugün belki de milyonuncu kez hayranlıkla ona baktım siyah gözleri korku içindeydi ve nefes nefeseydi sanki koşmuş gibi soru sorar bir ifadeyle yüzüme baktı kollarımdan tutup iyi olduğumu anladıktan sonra"İyi misin?Ya çarpsaydı o araba sana ölebilirdin aklın nerde senin yoluna bak biraz!"dedi kızarak şaşkındım yani neden daha bugün gördüğüm bir çocuk benim için endişelensin ki bende kendimi toparlayıp"Be-ben bilmiyorum dalmışım çok ama çok teşekkür ederim gerçekten."Harika ona söyledigim ilk cümlede kekelemiştim artık benim bir aptal olduğumu düşünüyor olmalıydı.
Daha sonra bana yolda eşlik edebileceğini söyledi sebebini bilmediğim bir şekilde mutlu oldum ama keşke aptal gibi davranıp"Ah!gerçekten mi? Çok mutlu olurum."demeseydim şimdi beni gerçekten bir salak sanıyor olmalıydı.Eve doğru yürümeye başladık yolda hiç konuşmadı ve bende hiç konuşmamaya çalıştım ama yapım gereği lanet olası düşüncelerim onunla konuşmak için can atıyordu daha fazla kendimi tutamayıp"Neden geldin buraya?Yani anne ve babandan ayrılmak senin için zor olmalı,ben asla annemden ayrılamazdım."bir süre durdu ve düşündü sanki ne hissettiğini anlamaya çalışıyordu gözlerini kapayıp derin bir nefes aldı ve "Annem yok yani öldü ben daha çok küçükken.Babam ile birlikte yaşıyorduk ama o başka bir kadınla evlendi ve ben o kadından nefret ediyorum annemi özledim evet ama babamdan ve o kadından nefret ediyorum!"şaşkın bir surat ifadesiyle ona bakmayı sürdürdüm ama galiba çok bakmıştım ve önümde duran aptal taşi göremedim ve tekrar bir aptal gibi yere düştüm."Ağhh!"diye saçma bir şekilde bağırdım,dizlerim ve elim gerçekten çok acıyordu elime bakınca çok hafif yaralandığını gördüm dizlerime baktığımda ise durum çok daha kötüydü pantolonum yırtılmıştı ve dizlerim kanıyordu."Umut,iyi misin?Kızım sen ne sakar şeysin ya ölmeye meyilli misin ne anlamadım ki!"gözlerimden benden bağımsız bir şekilde akan yaşlar daha da artıyordu ve yağmur dizlerime değdikçe canım yanıyordu,Savaş yere eğildi saçlarımı düzeltip ellerimi ve dizlerimi yavaşça inceledi sonra kolundaki bandanayı çıkartıp sıkıca dizlerime bağladı."Kalkabilecek misin?Yardım edeyim gel."dedi kibarca sonra bende kendimi onun vücudundan destek alarak kaldırdım,omzundan destek alıp yürümeye başladık benim çantam ve onun çantasını taşıyordu ayrıca birde benim gibi bir kızı taşımak zor olmalı diye düşünerek"İstersen çantamı ben alayım sana çok ağırlık oluyor."diye sakince ve ağlamaklı bir sesle mırıldandım"Gerek yok çok ağır değil zaten"dedi bende fazla üstelemedim.Köşeyi de döndükten sonra mahallemizin küçük kliniğine geldik içeri girince zaten artık beni tanıyan Ayşe teyze telaşla "Ay Umut!Kızım yine mi yaralandın sen bu kaçıncı yavrum dikkat etsene biraz tatlım!"diye söylenmeye başlamışti bile Savaş beni yavaşça oturtup kenara çekildi o sırada Ayşe teyze pansuman için malzemeleri getiriyordu yanima geldi biraz bacaklarima baktiktan sonra önce güzelce temizledi sonrada beyaz bir sargı beziyle dizlerimi sardı elime de bir tane yara bandı yapıştırdıktan sonra "Tamamdır tatlım!Annenin haveri varmı?"biraz yüzüm endişeyle bakınca hayır anlamında başımı salladım annem yine yaralandığımı öğrenirse bu kez gerçekten birileri beni dövüyor sanabilirdi.Küçüklüğümden beri hep sakardım ama şimdilerde daha da artmıştı yaralanmalarım ve annemde birileri beni dövüyor sanıyorfu neredeyse hergün bir yerlerim yara olduğu için.
"Peki,anladım bu kez de söylemiyeceğiz ama bu son.Bak ceza alıcağım senin yüzünden haa ona göre!"Tamam anlamıda başımı sallayıp teşekkür ettikten sonra ordan ayrıldık ve evime doğru yürümeye başladık.Bu kez sessizliği bozan Savaş oldu "Bak belki sana saçma gelicek ama senden bir şey istiyorum ben kimseyi korumayı sevmedim hiçbir zaman ya da hiçbir kıza merhamet etmedim onlar da bana tabii.Ama bugün senin canının acıdığı her anda ben de kendimi kötü hissettim yani senden istediğim şey ben seninle arkadaş,dost olmak istiyorum Umut seni korumak seni sevmek istiyorum benim için bunu kabul eder misin?"Şaşkınlık içinde ona bakakaldım yani neden bir insan daha 1 gündür tanıdıği biri için üzülürdü ki ve neden onun dostu olmak isterdi bu bana kendimi garip hissettirdi aslına bakarsanız dürüst olması ve dost olma fikri kulağa hoş geliyordu bende onunla bir şekilde bir bağımız olmasını istiyordum."A-aslına bakarsan bende seninle yakından tanışmak isterim bana bugün çok yardım ettin ve kendimi iyi hissetmeme sebep oldun daha önce kimse bana böyle hissettirmemişti.Savaş yani evet,senin arkadaşın olmak isterim."İşte böyle başlamıştı onunla daha uzun yıllar sürecek dostluğumuz hiç kimse birbirimize bu kadar bağlanabileceğimizi düşünmüş olamazdı ama Savaş benim hayatımın en anlamlı parçalarından biriydi artık ve ben onu kaybetmeyecektim...YAZAR'DAN
⭐⭐⭐
Umut ve Savaş belki de şu dünyadaki birbirine en yakın ama en uzak iki insan ve onlar bugünden sonra hiç ayrılmayacaklar...
Umarım beğenirsiniz okuyan herkesi çok seviyorum teşkürler ❤❤❤❤❤❤❤❤
Ve bir de bana yardımcı olan canımsu SanemSu'ya sonsuz sevgiler🌟🌟🌟
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖKYÜZÜM
Teen Fiction"Çocuktum,herkese göre basit küçük bir kızdım.Bu hikaye benim hayallerimin gerçek oluş değil yıkılış hikayesi kalbimin,hayallerimin,umutlarımın...Ama umut hiç bitmez ve ben bu yüzden ben hayalini kurduğum renkteki gökyüzüne ulaşana kadar umut ettim...