FOTOĞRAF ⚜️

138 6 19
                                    

Bir şirkete daha başvurmuştum. Artık işim olsun istiyordum. Ofladım. Bisikletime bindim ve sahile gittim. Bir banka oturdum. Boynumdaki kameramı çıkardım ve yanıma koydum. Bugün hava çok güzeldi. Herkes dışarıdaydı. Derin nefes alıp verdim. Sahili inceledim. O anda gözüme birisi çarpmıştı. Elindeki deftere bir şeyler yazıyordu. Hemen kameramı aldım ve onun fotoğrafını çektim. Mükemmel olmuştu. Birkaç tane daha çektim. Tekrar kameramı ona doğrulttum. Bana bakıyordu. Ayağa kalkıp bana doğru yürümeye başladı.

-Neden fotoğraflarımı çekiyorsun?
-Fotoğrafçıyım ben, çekebilirim.
-Hayır çekemezsin! Bu yüzden şimdi hepsini siliyorsun.
-Silmiyorum.
-Siliyorsun.
-Bana istemediğim bir şeyi yaptıramazsın.
-Ama ben istediğim şeyleri yaparım.

Birden elimden kameramı aldı. Ne yaptığını sanıyordu? Elinden kamerayı almaya çalıştım. Ayağa kalkmıştı. O kamerayı almalıydım bu yüzden ben de kalktım. Boyu çok uzundu. Sonunda kamerayı almıştım daha doğrusu o bana uzatmıştı.

-Al bakalım.

Hemen fotoğraflara baktım.

-Ya! Silmişsin!
-Evet sildim.
-Seni pislik!
-Çok ayıp. Senin gibi minik kızlara bu sözler hiç yakışmıyor.

Eğilip başımı okşadı ve arkasını dönüp yürümeye başladı.

-Ben minik değilim! Sen deve olduğun için böyle!

Hak etmişti. Bisikletime bindim ve sürmeye başladım.

...

Nerdeyse bir saat olmuştu ve ben hala bisikletle dolaşıyordum. Telefonum çalınca bir yerde durmak zorunda kaldım. Arayan Hei'ydi.

-Yoora ne yapıyorsan bırak ve hemen yanıma gel!
-Tamam, geliyorum.

Hei'nin kafesi vardı. Kısa bir sürede gelmiştim. İçeriye girdim.

-Yoora!

Beni omuzlarımdan tutup oturttu. Popom acımıştı. Bu kız ne ara bu kadar güçlendi?

-Ne oldu Hei?
-Hani benim hoşlandığım bir çocuk vardı?
-Bae'miydi adı?
-Evet evet o. Bak dinle. O bugün buraya geldi vee..
-Ve?
-Bana çıkma teklifi etti. Yarın rendevum var!
-Gerçekten mi?

Hei'ye çok sevinmiştim. O tatlı, masum bir kızdı.
Kafede Hei'ye biraz yardım etmiştim. Akşam olunca kafeyi kapatıp eve gittik. Birlikte yaşıyorduk. Ailem başka şehirdeydi. Üniversitem burda yani Seul'deydi. Yurtta kalmak istemediğimden Hei benimle gelmişti. O çok iyi bir arkadaştı.
Eve gelince koltuğa boylu boyunca uzandım.

-Yoora, ben hala inanamıyorum. Yarın rendevum var benim.
-Çok mutlu oldum senin için de ama bir şey sorucam. Çığlık atma sakın.
-Tamam sor.
-Sen yarın ne giyeceksin?
-Çok güzel bir soru. Bilmiyorum!

Birden Hei ayağa kalkıp zıplamaya ve çığlık atmaya başladı. İyi ki çığlık atma dedik. Koşa koşa odaya gitti. Bu haline güldüm.
Koltukta daha da yayıldım ve gözlerimi kapattım. Telefonumun sesiyle gözlerimi açtım. Bilinmeyen bir numaraydı.

-Alo?
-Kang Yoora ile mi konuşuyorum?
-Evet.

Koşarak Hei'nin yanına gittim.

-Hei! Hei!

Hei'yi gördüğüm gibi hızımı alamayıp üstüne düştüm.

-Hei! Artık benimde bir işim var!
-Bu çok güzel bir haber. Bunu kutlamalıyız ama ilk önce üstümden kalk çünkü nefes alamıyorum.

Hemen Hei'nin üstünden kalktım.

-Oh, bir an ölücem zannettim.
-Ya! O kadar da değil.

Smile, I'm pullingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin