1.BÖLÜM

1.8K 35 51
                                    

YIL:2011

Bozuk televizyonlarının kanallarında, sıkıntıdan geziniyordu. Her Kanal atladığındaki ekrana düşen
"sinyal yok" yazısı keyfini oldukça kaçırıyordu.

Bir kaç dakika sonra gelen görüntüyle bozulan keyfi yerine geldi. Bir aydır bozuk olan "tembel kutusu" sonunda bir kaç dakikalık olduğunu bilsede yerine gelmişti.

Yaşıt hem cinslerinin aksine,
O sıralar kızlar tarafından oldukça ünlü pembe diziyi geçti. İstediği kanala gelince heyecanla tüplü televizyonun ekranına bakmaya başladı.

Başta ne olduğunu anlamasada görüntü biraz daha düzelince bunun bir boks maçı anlamıştı. Rahat bir nefes alıp maça odaklandı.

Televizyonun bozulduğunda boks maçlarının hayatında ne denli önemli bir yere sahip olduğunu yeni anlamıştı. Arka sokaktaki üç katlı evinde babaannesi ile birlikte yaşayan dedesinin televizyonundan izlemek aklına gelsede huysuzluğu dolayısıyla, ihtiyarın evine gitmek istemiyordu.

Maçları yıllardır izliyordu. İzlemeye belli bir zaman devam edince, neden ringlerde gördüğü insanlar gibi olamayacağını düşündü. Geçerli Bir sebep bulamayınca, aylar boyunca annesine yalvarararak sonunda bir kursa yazılmıştı. Bir yıldır hiç aksatmadan devam ettirdiği kursta en iyiler arasında idi. Onun karşısında yenilen karşı cinslerini bunu kendilerine yediremiyordu.

Ancak siyah saçlı kız şu an bunları düşünmeyecekti. Çünkü yeni televizyon gelene kadar, bir maçta olsa izleye bilecekti.

Ringteki Alman asıllı boksörün tekniğine hayran kalmıştı, hamleleri o kadar çevikti ki karşısındaki siyahi rakibinin ona karşı pek bir şansı yok gibiydi. Siyah boksöre kötü demek haksızlık olurdu ancak maçın gidişatı Alman'ın lehine gözüküyordu.

Heyecan ile izlediği maçta hiç beklenmedik bir şey oldu siyahi boksör savunmadan çıkıp saldırıya geçmişti. Hamlelerini Alman'a karşı Ustaca savururken, az önce tekniğine hayran kaldığı Alman hiçbir şey yapamıyordu. Siyahi boksörün her hamlesiyle siyah saçlı kızdan "Yok artık" nidaları yükseliyordu.

Bir kaç raund sonrasında, Alman yorulmuş ancak siyahi boksör çevik hareketlerle rakibine saldırmaya devam ediyordu. Alman her an nakavt ola bilirdi. Siyah gözlerini ekrandan bir saniye bile ayırmadan pür dikkat izliyordu ki; Bozuk televizyon kendini hatırlatırcasına, az önceki boks maçının yerini "karınca filmi" almıştı.

Annesi televizyon bozulanca tamir etmek yerine yenisini alma fikrini ortaya koymuştu. Bugün veya yarın, yeni televizyonun geleceğini bilsede, maçın en can alıcı yerinde bozulması sinirlerini oldukça bozmuştu.

O sinirle bir küfür savurdu,mutfakta bulaşıkları yıkarken, bu ağza alınmayacak lafını duyan annesi Mediha Hanım:

-Hira! O laflar ne!? Bu yaştan sonra ağzına biber sürerim diye mi korkutucağım seni?!

Hira annesinin bağırmalarından nefret ediyordu, aslında insanların kendisine bağırmasından nefret ediyordu. Bağırmak bir nevi karşıdakini kendinden küçük görmekti.

Daha fazla annesinin sesine dayanamayacağını anlayınca, kurs merkezine gitmek için iki saati olmasına rağmen, eşyalarını alıp evden çıktı.

Yıllardır çalışma halinde olan asfalt sokakta yürürken kahvede arkadaşlarıyla kart oynayan babasını gördü. Evinden çok kahvede vakit geçiriyordu, her ne kadar eve gelmemesi canını sıksada durumun böyle olması daha iyiydi zira eve geldiğinde annesine hakaret ediyor ve hem fiziki hem psikolojik yaralar bırakıyordu. Kadına şiddeti zaten olması gereken bir şeymiş gibi görüyordu. Kadınların erkeklere hizmet eden varlıklar olarak niteliyordu.

"Aptal adam , tek gayesi kahvede oyun oynamak" diye iç geçirdi Hira,

O bu düşüncelere dalarken, dolmuş durağına varmıştı bile, bir kaç dakika sonra gelen dolmuşla "bugün şanslıyım" diye geçirdi.

Rahatsız bir yolculuğun akabinde, sonunda kurs merkezine varmıştı. Aksatmadan yaptığı egzersizlerin eseri olan fiziği ,tam bir sporcuya benziyordu. Bu sebeple de diğer öğrencilerin ilgisini bir hayli çekiyordu.

Dersin başlamasına daha 1 saat vardı haliyle daha kimse gelmemişti. Biraz antrenmanın iyi olacağını düşündü. Kum torbasına doğru pozisyon aldı. Yumruklarını olabildiğince sert ve hızlı geçirmeye çalışıyordu.

Bir kaç saniye ara verip nefesini düzene koydu. Tekrar pozisyon aldığında, kapıdan esmer, kendinden yaklaşık 2 veya 3 yaş büyük olan gencin sesi duyuldu:

-Hamlelerin ve pozisyonun çok yanlış. İstersen sana doğrusunu öğrete bilirim.

Neredeyse bütün kurs merkezindeki kızların ilgisini çeken gence kendisini çalıştırması için bir çok kız teklif etmişti, ancak hepsini red etmişti. Şimdi ise Hira ' ya kendi çalıştırmak için teklif ediyordu.

Ancak bilmediği bir şey vardı, Hira ' yı kendinden aşağı görmüştü.

Hira umursamazca tekrar aynı pozisyonda Kum torbasını yumruklamaya devam etti.

Esmer genç bu hareketlere bir anlam veremezken red edilmek pek hoşuna gitmemişti. Bu sefer genç kıza yaklaşarak, belinden tuttu.

Keyifle gülümserken,
-Bak pozisyonun böy-

Diyeceği kelimeleri yutarken genç kızın onu ne zaman yere serdiğini anlamamıştı. Yerde şaşkınca Hira'ya bakarken,

-Bir daha asla bana dokunma! Bir daha asla yakınıma yaklaşma! Yoksa yanlış pozisyonum seni çok yanlış bir pozisyona sokar!

Hira'nın güçlü sesinin tıslarcasına çıkmasından ürken genç, bu kıza bir daha kur yapmaması gerektiğini anlamış ve bu numarayı başka bir kızın üzerinde denemeye karar vermişti, zira şu an şişen kafası bunun en somut örneği idi.
*********
Spor salonuna giren pek haz etmediği, kurs eğitmenine bakarken bir duyuru yapacağını anlamıştı.

Marka spor ayakkabılarının yeni olduğu belli olan eğitmen bunu göstermek için artı bir çaba sarf ediyordu. En son ukala bir bakış attıktan sonra etrafa dağılmış öğrencilerin kendisine bakması için el çırptı, kimsenin umrunda olmayan bu hareketin üzerine en son çare her gün değiştirdiği düdüğü çaldı.

Düdük sesini duyan öğrenciler, şekere doğru giden Karıncalar gibi eğitmenin etrafına toplandı.

Hira bir köşede olanları dinlerken diğer öğrencilerin aksine eğitmenin yanına gitme zahmetinde bulunmamıştı.

Bu durum Elbette eğitmenine gözünden kaçmamıştı, Hira'nın yaptığı antreman dolayısıyla siyah saçları terden kafasına yapışmıştı. Bu görüntüye iğrenerek bakan eğitmen yine ukala bir hareketle kafasını çevirip duyuru yapmaya başladı.

-Evet herkes beni dinliyor değil mi? Dinleyip dinlememeniz beni
Alakadar etmez. Duyan duyar duymayanda şansına küssün.

Kısa bir sessizliğin ardından sözlerine devam etti.

-Aranızdan bir kaç kişi, kulübün haftasonu özel grubuna katılacak. Şu lisanslı boksör olma olayları için...

DEVAM EDECEK...

Hikaye her zaman 16 yaşında bir kızdan bahsetmeyecek. İlk bölümler bu şekilde olacak daha sonra yirmili yaşlarda bir karakterimiz olacak.

BOKSÖRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin