9:Sürpriz Kutlama!

75 5 3
                                    

  
2 Hafta Sonra

  Çekimlerin etkisinden yeni yeni çıkıyorum derken o günden sonra bazı fotoğrafların hatalı ve bozuk çıktığını öğrenmiş ve tam olarak bu güne yeni bir çekim ayarlamışlardı. Çekimden döneli tam 3 saat oluyordu. Tanrıya şükrettim ki herşey yolunda gitmiş ve çekimler 5 saatte bitmişti.. Yine beni Justin almıştı ve eve bırakmıştı. Daha sonra ise ısrarlarımın üzerine kahvesini içip gitmişti. Bense duş almış yatağımda uzanıyordum saat geç olmamıştı. Açık konuşmam gerekirse yorgunda değildim. Bugün olanları şöyle bir düşündüğümde Andrey'in yine bana çıkışta teklifte bulunuşu ve yine tam o anda Justin'in yetiştişip beni o piç kurusunun yanından kahraman edasında alıp gidişi aklıma geliyordu ve sırıtıyordum. Justin ile aramızda bir şey yoktu ama o sürekli bunu yapıyordu. Şu 2 hafta içinde 6 defa falan görüşmüştük ve hepsinde de yaptığı türlü kıskançlıklar ne kadar doğru olmasada hoşuma gidiyordu. Ne zaman bu kadar yakınlaşyığımızı bilmiyordum ama bu iyi hissettiriyordu. Ona karşı yanlış düşüncelere kapılmak istemiyordum ama o böyle yaptıkça ister istemez kalbimin hızına ve o saçma düşüncelerime engel olamıyordum. İçindeki ses siz birbiriniz içinsiniz diyordu ve bu çok SAÇMAYDI. Olamazdık onun ve benim aramda olabilecek bişey yoktu.

Düşüncelerimi bölen şey çalan telefonum olmuştu baktığımda numaranın kayıtlı olmadığını gördüm. Tanıdık bir numara gelmiyordu. Buna rağmen telefonu açmaktan bi zarar gelmezdi.

  "Tanrım açmayacaksın sandım!" tanrım.. Bu ses tam olarak Pattie'e aitti. Onunla birkaç kere Justin'in telefonundan konuşmuştuk. Fakat hiç numarasını bilmiyordum.

  "Ohh! Bayan Pattie.. Nasılsınız?" diye sordum nezaketen.

  "Mükemmelim tatlım! Numaranı seni merak ettim bahanesiyle Justin'den almıştım. Biliyorum şuan biraz geç ama aramam gerekiyordu."

  "Bir sorun mu var?" diye sordum merakla.

  "Hayır tatlım. Sadece yarın buluşabilir miyiz diye soracaktım. Justin için bir parti düzenliyorum ve bana yardım edebileceğini düşündüm."

Hemen sevinçle konuştum. "Tabikide.. Nerede buluşuyoruz Bayan Pattie?"

***

1 hafta sonra (1 Mart)

  Heyecandan yerimde duramıyorken şuan tek yaptığımız şey karanlık evde Justin'i beklemekti. Bu sürprizden kesinlikle haberi yoktu. Birkaç günlüğüne Kanada'daki müzeyi ziyaret edeceğini söyleyip yurt dışına çıkmıştı ve bugün dönüyordu.

  Partideki herşey mor renk ile dizayn edilmişti. Herkesin üzerinde de mor renkli üzerinde beyaz renkle 25 yazılı olan kazaklar vardı. Bu kesinlikle mükemmeldi! Partide en seveceğini düşündüğüm anlardan biri ise Beliebers'ın hazırlamış olduğu birkaç videoyu izleyeceğimiz bölümdü. Çok heyecanlıydım!

Kapıdan kilit sesi gelince herkes sessizleşti. İçeriye Justin girerken söylendiğini duymuştuk.

  "Tanrım! Tüm şehirde elektirik varken benim evimde mi yok?" diye söylendi ışıkları açmaya çalışırken. O an görevliler şalterleri açmış ve prizlerden sadece mor aydınlatmaları çalıltıracak olanları açmışlardı her taraf mor renk ile aydınlanırken Justin'in şok içindeki yüzüde açığa çıkmıştı. Pattie beni sırtımdan öne dopru itince ilk benim gitmemi istediğini anladım. Justin hala şaşkın şaşkın etrafına bakarken ona doğru yürümeye başladım. Tam karşısında durduğumda gözlerimin içine baktı.

  "İyiki doğdun Bieber.." dedim şirince gülümseyip. Şaşkın ifadesi gidip yerini sıcak bir gülümsemeye bırakınca karnımda bişeylerin hareket ettiğini anladım..

  "Annie.." diye mırıldandı. Biraz durduktan sonra anlamadığım bir anda beni kendine çekip sarıldı. O kadar güzel sarılıyordu ki.. Elini hala belimde tutarken benden uzaklaşmıştı. Gözlerimin içine bakarken nefeslerimizin birbirine çarpıyor oluşu benim ölüm sebegim olabilirdi.. Çok yakınımda duruyordu. Tam o sırada hizmetliler pastayı getirmeye başlamıştı ve herkes hep bir ağızdan klasik doğum günü müziğini söylemeye başlamıştı. Pasta tam önümüzde durduğunda Justin bir elini belimden ayırıp o tarafa doğru baktı. Gülümsemesi bir o kadar daha büyürken hala tek eli belimdeydi. Sıkı sıkı kavramıştı beni. Canım acımıyordu ama gitmemem için tuttuğu o kadar belliydi ki. Benide yanında yürüterek pastaya doğru ilerledi. Sadece etrafa bakıyorken pastadaki mum neredeyse eriyecekti. Kuşağına doğru yaklaştım.
 
  "Artık dilek tutup mumlara üflemelisin Bieber." dedim kıkırdayarak.

Justin'in anlatımından:

  Pasta karşımdayken hala etrafa şaşkın şaşkın bakıyordum. Evet bir doğum günü kutlaması olacağını bekliyordum ama bu kadar harika olacağı aklımın ucundan bile geçmemişti pastaya baktığımda o mükemmel yazıyı gördüm

"Don't you worry. 'Cause everything's gonna be alright..
Hapoy B-Day Drew.."

Ben hala yazıyı incelerken kulağıma gelen o mükemmel sesi duydum.

  "Artık dilek tutup mumlara üflemelisin Bieber." demişti kıkırdayarak. Seni o kadar güzeldi ki.. O o kadar güzeldi ki..

Mecburen belinde tuttuğum elimi çektim. Oysaki ona sonsuza kadar sarılabilirim.. Pastaya doğru eğildim ve şuan isteyebileceğim en doğru şeyi istedim tanrıdan..

Annie..

Heyy merhaba bir doğum günü bölümü atmak vardı aklımda ama bu biraz gecikti. Şu sıralar herşey üst üste geliyor. Bu nedenle fazla yazamıyorum.

Ve bir sorun var! Sanırım gerçekte hiç görmediğim birisine  karşı bişeyler hissediyorum.. Yani sanal olan birisine.. Bunu nasıl kaldıracağımı bilmiyorum çok aptalım!

Real Jelieber \\ JB & Belieber Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin