SENSİZ ÖMÜR

215 25 86
                                    


Yine oldu işte yine her zaman olduğu gibi mutsuz bir ben ve artık ne kadar istesemde kalbimden atamayacağım yaralı bir adam var.Asla kalbini kırmak istemediğim ve asla gözyaşlarını görmek istemediğim bir adam, koca yürekli adam. Çok kısa gelse de ben ona çok aşık oldum ve emin olun ben ona çok bağlandım.Şimdi içeride imdat haykırışları... Sizce ne yapmalıyım? Önce yaralarını mı sarmalıyım? Yoksa bu durumu nasıl atlatacağımızı mı düşünmeliyim? Hangisi olur bilmiyorum ama önce yapmam gereken şey bana ihtiyacı olan sevdiğim adamı biraz sakinleştirmek. Nasıl yaparım şuan hiç bilmiyorum ama bunuda aşacağız bu da elbet geçecek tıpkı bu zamana kadar ayrı dünyalarda olsak da atlatabildiğimiz gibi. Ama kazanacağız kaderimize yenik düşmeyeceğiz biz değiştireceğiz  çünkü artık biz iki kişi daha güçlüyüz.

HAZAN

Hemen yerden kalkıp gözyaşlarımı sildim ve Yağız'ın odasına doğru koştum ama kapının önüne gelince istemsiz bir şekilde durdum. Ellerime baktım terlemişti, titriyordu ama içeriye girmeme engel olan şey bu değildi.Nefes alıp verdim, gözlerimi kapattım.İçeri girince beni ne beklediğini bilmiyordum ama tekrar derin bir nefes aldım gözlerimi açtım,  kavradığım kapı kolunu yavaşça açtım.Ama bir gariplik vardı. Yağız'a baktım artık bağırmıyordu nasıl oldu bilmiyorum ama sanki artık kabullenmiş gibiydi,  bu kadar kısa sürede.Koşarak yanına gittim ve sarıldım sıkı sarıldım çünkü şuan benden başka kimsesi yoktu ki. Sadece ben vardım, yalnız olmadığını hissettirmek istedim. Sonra bir hareket oldu elleri yavaşça omzuma kaydı, sonra sıkı sıkı sarıldı bana öyle bir sarıldı ki kalbiyle kulağımın arasında bir mesafe kalmamıştı.

Yağız:Hazan..

Hazan:...

Yağız:Hazan söz verdiğim gibi ameliyat oldum. Görüyorsun değil mi? Sonunda ameliyat oldum ama sen bana verdiğin sözü tutma tamam mı? Sakın tutma çünkü tutarsan mahvolurum hiç bırakmayacağım  demiştin bırak, hep yanında olacağım demiştin olma, hep seveceğim dedin sevme çünkü eğer seversen daha çok yıpranacaksın eğer bırakıp gitmezsen nefret edersin benden-

Hazan:Yağız asla ve asla seni bırakmayacağım ve bundan emin ol seni sevmeyeceğim çünkü ben sana çılgınlar gibi aşığım, evet haklısın senden nefret edeceğim ama bu beni bu kadar geç buldun diye olacak.Okan geçici dedi yapacağız biz ikimiz yapacağız.

(Ellerini sıkıca kavradım)Çünkü biz böyle olunca daha güçlüyüz tamam mı bunu asla kafandan çıkarma sen bana ne kadar git dersen git o kadar çok inatla kalacağım burada.

Önce ellerimize baktı sonrada bana baktı.Mavilerini gözlerime sabitledi, hala yanaklarında gözyaşı vardı yanağıma dokundu yavaşça okşadı ve güldü bende güldüm daha sonra onu böyle görmek bunu başaracağız inancımı dahada körükledi.Ne kadardır böyle duruyorduk bilmiyorum ama kapının pat diye açılmasıyla irkildim.

İçeriye Hazım bey ve Sinan girdi.

Hazım:Yağız oğlum ne oldu sana ha ? Okanın dedikleri doğru mu yoksa?

Yağız:Sizi kim aldı buraya? İstemiyorum seni görmeyi lütfen git!

Bence konuşmak iyi gelecekti Yağız'a kafasındaki soru işaretleri dağılınca rahatlardı belki diye düşündüm ve hemen lafa daldım.

Hazan:Yağız bence izin ver, benim için inan böyle kaçarak hiçbir şeyi düzeltemezsin emin ol.

Hazım Bey de bana katıldığını belirtmek için kafasını hafifçe sallayarak Yağıza yalvarır bir surat ifadesiyle baktı.Yağız önce biraz düşündü ve onayladı.

Hazan:Tamam süper o zaman biz dışarı çıkalım.

Sinanın da çıkmasını gerektiğini düşündüğüm için her ne kadar istemesem de onunla birlikte dışarı çıktım.Kapıyı kapatırken Yağız'a her şey iyi olacak dedim ve göz kırptım.Kapıyı yavaş yavaş kapatırken Hazım Bey'in Yağız'a yalvarışlarını duymuştum bile ,kapıyı kapattım ve yavaşça kapının yanındaki koltuğa oturdum. Sinan da tam karşıma oturdu, takmadığımı belli etmek için yönümü başka tarafa çektim.

KIŞ GÜNEŞİ (Yağhaz)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin