V. grievance

885 62 61
                                    

— grievance: sıkıntı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

— grievance: sıkıntı.

• • •

Süresiz tatilinin tadını çıkarmaktan memnun görünen Christopher, yine dışarı çıkıp hava alma ihtiyacı hissetmiş, her zaman uğradığı ve favorisi olan kahve dükkanına gelmişti. Evine fazla uzak değildi ve belki de üşengeçliğinin sonucu olarak, evine yakın bir kafe keşfetmek umuduyla gezip burayı bulduğunda adeta mücevher bulmuş gibi hissetmişti.

Yine o kafeye gittiğinde, her zamanki kahvesinden içmek ve birkaç saat bu güzel ve ferah mekanda zaman geçirmek için cam kenarındaki masalardan birine geçmeden önce kasaya ilerledi. Fazla sıra olmaması işine gelirdi, tadını özlediği kahvesini hemen alabilirdi. Telefonuna bakıyorken sıranın ilerlediğini fark ederek telefonu cebine yerleştirdi. Kafasını kaldırıp baktığında sıradan eksilen kişiye gözlerini çevirdi.

Kadın elinde tuttuğu kahvesiyle kasadan ayrılmak üzereyken yüzünü Chris'in bulunduğu tarafa çevirdi. O sırada Chris bütün bedeninin baştan aşağı kaskatı kesildiğini hissetti.

Kısacık kumral saçlarının yuvarlağımsı yüzünü çevrelediği güzel kadın adeta ışık saçarak orada öylece duruyor, elindeki kahve bardağından yükselen dumanların yüzüne çarpışını umursamaksızın kokusunu içine çekebilmek için burnunu karton bardağa dayamış ayakta dikiliyordu. Cüzdanını diğer elinde tutan kadının renkli gözleri ışıl ışıl değildi, Chris o gözlere bakarken mutlulukla parıldadığı zamanları merak etti bir an. Kadının dudaklarında canlı bir gülümsemenin silüetini görmek istiyordu. Parmaklarının hayran bıraktıran yeteneklerle donatıldığı kadının ruhu melankoliye kapılmış gidiyordu.

"Angeline." en sonunda kadına doğru birkaç adımı atmayı başardığında elinde olmadan adını söyleyivermişti. Kadın gözlerini kahve bardağından çekip tesadüfen karşılaştığı adamın renkli gözlerine baktı.

"Bay Evans." derken şaşkınlığını gizleme ihtiyacı hissetmedi. Kahve bardağını dudaklarından çektiğinde kendisini izleyen adama gülümsemesi gerektiğini düşündü ama bu düşüncede kaldı.

Chris ise onun aksine gülümsedi, bu tesadüfün sabahını güzelleştirdiğini belirtircesine avanak bir gülümsemeydi. "Lütfen- bana Chris diyebilirsin."

"Pekala, sen nasıl istiyorsan." diye mırıldandı Angeline ve kahvesinden bir yudumu alırken okyanusu kıskandıracak tonlara sahip gözlerin üzerinde olduğunu hissetti. Aralarında kurulmuş sessizlikte ne diyeceğini bilmiyordu fakat Chris'in dudaklarındaki gülümseme küçülürken adam söyleyeceklerini çoktan aklında dizmişti.

"Acil bir işin var mı?" diye sordu merakla. Angeline gözlerini yeniden ona çevirdiğinde düşünürcesine sessiz kaldı. Parmakları kahve bardağının çevresine sarılı, gözleri kafenin içerisinde dolanırken aklından neler geçirdiği belirsizdi. Fazla sürmeden kafasını yavaşça iki yana salladı. "Sanırım yok."

another love • chris evansHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin