VIII. thrill

616 49 54
                                    

— thrill: heyecanlanmak

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

— thrill: heyecanlanmak.

• • •

Gökyüzünün takıştırdığı yıldızların parıltısıyla yarışabilecek şehrin ışıkları gözü kamaştırıyordu. Pencerenin arkasında serilmiş manzaraya gökyüzünün yansımasıyla koyulaşan gözlerini dikip baktığında ruhu bulunduğu andan kopmak üzere görünüyordu.

Bir arkadaşının hatrına geldiği doğum günü partisi klasik müziğin çevrelediği kocaman bir salonda devam ediyor ve Chris önüne koyulmuş tabaktaki yiyecekleri çatalının ucuyla eşelerken bu dakikalarda derin düşüncelerin kıyısında dolanmayı uygun görüyordu. Tabağın çaprazındaki şarap bardağına bakarken sakinleştirici etkisini gösteren müzik kulağına daha çok çalındı. Buraya gelmek, insanın sosyal hayatının getirdiği zorunlulukları ona çok iyi hatırlatıyordu. Sadece bardaktaki son yudumu midesine indirmek ile yetindi.

Bardak parmakları arasından kayarcasına masaya konduğunda omzunda hareketlilik hissetti ve bu onu tetikleyerek gözlerini geriye çevirmesini sağladı.

"Hey," diyerek hafif çatılmış kaşlarıyla şarap bardağına bir bakış atan Elizabeth bulunduğu masaya yaklaştı. "Doğum günü şöleni nasıl geçiyor yalnız kovboy?"

Chris onca zaman boyunca ruhunu diplerini karıştırdığı düşüncenin arasına sıkıştırmamış gibi gülümsedi. "Şarap güzelmiş." diyerek eliyle boş bardağı işaret etti. İçtiği kırmızı şarabın tadı damağına iyice sinerken Elizabeth bir an kendi elinde tuttuğu bardağa baktı, ardından kafasını yavaşça salladı. "Evet, ben de beğendim."

Chris derin bir nefesi içine çekerken gülümsemesi söner gibi olmuştu. "Sanırım senin için güzel geçiyor?"

"Pek sayılmaz." diyerek omuz silken Elizabeth elinde dolaştırdığı bardağı sonunda bıraktığında rahatlamış hissetmesine engel olamadı. "Bilmiyorum, Scarlett ve Aaron geleceklerine söz vermişlerdi..."

"Hatırlamıyorum-" Chris belirgin bir afallamışlıkla ona baktığında Elizabeth güldü. "Her neyse, ekilmişliğimizle daha fazla yüzleşmek istemiyorum."

Chris neredeyse hareketsiz görünen dudakları arasındaki mırıltı ile onu onayladığında çatalını tabağın kenarına bıraktı ve daha fazla yiyeceğe işkence yapmamaya karar verdi. Aklında dolanan onca şey vardı ve bazen bu düşüncelerin gerçeğe dönüşebileceği ihtimali insanı sabırsızlığa iterdi. Neredeyse bir hafta öncesine kadar sadece on dakikalığına konuşabildiği Angeline'i yeniden görebilmek için adeta can çekişiyordu. Öteki kadının sözleri çark misali bir köşede sürekli dönerken bu sadece merakının daha çok kabarmasına ve kadını tanıma isteğinin güçlenmesine sebep oluyordu. Oysaki onunla karşılaşmasının aklında dolanan binlerce ihtimalden biri olarak kalması onu üzüyor, öte yandan yeniden kadının karşısına çıkabilecek cesareti nasıl gösterebileceğini sorgulatıp bu cesaretle onunla yeniden karşılaşacağı ihtimalinin kalbini heyecanla sarsmasına sebep oluyordu.

another love • chris evansHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin