2 gün önce bölüm atacağım dedim ama aksilikler yüzünden atamadım, kusura bakmayın. Şimdiden iyi okumalar...
Kayıtlarımızın yapıldığı ve her şeyin hazır olduğu, üniversite günü gelmişti. Hiç heyecanlı değildim; klasik bir hayat ve fazlasıyla kalabalık ortam, her zamanki gibi. Galiba iş yerine gitmemek için, üniversite bana daha cazip geliyordu. Yatağımdan kalkıp, banyoya gittim. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra dişimi fırçaladım. Aynadan kendime baktıktan sonra;
"Yok, bu böyle olmaz duşa gir Mehmet" Kendimce planlar yapıp uygulamaya karar verdim. Saçlarıma fazlasıyla önem veriyorum ve dağınık durmaması adına, kendimi sıcak suyun güzelliğine bırakmıştım. Havluyu belime sardıktan sonra saçlarımı kuruladım. Aynadan kendime baktım ve "Ne yakışıklıyım arkadaş" diyerek kendimi övmeye başladım. Bir insan önce kendini sevmeli değil mi?
Dolabıma yöneldiğimde, kıyafetlere bakmıştım. Acaba ne giysem diye düşünürken telefonumun çalmasıyla yönümü değiştirdim. Odaya geçip masadan aldığım telefonu açtım.
"Güzellik" diye açtım telefonu. Arayan Ceyda'ydı ve kurtarıcım olabilirdi. Gülümseyerek konuşmasını dinliyordum.
"Sakin olur musun? Sadece üniversiteye gideceğiz!" Kızlar neden böyle şeyleri kafaya takıyor ki, ders dinlemek neden mutlu eder ki?
"Ben kuaföre gittim ve bir kadın olarak hazırım. Sen daha hazır değil misin ya!" Bak bu konuda haklıydı ve ben daha yarı çıplak duruyordum.
"Eğer nefes alıp, bana ne giyeceğim hakkında yardımcı olursan bende hazır olabilirim!" Nefes almadan sorduğum soru karşısında gülmeden edemiyordum.
"Oha Mehmet! Kaan birazdan yanıma gelecek. Neyse dolabını aç ve sağda ve en sondan beşinci olan gömleğini, altına da beyaz pantolonunu ve kahverengi ceketini giydikten sonra hazırsın. Pantolon ve ceketin yerini söylememe gerek yok değil mi?"
Bir an gözlerim fazlasıyla açıldı. Ceyda bunları nereden biliyordu. Bir iki dakika şaşkınlık içerisinde dururken, konuşmaya başladım.
"Bu kadar yeterli de bunları nereden biliyorsun? Ceyda sen bizim evde çalışmaya mı başladın. Yani, bizim çalışanlar bile bu kadar bilgiye sahip değil" Ceyda'nın söyleyeceklerini dinlerken, bir yandan da dolaba yönelmişti. Yoksa ben soğuktan hasta olabilirdim.
"Ayla Hanım koyarken görmüştüm" diyerek yanıtlamıştı. Söylediği gibi gömleği aldım ve altına da pantolonumu giydikten sonra hazırdım.
O esnada çoktan telefonu kapatmıştım ve menekşe ve portal ağacı kokan parfümümü sıktım. Aynadan kendime son kez bakıp spreyle saçımın şeklini sabitledikten sonra odamdan çıkmaya hazırdım.
Ne kadarda sıkıcı bir gün diye düşünmeden edemiyordum. Beni bugün bir eğlence kurtarırdı. Daha okula gitmeden sıkılmanın zirvesindeyim. En son ayağımın burkulduğunda Asu'yla konuşmuştum galiba birazcık özlemiş olabilirdim. Beni yerden yere vurmuş olsa da onun adı geçince içimde farklı şeyler oluyordu. Akşam yanına gidebilirdim aslında, bu güzel fikir.
"Neymiş bakalım, o güzel fikir" diyen anneme döndüm. Düşüncelerimi kontrol edemeyip dışa yansıtmıştım. Anneme dönüp yanağına bir öpücük kondurdum.
"Sıkılmamak için yöntemler sultanım." diyerek kapıya yöneldim. Konuşmasını dinleyip muhabbet edersem kuaförün önünde, belki de okulun bahçesinde beni kesecek gibi düşüncelere bile kapılmış olabilirdi.
Arabaya bindikten sonra son ses müzik açıp yoluma devam ettim. Ceyda'yı aramak yerine Kaan'ı arayıp nerede olduğunu öğrendim. Daha doğrusu aramamı sonlandırıp mesaj atmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUM TORBASI
Teen FictionHayatınız da hiç, size vuran birine aşık oldunuz mu? Galiba ben oldum. Boks hayatınızın neresinde bilinmez ama onun tamam hayatının merkezindeydi. Artık ben de onun hayatının merkezinde olmak için çabalayacağım. Fazlaca ukala ve bur o kadar yakışık...