~★~ Şeker Dükkanı ~★~

125 6 4
                                    

"Merhaba ben Mila. 17 yaşındayım ve lise 3'e gidiyorum. Arkadaş bakımından pek de parlak olduğum söylenemez. " İnanmıyorum , bu gerçeği kendime nasıl söylemiştim ? Normalde aklıma gelse "Takma kızım onlar kaybeder." derdim."Geçmişim biraz kötü. Kötü derken üzüntüyle , ayrılıkla geçti. Annem ve babam ben 14 yaşındayken ayrıldı. Ve ikiside beni yanına almak istemedi. İnanabiliyor musun ? Kendi öz annen ve baban seni yanına almak istemiyor. Aradaki durumla "Seni evlat olarak istemiyorum !" arasındaki 7 farkı bulunuz. Şaka gibi. Neyse alıştım. Şu an yaz tatilindeyiz ve okul kapalı. Nefret ederim zaten. tek sevdiğim yanı Kantidende bir teyze var. Teyzem gibi aslında , çok içten, samimi. Hani bir sorununuz olursa gidip anlatabileceğiniz türden tatlı mı tatlı bir insan. Adı Loti. Bana haftanın her günü neredeyse limon şekeri getirir. Anlamıyorum normal limon şekerleri gibi de değil. İçinde farklı bir tat var ama bunun sırrını Loti bana asla söylemez. Her zaman zamanı geldiğinde anlayacaksın der.

Şeker delisiyim bu arada söylemiş miydim ? Neredeyse 2 günde koskoca 1 poşeti deviririm. Ah bide bayram günleri. Mutfak Dolabı benim yaşam bölgem olurdu. Ama artık buna gerek kalmıyor. Evde tek kalıyorum. Küçük bir daire ama bana yeter de artıyor. Eve gelen de olmadığından şekerlerimi koruma zahmeti göstermiyorum. Evden çıkarken üzülmeyin bebeklerim eve gelince sizi hemen yiyeceğim dediğim de olmuyo değil. Aslında çok kafa birisiyim ama eski arkadaşlıklarımdan artık birilerine fazla güvenemiyorum. Herkes dışardan farklı görünüyor." Vayy be kızım sende Shakespeare olacak ruh varmış. Arada kendimle böyle dalga geçerim. Neyse işte sıradan bir hayatım var."

  Yerimden kalkıp aynanın önüne geçtim. Hala kendimde değildim. Bu neydi şimdi. Dışardan biri şuan ki halimi görse çocuğunu kaybetmiş kadın sanardı. Neyse ne kadar erken hazırlanırsam o kadar iyi demektir." Bugün avm ye gidip şeker dükkanından biraz şeker almam gerek. en sevdiklerim şu kolalı olanlar. Tadları beni mayhoş ediyor nedense. İnanın ki o sırada dışarıda 3. Dünya Savaşı çıksa ruhum duymaz. O derece bağımlıyımdır şekere. Ne kadar şeker yersem de yiyeyim hep sıska ve kuru bir vücuda sahibim. Bir kez Loti bile sormuştu "Sırrın ne bakim senin?" diye. Tabiki ardından koca bir kahkaha. Koskoca yemekhanenin içinde sanki ulusa sesleniş gibi haykırmıştım. O anki durumumu görseniz gülmekten hastaneye kaldırılırdınız.

  Neyse amaaan boşver hep benim acılarımdan mı bahsedeceğiz ? Tabiki de hayır yani !" Neyse o sırada hazırlanmıştım. Tek yapmam gereken cüzdanımı ve uzun , dışarı çıkarken kesin ve kesin yanıma aldığım çantalardan birini almam gerekiyordu. Millet pul koleksiyonu yapar ben çanta. Dolabım gökkuşağına dönmüştü. Siyah bir çanta aldıktan sonra evden çıkmaya hazırım. Anahtarla kapıyı kilitlerken ait olmadığımı düşündüğüm dünyaya adımımı atıyordum. Yabancı geliyordu bu taşlar. Ya ben buraya ait değildim ya da onlar bana. Yeter be felsefe bu kadar kızım okuyucunun kafasını bozdun. Neyse yol boyunca ilerledim. Avm ye vardıktan sonra üst kattan içeri girdim. Şeker dükkanı alt katlarda kalıyordu. O kutsal yer nerede diye demir korumalıklara yaslanıp tahterevalli hesabı yer çekimine meydan okuyarak bir yandan da aşağı sarkarak şeker dükkanının yerini arıyordu gözlerim.

  Dışardan gören bu yaşa gelmiş hâlâ bu hareketlerimi yapıyor diye tepki verebilir. Normaldir yani. Bir anda sanki benim yanımdan bir karartının aşağıya doğru indiğini , hatta ışınlandığını görür gibi oldum. Heyyyy dur ! Olamaz , sakın , sakın yani imkanı yok ! Ve tataaaaa aşağıya inan karartı benim siyah çantamdı. Umarım birisinin üstüne düşmez. Aslında kimin üstüne düşerse düşsün de içinde atıştırmalık şekerlerim var yani onlara bir şeycikler olmasın. Kendimi o heyecanla korumalıklara attım. Aşağıdan iki delici , mavi göz bana bakıyordu. Bir an afallamıştım. Hey ! Yuh artık be çantam onun üstüne mi düşmüştü ? Ya git bi yaşlının üstüne bi orta yaşta abinin üstüne düş ne bu böyle. Dur şimdi ya o yukarı geliyorsa. Napmalıyım ?! ne yapmalıyım? Siz siz olun bu durumlarda benim yaptığımı yapmayın.

  Eve gitmeliyim aman çanta sonuçta. Ama bir yanım o çantanın icinde şeker var şekerrrrrrrrr diye bağırıyor diğer yanımda rezil olmak istiyorsan bekle paket yaparlar evdede gülersin diyordu. Bende çareyi nerde buldum. Tabiki Dışarı çıkıp normal bir insanmış gibi yürümekte. Her ne kadar bunu becerebilirsem artık. Neyse kendimi dışarı atmam bir oldu. Biraz ilerledikten sonra aklıma bir soru geldi. A be salak sen eve neyle girmeyi düşünüyorsun ? Ohaa resmen beynim durmuştu. aniden artık ne olursa olsun diyerek. avm ye doğru Usain Bolt gibi koşuşturmaya başladım. Sanki zaman çok yavaş akıyordu. Etrafa baktığımda her şey slow motion gibi geliyordu. Fark etmeden avmnin kapısına geldim. Oh may Allah ! Karşımda kahverengi saçlı , her ne kadar kaslı demesemde baris kaslı , mavi gözlü benden uzun bir çocuk elinde benim çantamla kapının önünde bekliyordu.

  Hayat memat meselesiydi. O şekerler benim mideden başka mideye inemez kardeşim. Ve birde anahtar var tabii. Acaba yanından geçer gibi yapıp elinden çantayı tutup kaçsam mı ? Aslında güzel fikir ama yok yok olmaz. En iyisi yanına gidip doğru düzgün becerebilirsem özür dilemek ve çantamı geri almaktı. Sanki alnımda "ÜZERİNİZE DÜŞEN ÇANTANIN SAHİBİDİR !!!111!11" yazıyordu. Çocuk direk beni farketti.

"Şeyy... Merhaba."

"Merhaba , bunu sen mi düşürmüştün ?"

  Oha çocuğun gözleri resmen parlıyordu. Bir dakika kendime iki tane patlatıp kendime gelmem gerekti. Ah şurdan biri gelip bana tokat atsa ne iyi olurdu.

"E-evet benim yani , ben düşürmedim ama benim , aslında düşürdüm ama...."

  Ne saçmalıyordum ben yaa "Kafayı mı yedi bu kız ?" diye düşünüyodur kesin. Aaa bide gülüyordu şuna bakın.

"Önemli değil bir şeyim yok merak etme. Hem sorun değil. Olur böyle şeyler. Aramızda kalsın bende çok sakarımdır."

"Banane be senden ! Şekerlerim İçinde mi ?"

  Yok artık anı intahar etmiş bulunmakataydım. Kızım sen iyi misin ? Çocuk diyorum senden diyorum kalıplı bi çaksa ağzınla gözün yer değiştirir.

"H-haklısîn yani. Bu arada içine bakmadım yani sadece geri getirmek istedim."

  Oha yaaa çocuğa resmen çok kötü davranmıştım. Bir kötü oldum.

"Her şey için özür dilerim. İsteyerek olmadı. Daha demin bağırdığım için de özür dilerim. Biraz fazla oldum galiba."

"Sorun değil ya. Neyse görüşürüz. Kendine iyi bak , başkalarının da kafasına böyle çanta düşürme. "

  Çocuğun gülüşünde resmen kayboluyordum. Kızım kendine gel !! Galiba benden bir cevap bekliyordu.

"Sende..."

  Dur bir dakika biz şimdi birbirimize görüşürüz mü demiştik ! Yok artık daha neler. Gerçekten garip bir gündü. Eve vardığımda şeker almayı unuttuğumu yeni farketmiştim. Bu hiç hayra alamet değildi. Neyse Üzerimdekileri çıkarıp sabahki pasaklı halime geri döndüm. Elde koskoca bir 0 vardı. Ama sanki değişiklik hissediyordum kendimde. İçim kıpır kıpırdı. sadece gözlerimi kapatmak ve o delici mavi gözleri tekrar görmek istiyordum.

Vote ve yorum atmayı unutmayın ;) :*

Limon ŞekeriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin