Gözlerimi açtığımda güneş yeni doğmuştu. Aniden gözlerimi tamamen açtım. Dur bir dakika ben , bu saatte , kalkmak. Şaka yapıyorsun. Saat daha 08.03'tü. AH ! Hadi ama. Belki uyurum diye kafamı yumuşacık yaptığın içine gömdüm. Yok yok olacak gibi değildi. Uyuyamıyordum. Ne var da uyanıyor sun bu saatte anlamadım ki. İstemeye istemeye kendimi ayağa kalkmak için zorladım. Hiçbir şey yapmadan direk mutfağa geçtim. Sanki alkol almışcasına sallanarak hareket ediyordum. Dolap kapağını açtım ve tahıl gevreğini alıp masanın üstüne koydum. Masanın üstünde dünkü siyah çantam duruyordu. Herhalde dünkü olaylardan sonra burada unutmuştum. Buzdolabından da sütü aldıktan sonra artık bir şeyler yemeye hazırdım.
Sütü kaseye dökerken dünkü konuşmamız aklıma geldi ;
"H-haklısîn yani. Bu arada içine bakmadım yani sadece geri getirmek istedim."
Bilmem. Garipti. Kaseden bir iki kaşık aldıktan sonra çantayı alıp içindekilerin hepsi tamam mı diye baktım. Eksik bir şey yoktu. Ama fazla bir şey vardı. Bir kağıt. Ben bunu dün nasıl fark etmemiştim. Kağıdı açtım. İçinde bir numara ve şunlar yazıyordu ;
"Merhaba. Ben Carl. Bunu neden yazıyorum bilmiyorum amaa... Anlarsın işte... Seni yukar ıdan bakerken görünce , tanışmak istedim. Biliyorum saçma gelebilir ama işin doğrusu bu. Bu arada sapık filan değilim korkma. Eğer tanışmak istersen bu numaraya mesaj atabilir ya da çağrı bırakabilirsin. Umarım..."
Hey ! Umarım ne ? Ne yani durup dururken tanımadığın biri üstüne çanta fırlatınca , daha doğrusu yanlışlıkla üstüne düşürünce onla tanışmak mı istersin ? Aslında bir nevi mutlu olmuştum. Dün geceden beri aklımdan çıkmıyordu. En iyisi bunu görmezden gelip bugün de evde takılmaktı. Kendi odama geçip bilgisayarı açtım. En iyisi yabancı dizi izlemekti. Seç bakalım ; American Horror Story ? Supernatural ? Doctor Who ? Hangisi ? Bugünlük oyumu American Horrors Story'den yana kullanmıştım. 2. Sezon 4. Bölümü açtım. Bir garip oluyordum bu dizide ama kendimi izlemekten de alıkoyamıyordum. Rahibe Jude bence hepsini dize getirirde inan yok kardeşim.
Tam diziye odaklandığım sırada telefon çaldı sandım ama calmamıştı. Tabi ki beni kim arayabilir ? Hiçkimse. Derken 5 dk sonra harbiden cep telefonum çalmaya başladı. Tövbe tövbe artık geleceği mi seziyordum , ne yapıyordum ? Saçmalama. Bu kadar dizi izlersen olucağı budur. Telefonu aldım. Arayanın kim olduğu yazmıordu. Tanımadığım bir numaraydı. İStemeyerek de olsa gelen aramaya cevap verdim.
"Alo. Kimi aramıştınız ?"
"Şey... Merhaba ben dün üzerine çanta düşürdüğün çocuğum. Galiba notu görmedin diye ben arayayım dedim."
Oha , yuh be ! Bu benim numaramı nerden bulmuştu ki ?
"D-dur bir dakika... Sen benim numaramı nerden buldun !?"
"Cüzdanında yazıyordu."
"Ne ! Anlamadım ! Cüzdanımı mı karıştırdın ?! İnanmıyorum !"
"Hey hey dur bir dakika öyle demek istemedim. Sadece kim olduğunu merak ettim."
"Ve kim olduğumu öğrenmek için de bir kızın cüzdanını mı karıştırdın ?! Hiç utanma yok mu sende ?"
"Haklısın a-ama bunu yapmalıydım yoksa şuan senle konuşmuyor olacaktım."
"Merak etme daha da konuşmayacaksın."
Aramayı aniden sonlandırdım. Şaka gibi ya. Bir de çantaya dokunmadım demişti güya. Beyefendiye bak , cüzdanımı bile karıştırmıs haberim yok. Dünkü duygularımdan eser yoktu. Çok sinirliydim. Etraftaki şeyleri parçalayasım vardı. Ya hani bari cüzdanını karıştırdım deme ! Gerçi başka ne diyebilirdi ki? Ya iyi misin !? Çocuk senin şahsi malını karıştırıyor ve sne merhamet acıma duygusu hissediyorsun. Ya da gerçekten yine ağır davranmıştım. Telefonun elimde titreşmesiyle yüreğimin ağzıma gelmesi bir oldu. Gelen mesaj ondandı. Neydi adı ? Carl'dı galiba , herneyse. Mesajı açtım.
"Bunu yapmak zorundaydım. Çünkü senle tanışmak istiyordum. Gerçekten seni incittiysem özür dilerim."
Aslında biraz şeker buluyordum bu çocuğu ama her böyle hissettikten yaklaşık 2 sn sonra içimdeki gaddar ben , "Saçmalama ! İyi misin ? Kendine gel !" diyip duruyordu. Ne yapacağımı bilememiştim gerçekten. Bende ona mesaj attım.
"Neden ?"
Kendimi bir an yabancı dizideymiş gibi hissettim. Garipti. 10 dk geçmişti fakat hâlâ bir cevap yoktu. Belki biraz sonra mesaj atar diye beklemiştim ama yanılmıştım. Gün boyu bana mesaj atmadı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Limon Şekeri
Romansa"Merhaba ben 17 yaşında şeker delisi bir kızım." " Adım Mila." "Onunla tanışmam aynı bir limon şekeri gibiydi." "İlk başta sadece biraz ekşiydi..." "Peki ya şimdi ?" Mila'nın hayatı Carl ile tanışana dek sadece dram ve acıdan ibaretti. Fakat Carl il...