Müzik sesi kesildiğinde meydanda Dilanın sesi duyduldu.
(Multimediada şarkı)
Hinê bînin li teştê kin
Şîr û şerbetê çêkin
Kevçî bi kevçî hûn lêkin
Bînin li destê zavê kin
Bînin li serê bûkê kin
Şarika bûkê heftreng e
Dayê rabe dereng e
Dawet hate ber derî
Dawet hate ber malê
Bêhna zavê pir teng e
Bêhna bûkê pir teng e
Berbû hatin bermalê
Rabe bûka delalê
Ha dîlan dîlan dîlan
Stran lîlan û dîlan
Çi bûkekî delal e
Zava bû xwedî malê
Hinê Bînin Türkçe Çevirisi
Kınayı getirin leğene koyun
Süt ve şerbet yapın
Kınayı kaşık kaşık yapın
Getirip damadın eline sürün
Getirip gelinin başına sürün
Gelinin duvağı yedi renklidir
Anam kalk vakit geçtir
Düğün gelmiştir kapıya
Düğün gelmiştir evin yanına
Damadın canı sıkılır
Gelinin canı sıkılır
Düğün alayı gelmiştir kapıya
Kalk güzel gelin
Ha düğün düğün düğün
Şarkı, zılgıt ve düğün
Nede güzel bir gelindir
Damat artık ev reisidir.
Hazırda bekleyen göz yaşlarımbirer birer akmaya başlamıştı bile. Kadınlar etrafımda türküye eşlik edip dönüyorlardı en sonunda türkü bittiğinde yanıma Hanımağa geldi 2 büyük bilezik ve avcumada büyük altın koyup bileğimden öpüp kınamı sürüp sarıldı. Hanımağanın sarılmasıyla ağlamam daha da şiddetlenmişti. Kına yakma bittiğinde yerimize oturmuştuk bir süre daha oynayanları izledikten sonra Müzik sesi kesilip meydanda Fırat ağanın tok sesi yükseldi.
"Azad Ağa kalkta gelin hanımın boyunu posunu görelim de hayde ne diye oturursunuz kalk ayağı" dediğinde kafamı kaldırıp sonunda azadla göz göze gelmiştim gözlerinde gördüğüm nefret göz göze gelmemin ne kadar yanlış olduğunu doğrulamıştı hemen bakışlarımı tekrar elimde kitledim . Birinin elimden tutup orataya sürüklemesiyle kafamı kaldırdım Azad ağa tam karşıma geçip birisine işaret verdi.
Reyhani oyununu oynamaya başlamıştık
Oyun bittiğinde yerimize oturmuştuk.Bir süre daha Oyun havaları oynandıktan sonra herkes dağılmış evlerine gitmişlerdi Azadlarda gitmişti. Üstümdeki tonlarca ağırlıktan kurtulup salonda kızlarla oturuyorduk.
Narinin kızının yürümeye çalışma çabalarıa gülümserken önümüzdeki kahvelerimizi içiyorduk bir yandan . Elleriimi açıp Narinin kızı Miraya seslendim.
"Teyzesinin balı gel bakıyım bana." Miray bana paytak paytak gelirken yüzümdeki gülümseme mümkünmüş gibi biraz daha büyüdü Kucağıma alıp sıkıca sarılıp koklaya koklaya öperken altımda hareketli hareketli kahkaha atıyordu bende onunla birlikte kahkaha atıyordum en sonunda çenemde gıdıklanma hissettiğimde mirayın çenemi dişlediğini anlamıştım kahkahalarım daha da büyürken kızlar bana bakıp kaş göz işareti yapıyodu
"Ne var Mizgin yine kaşın gözün oynamaya başladı"dediğimde arkadamki ses beni bozguna uğratmıştı
"Daha ne kadar daha senin keyfini beklicem Gelin hanım " bu Azaddı ne işi vardı burda kucağımda Mirayla ayağı kalktım ama arkamı dönmeye cesaret edemiyordum. En sonunda arkamı döndüğümde sinir bir adet Azad ağa mevcuddu
"Buyur ağam "
"Yarın bunu giyeceksin" elindeki büyük paketi kapının köşesinebakırakıp gözlerimin içine baktı
"Ne ki bu"
"Açınca görürsün ben gidiyorum" dediğinde bende geçirmek için arkasından bahçeye çıktım tam bahçe kapısından çıkıcakken arkasını dönüp bir adım yaklaştı elini cebine atıp küçük bir kutu uzattı
"Bu da senin çıkartmayacaksın bunu hiç" dediğinde önce kutuya sonra Azada bakıp elinden kutuyu aldım
"Tamam ağam" dediğimde kucağımdaki Miray hareketlenip boynuma daha çok sarıldı sanırım uykusu gelmişti Azad boynuma sarılan Miraya uzunca bakıp tekrar bana döndü göz göze geldiğimde hızla kafamı yere eğdim Azad bahçe kapısına dönüp kapıdan çıktı arabasına binip hızla uzaklaştı. Elimi kalbime koyup sakinleşmesini bekledim bu adamın üzerimde bıraktığı etkiyi hiç sevmiyordum. Kalbim marotana çıkmış gibi hızlı atıyordu.