Bölüm 4

335 14 0
                                        

"Abi ? Bu kız kim ?" karşımdaki gözleri ağlamaktan şişmiş abimin arkasına saklanan kıza baktım siması tanıdıktı ama kim hatırlamıyordum. Abim kıza daha da sarılıp ;

"Benim nikahlı karım seninde yengendir berivan bunu böyle bilesin" deyip avludaki sedire oturdu.

Arkama dönüp avlunun kapısını kapattım abimlerin karşısına geçip;

"Bu kız kim bilmiyorum ama abi heryerde silahlı adamlar var kaçamazsınız bunu biliyorsun değil mi ? ne yapmayı düşünüyosun babam nerede duyunca seni gebertecek."

"Bilmiyorum berivan kes sesiini artık ne yapaydım sevdiğim kızın düğünemi gideydim." dedi sinirle. Tam konuşucakken  kapıdan gelen iki el silah sesi ve içeri giren silahlı adamlarla çığlığı basmıştım. Adamların arkasından giren Azad Ağayla yerimde çivilendim onun ne işi vardı burda. Azad Ağa abimin yanına gelip yüzüne yumruğunu geçirdi abimin yanındaki kız pardon yengem çığlık atarak Azad Ağanın ayakalarına kapanıp;

"Kurbanın olam abi vurma Borana seviyorum ama beni öldür onun saçının teli kırılmasın abi çek vur abi." diyerek ağlamaya başladı şimdi herşey yerine oturmuştu Rojdaydı bu Azadın kardeşi ah be abi neyaptın sen. 

"Kes sesini Rojda seninde hesabını kesicem sende bekle azrailiniz olucam ikinizinde." diyerek belindeki silahı abimin alnına dayadı. Korkuyla çığlık atıp tam Azad Ağaya doğru koşacakken birinin kollarımdan tutup yere diz çöktürmüştü ;

"Azad Ağa bırak abimi öldürme kıyma canına Allah rızası için yapma." bir yandan ağlıyor bir yandan bağırıyordum ama Azad Ağa gözlerini abimden bir saniye bile ayırmadı sözlerimin hiç birinden etkilenmemişti. 

Silahı hazır hale getirip abime iyice bastırdığında abim gözlerini kapatmıştı. Öldürücekti abimi annemden kalan hatıramı öldürücekti beni evsiz yurtsuz bırakacaktı. Yerinde çırpındıkça kollarımda ki baskı dahada artıyordu. Tekrar Azad Ağaya bağırmaya başladım;

"Azad Ağa!!! Sevmek günah mıdır söyle ha sevmek günah mı ? cezası da ölümüdür buraya bak söyle gözlerime bak söyle abimler birbirini sevmişler. Sen sevgi nedir bilir misin Azad Ağa sevmek nedir sevilmek nedir bilir misin ha söyle!! madem sevmek günah cezası da ölüm çek vur beni cezanı kes." dediğimden hızla bana dönüp ateş saçan gözlerini gözlerime dikti yanıma gelip bu seferde benim alnıma dayamıştı o ölüm makinesini ;

"Sen kimsin ki bana hesap soruyosun lan!! sen canınamı susadın lan senin karşında mardin ağası var laflarına dikkat edesin." diyerek bağırmıştı ağlamaktan gözlerimin önünü bile göremiyordum duyduğum sadece Rojda ve abimin bağırışlarıydı.

Gözlerini kapatıp son duamı etmeye başladım ve sonumu bekledim. Tam sonum geldi derken avluda iki el silah sesi duyuldu ama bu silah sesi Azadın silahından gelmemişti gözlerimi silip kafamı kaldırıp sesin geldiği yere döndüm. Babam ve Azadın babası Fırat Ağayı gördüm arkalarında da ağlayarak olanları izleyen Melek hanımağa vardı. Fırat Ağa yanımıza yaklaşarak konuşmaya başladı;

"Ne oluyor Azad Ağa ne zamandan berri benden habersiz hüküm verir oldun ?" dedi

"Ağalığı bana devrettiğinden berridir bav bu ikisinin hükümü ölümdür.!!" dedi Azad

"Hüküm verdiğin benim kızım seni kardeşindir."

"Benim böyle bir kardeşim yok Fırat Ağa."

Melek Hanımağa ağlayarak oğluna sarıldı; "Yapma oğlum benim kanadımı kırma yavrum yapma kurban olurum seni verene yapma beni yurtsuz bırakma bana evlat acısı yaşatma oğlum." diyip ağlamaya devam etti. Fırat Ağa tekrar konuşamaya başladı:

"Birazdan aşiretler toplanacak o zaman hüküm verilecek." dedi.

*********

Aradan 2 saat geçişti Karahan konağından verilecek hükümü bekliyorduk. Ağalar toplanmışlardı bizde kadınlar ayrı bir odada verilecek hükümü bekliyorduk. Halam da gelmişti sarılıp verilecek hükümü bekliyorduk karşımda Melek Hanımağa oturuyordu ağlamaktan bitap düşmüştü elinde tesbihi dilinde duasıyla bekliyordu. Ben onu izlerken kafasını kaldırdı göz göze geldik.  Bağırıp çağırmasını nefretle bakmasını beklerken Melek hanım bana sıcak bir gülümseme sunmuştu şaşırıp ilk ne yapacağımı bilemesemde bende ona gülümsemiştim. Odaya giren çalışanlardan birisi konuştu;

"Hanımağam Fırat Ağa hüküm verildi avluya gelsinler dedi." dediğinde odadaki herkes nefesini tutmuştu hanımağanın arkasından ilerleyip avluya çıktığımızda köşede abim yüzü yere eğik duruyordu Azad Ağa, Fırat Ağa ve babam vardı avluda sadece diğer ağalar yoktu babamla göz göze geldiğimde gözlerini benden kaçırdığında anlamıştım zaten olacakları gözlerimi kapatıp yaşların bir bir akmasına izin verdim sonrasında Fırat Ağanın senin işittim;

"Hüküm berdeldir. Azad ile Berivan evlenecek."

Benim GelinimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin