#1 Klasik bir başlangıç

138 14 19
                                    

"Bu benim aklıma gelen ama fırsatım olmadığı için yazmadığım, sadece geçiştirip aklımın bir köşesine kazıdığım onlarca hikayeden biri. Ama bunun bir farkı var. Bu hikayede arkadaşlarımdan yardım aldım, beni desteklediler. Böylece ben de bir iki kelimeyle başladım. Umarım bu bir iki kelimeyle en azından bir bağ kurup bir nebze de olsa istediğimi anlatabilmişimdir. Daha önce böyle bir deneyimim olmadı. Hatalarım varsa veya önerileriniz varsa söyleyebilirsiniz. Şimdiden teşekkürler."

Yağmurlu ve soğuk bir pazartesi günüydü. Sanki öğrencilerin en büyük kâbusları bir arada toplanmış gibiydi. Herkes bir umutla kar yağmasını beklemiş, ama olmamıştı. İşte böyle bir sabahta uyanmak çok zordur. Eğer bir de önceki gün sabaha kadar sınavınıza çalıştıysanız. Eylül bu hatayı her zaman yapıyordu. Ertesi gün ise kendine bir daha olmayacağı konusunda asla gerçekleşmeyecek sözler veriyordu. Ama ne yaparsın işte huylu huyundan vazgeçmez. Bu gün de aynı şekile uyandı. Uykusuz ve pişman. Dışarıda yağan yağmur da bu hisler üzerinde büyük bir etkendi. İnsana yorgunluk ve umutsuzluk veriyordu. Ama her şeye rağmen saatlerce çalıştığı bir sınavı ve onu okulda sabırsızlıkla bekleyen arkadaşları vardı. Zaten onun okula gitmesinin sebepleri de bunlardı. Yavaşça kalktı ve dolabını açıp şöyle bir göz gezdirdi. Beyaz bir kazak ve siyah bir kotta karar kıldıktan sonra hazırlanıp kahvaltı sofrasına oturdu. Her sabah olduğu gibi çikolata parçalı ve bol vitaminli mısır gevreğinden yedi. Tadı pek tatmin edici olmasa da bir tost hazılamak düşünüldüğünde kulağa çok daha basit geliyordu. Çantasının içine telefon ve kulaklığını koydu. Ve kapıya doğru gitti. Çıkmadan önce annesi onun yanağına küçük bir öpücük kondurdu. Bu kasvetli günde onu az da olsa mutlu etmişti. Annesi kulağına şöyle fısıldadı:"Azra ve Derin seni bekliyorlar. Acele et de soğukta çok kalmasınlar."  Eylül annesini onaylayan bir bakış attı. Ve kapıyı hafifçe çekip dışarı çıktı.

  -Nerede  kaldın böyle?Burda donduk resmen.
Bunu söyleyen her şeye rağmen neşesini kaybetmemiş olan Azra'ydı. Yanında ise yarım yamalak gülümseyen   Derin duruyordu...

Normal bir kasabada yaşayan normal kız, iki yakın arkadaşlarıyla okula doğru ilerledi.   Tıpkı her güzel hikayede olduğu gibi...

Son 3 günHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin