#2 Kırmızı kolye

132 9 11
                                    

Okuduğunuz için teşekkürler *

Eylül, Azra ve Derin okula doğru yola çıktılar. Giderlerken bir yandan da sohbet ediyorlardı. Ama Eylül neredeyse ayakta uyuyordu.  Bu nedenle konuşmanın içeriğini bile duymamıştı. Dalgın dalgın uzaklara bakması Derin'i biraz tedirgin etti ve dayanamayıp sordu:
- Eylül senin neyin var böyle. Yoksa dediğimiz bir şeye bi alındın?
-Aslında hayır. Sadece uykum var. Dün gece sınava çalıştım falan. Doğru düzgün uyuyamadım.
Konuşmaya Azra da dahil oldu:
-Bugün olmaz. Bugün bizi kiminle tanıştıracağını unuttun sanırım.
Eylül bunu tamamen unutmuştu. Geçen hafta cuma günü onları sevgilisiyle tanıştıracağına söz vermişti. Ama bunu böyle büyük bir söz olarak değil, daha çok geçiştirme amaçlı söylemişti.
-Ahh! Doğru ya. Ben size söz vermiştim. Ona mesaj atarım. Okul çıkışı kafeye gideriz.
Azra kafeye gitmeye bayılırdı.Ama bir sorun vardı. Bugün okul çıkışı misafirliğe gideceklerdi:
- Bugün olmaz ama yarın olabilir. Antrenmandan sonra.
Derin:
-Valla bana fark etmez. Eylül ısmarlarsa o iş tamam.
Eylül güldü.ve yürümeye devam ettiler

  Azra ve Derin konuşurken. Eylül de Burak'a mesaj attı:
  "Yarın çıkışta kafeye gidelim mi ? Benim kızlar seninle tanışmak için sabırsızlanıyor. :)))"
  Burak yazıyor...
"Olur. Hem zaten benimkiler de tanışmak istiyor. Bir eğlence olur. :)"
"Tamam o zaman şöyle yapalım. Siz okuldan sonra hemen çıkmayın bizi bekleyin. Biliyorsun yarın antrenman var. Birlikte gideriz.;)"
  Burak yazıyor...
"Oldu o zaman. Görüşürüz. :))"
"Görüşürüz..."
Derin:
-Ee hallettin mi
-Evet oldu bu iş. Antrenmandan sonra buluşup birlikte gideceğiz.
-Şşşt. Başka biri de gelcek mi yanında?
-Arkadaşları gelcekmiş galiba.
Azra kaşlarını kaldırıp indiriyordu. Bir şey ima etmeye çalışıyor gibiydi ama kimse anlamadı. Sonra gözlerini devirdi ve yürümeye devam ettiler.
Okul zaten yakındı bu nedenle konuşana kadar varmışlardı bile.
Derin yanında yemeğini getirmemişti. Bu yüzden Eylül'ün koluna girdi ve kantine yöneldi. Azra ise yukarı çıktı. Yukarı çıkar çıkmaz onu Kardelen karşıladı. Selamlaştılar. Ve ardından da yanlarına Nergis geldi. Kardelen' in küçük bir işi vardı. Arka sıraya, Sude'nin yanına gittiler. Kardelen:
-Sude umarım yarın okula geleceksindir.
-Aslında... Gelemeyeceğim. Şehir dışına gideceğiz.
Kardelen:
-O zaman hediyemi ne zaman vereceksin?
Ardından diğerlerine durumu açıkladı. Nergis , Sude ve Kardelen küçük çaplı bir hediyeleşme yapmışlardı. Ertesi gün de hediyeler verilecekti.
Kardelen durumu açıklığa kavuşturduktan sonra boğazını temizledi. Bu bir işaretti. Bununla birlikte Sude konuşmaya başladı:
- Merak etme Kardelen. Yanımda hediyeni getirdim. Yani aslında ben seçmedim. Bu nedenle beğenip beğenmeyeceğinden emin değilim. Ama..
Çantasından küçük, siyah bir kutu çıkardı. Kutuyu Kardelen'e verdi. Kutunun üstünde kırmızı motifler vardı. Kardelen merakla kutuyu açtı. Açarken kutuyu yırtmamaya çalıştı. Ve kutunun içinden kırmızı taşlı bir kolye çıktı. Kardelen kolyeyi pek de beğenmemişti ama hediye geri çevrilmezdi. Bu nedenle teşekkür etti ve geçiştirdi. Sonra diğerlerinin yanına dönecekti ki , onların çoktan gitmiş olduğunu gördü. Ve sonra hatırladı, ilk ders bedendi.

Son 3 günHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin