9. bölüm/yeni dünya

20 4 0
                                    

Ateşler' in bulutlara ulaştığı bu dünya garipti. Garip olmaktan çok fantastikti. Dilin yasakları kadar kurum, çöl kadar soğuk kanlıydı zaman. Akardı ama ruh değildi yaşlanan, beden durur iken. Çatlak dudaklar arasından dökülen son nefes ve kelime. "Ölüyor muyum?" Ölüyor muyuz ki biz ölünce? Yaşıyor muyuz ki biz ölmeden önce?

Siyah perdeli oda da ışık yoktu fakat Bendis; bir anda gözlerini açıp, derin bir nefes almıştı. Saat on buçuk sularıydı ve herkes artık uykulu halinden kurtulmuştu. Beline sarılmış olan el' in Korhun' a ait olduğunu biliyordu. Arkasını yavaşca döndüğünde Korhun'un da gözleri açıktı, burun burunaydılar. Bendis gözlerini bir iki kere kırptıktan sonra Korhun;

"Günaydın."

Bendis yutkunarak gözlerini gözlerinden ayırıp, dudaklarına bakmamak için tüm odağını Korhun' un gözlerine vermişti.

"Günaydın."

Konuşunca dudağı Korhun' un burnuna sürtmüştü. Korhun derin bir nefes almıştı ve yavaşca dışarı bırakmıştı. (Ağzı kokmaz meleklerin herhalde) Bendis tekrar yutkunmuştu, Korhun' un gözlerini kapamasına sebep olacak şekilde.

"Küçüksün daha."

Göz kapaklarını yağmurdan sonra geri çekilen bulutlar gibi açmıştı ve Bendis' e bakıyordu. Gözü aşağıya kaymıştı ve kendini zor tutuyordu.

"Seni öpmek isterdim."

Bendis bu sefer kaşlarını çatmıştı ve Korhun' u omuzlatından ittirmişti.

"Ben istemiyorum."

Hızla yataktan kalkıp oda' nın lavobosuna girmişti. Kapıyı kilitleyip, musluğa eğilmişti. Kulbu kaldırıp, suyun akmasına sebep olmuştu. Ellerini suya değdirdiğinde 'tıs' sesi kulaklarını ve çıkan buhar da gözlerini doldurmuştu. Hızla ellerini çekmişti. Neler oluyordu ki? Vücudundaki ateş kendini tutamıyor olsa gerek. Heyecanı onu içten içe ateşlendiriyordu. Bu da şu demek oluyor; heyecan duygusu olmamalı ya da kontrol edebilmeli. Ellerini tekrar suyun altına tuttuğunda daha da fazla buhar çıkmıştı. Büyük bir çığlık dudaklarından dökülmüştü. Yanıyor muydu? Korkuyordu biraz da. Biraz değil fazlaca aslında. Onun sesini duyan Korhun hızla yataktan fırlayıp tuvalet' in kapısına koşmuştu. Kapıya tıklatmıştı.
'Tık tık tık'

Bendis sesi duymuyordu. Yere oturmuş ve elleri kulaklarında cenin pozisyonunda idi. Korhun kapıya tekrar sertçe vurmuşu.

"Bendis! İyi misin Bendis! Kapıyı aç!"

Bendis kafasını kapıya çevirmişti ve gözleri kocaman olmuştu. Sarsakça yerinden kalkmıştı ve kapının kilidini zor da olsa açmıştı. Hızla içeri dalan Korhun anlamaz gözler ile Bendis' e bakıyordu.

"Ne oldu?"

Bendis ellerini hafif yumruk yapmış, X biçiminde göğsüne koymuştu. Başı öne eğikti, olan biteni çözmeye çalışıyordu. Korhun ellerini ne ara koyduğu belirsiz belinden çekip, Bendis in çenesine tutmuştu. Lakin eli yanınca maalesef geri çekmişti.

"Hay senin ananı sikeyim!"

Bendis gözlerini kaldırıp, Korhun' un gözlerine bakmıştı.

"Senin ananı değil- yani senin anneni değil. Yanlış anlama yani."

Önemli değil anlamında başını sallamıştı.

"Şimdi bana olan biteni anlat."

Bendis derince bir nefesi ciğer boşluklarına kadar çekmişti.

Yatağın üzerinde olan biteni Korhun' a anlatmıştı.

"Yani kısacası sadece suda oldu böyle bir şey."

ÜREYVAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin